Güncelleme Tarihi:
BAKAN GÖNÜL'DEN 'FÜZE KALKANI' AÇIKLAMASI
Karar Lizbon zirvesinde alınacak
19-20 Kasım’da Lizbon’da yapılacak NATO zirvesinde karara bağlanacak “füze kalkanı” projesinin ayrıntıları ortaya çıktı. Anlaşma sağlanırsa, önce denize SM-3 füze önleyici füzeler, daha sonra Patriot PAC 3 sistemi konuşlandırılacak.
Füzeler Karadeniz’e yerleştirilecek
Füzeler Karadeniz, Doğu ve Kuzeydoğu Anadolu’ya yerleştirilecek. Türkiye’nin ise iki noktada çekincesi var. 1- Proje Türkiye’yle sınırlı kalmamalı, tüm NATO topraklarına yayılmalı. 2- Türkiye, NATO belgelerinde İran ve Suriye’nin tehdit olarak geçmesini istemiyor.
NATO ülkelerinin Kasım ayında Lizbon’da gerçekleştireceği zirve sırasında karara bağlanacak olan “Füze Kalkanı” stratejisinin ayrıntıları belli olmaya başladı. Hürriyet’in NATO çevrelerinden elde ettiği bilgilere göre anlaşma halinde önce aşamalı olarak Karadeniz’de yüzer durumda bulunan gemiler üstündeki SM-3 füzeleri yerleştirilecek, sonra da Türkiye’ye Patriot PAC 3 sistemi konuşlandırılması planlanıyor.
Bu sistem, karadan havaya atılan güdümlü füzelere karşı bir “hava savunma kompleksi” olarak ABD tarafından geliştirildi. Türkiye’nin onay vermesi halinde bu sistem Türkiye’nin Doğu, Kuzey-Doğu ve Karadeniz bölgelerine yerleştirilecek.
Dün Brüksel’de yapılan NATO Dışişleri ve Savunma Bakanları toplantısında “Füze Kalkanı” projesi ayrıntılarıyla ele alındı. NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, 28 üye ülkedeki 900 milyon vatandaşın muhtemel saldırılardan korunması gerektiğini belirterek “Tehdit altındayız. Dünyada 30’dan fazla ülke balistik füze teknolojisi üzerinde çalışıyor ve bazılarının menzili Avrupa’ya ulaşıyor” dedi. Rasmussen ortak füze savunma sisteminin hayata geçirilmesini istedi.
Sistem nasıl işleyecek
Hürriyet’in elde ettiği bilgilere göre dün toplantıda, daha önce Polonya ve Çek Cumhuriyeti’nde oluşturulması planlanan, ancak Rusya’nın karşı çıkması nedeniyle Romanya ve Türkiye üzerine odaklanan projenin ayrıntıları şöyle.
Türkiye, Lizbon zirvesinde projeye onay verirse, “Aşamalı Uyarlanabilir Yaklaşım” (Phased Adaptive Approach) adı verilen proje hayata geçirilecek. 2011 yılı içinde elde mevcut denize konuşlu Aegis Silah Sistemi gibi SM-3 önleyici füzeler yerleştirilecek. Bunun için Rusya ile “dirsek teması” sürüyor.
İki yıl içinde de karaya konuşlu hareketli radar sistemlerini içeren savunma sistemleri gündeme gelecek. Bu aşamada Türkiye’nin de onayıyla PAC-3 balistik savunma füzelerinin daha çok Karadeniz bölgesine yerleştirilmesi planlanıyor.
Muharebe Sahası Balistik Füze Savunması’nın ‘Anti Theatre Balistic Missile Defense) esasını teşkil eden bu sistem, karadan havaya atılan güdümlü füzelere sahip bir “hava savunma” kompleksinden oluşuyor.
Sahip olduğu yetenekli (interceptors) ve geliştirilmiş savaş başlığı ile hedefi atıldığı anda tespit ederek, gerekli vuruş hesaplarını yapıyor ve füzenin atılması ardından çarpma suretiyle (hit to kill) imhasına neden oluyor.
Hesaplamalara göre, İran’ın ABD ya da Avrupa’ya attığı bir balistik füzenin rotası Türkiye’nin doğu ve kuzeydoğusu üzerinden, Karadeniz’e doğru takip edecek.
Bu nedenle, Patriot PAC-3 füzelerinin bu bölgelere konuşlandırılması hesaplanıyor. Atılan balistik füze, daha yükselme safhasındayken vurulacak. Sistem, Türkiye’yi hedef alan bir tehdit olduğu zaman da rahatlıkla kullanılabilecek.
Türkiye’nin iki çekincesi
Daha önce Türkiye’nin tamamı korunmayacağı gerekçesiyle duyulan rahatsızlığı karşı tarafa aktaran Türk yetkililer, dün Brüksel’deki pazarlıklarda ise “iki çekince” ortaya koydu:
1-NATO’nun “bir müttefike saldırı, bütün müttefiklere saldırıdır” prensibinin yer aldığı 5’inci madde çerçevesinde ve ‘caydırıcılık’ kapsamında olabilir. Tüm NATO topraklarına yayılması halinde füze savunma sistemine yeşil ışık yakabiliriz.
2- NATO belgelerinde tehditlerin İran, Suriye gibi ülkeler olarak yansıması doğru olmaz. Komşularıyla “sıfır sorun” politikası yapan Türkiye bu durumu kabul edemez.