Güncelleme Tarihi:
Bakan Çağlayan’a “bu sert tepki niye” diye sordum.
Çağlayan “Yanlış şeyler oluyor Zeynep Hanım” dedikten sonra öfkenin gerekçelerini şöyle sıraladı:
“Amerikan heyeti Ankara’ya geldi, mali kurumlarla, bankalarla görüştü. Türkiye’de bir baskı havası yaratmaya çalıştı. Bu olmamalı. Bu işler böyle yapılmaz…”
Çağlayan’ın bahsettiği Amerikan heyeti, Ağustos ayında Ankara’ya gelen, Dışişleri Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı, Merkez Bankası, Mali Suçları Araştırma Kurulu, BDDK ve Bankalar Birliği’yle görüşen ABD Hazine heyeti.
Amerikalılar, BM Güvenlik Konseyi’nden İran’a yönelik çıkan, Türkiye’nin de “ret” oyu verdiği yaptırım kararından tatmin olmadılar. Bu yüzden de uluslararası finans piyasalarını devreye sokmaya, bankalar, mali kuruluşlar üzerinde baskı kurarak, İran’ın mali kaynaklarını kesmek, bu ülkeyi ticaret yapamaz hale getirmek istiyorlar.
Nitekim, Ağustos ayında Ankara’ya gelen Amerikan Hazine heyetinin gündeminde de bu konular vardı. Heyet, özellikle Bankalar Birliği ile yaptığı görüşmelerde, Washington yönetiminin BM Güvenlik Konseyi’nin kararından sonra ABD’nin kendi Kongresi’nden çıkardığı bir yasayla uygulamaya koyduğu “tek taraflı” yaptırımlar hakkında bilgi verdi.
Heyet, “yasaklı İran bankalarıyla para transferi içinde olan Türk bankalarına sert yaptırımlar uygulanabileceğini” anlattı. İşin, bu bankaların Amerika’daki temsilciliklerini kapatılmasına kadar varabileceğini bildirdi.
"HÜKÜMET RAHATSIZ"
Ancak ABD heyetinin, kendi Kongresi’nden çıkan ve sadece “ABD’yi bağlayacak” olan kararları, sanki “uluslararası kararlar, BM kararları” gibi pazarlamış olması, Ankara’da hükümeti çok rahatsız etti.
İşte Suriye’nin Lazkiye kentinde kısaca sohbet etme fırsatı bulduğum Devlet Bakanı Zafer Çağlayan da, Türkiye’nin bu isyanını dile getirdi.
“Türkiye bir hukuk devleti” dedi Çağlayan ve devam etti:
“Öyle gelip de, baskı havası yaratamazsınız. Biz bir hukuk devletiyiz. Hiçbir şirkete, bankaya gidip de, ‘bu ülkeyle, bu bankayla iş yapmayın’ diyemeyiz. Öyle dediğimiz anda, ‘nerede mahkeme kararı, nerede uluslararası yaptırım kararı’ derler. Ama adamlar gelip, Türkiye’de bir baskı ortamı yaratıyorlar…”
Çağlayan, ABD heyetinin Ankara’da görüştüğü her kuruma anlattığı yaptırım kararlarının da, “sadece ABD’yi bağlayan kararlar” olduğunun özellikle altını çiziyor.
“BM Güvenlik Konseyi İran’a yönelik bir yaptırım kararı aldı. Üstelik bu karara biz Türkiye olarak ret oyu verdik. Ancak karar kabul edildi. Kabul edildiği için bu karara saygılıyız ve uygulayacağız. Ancak diğer ülkelerin, tek taraflı olarak aldıkları kararlara uymamız da söz konusu değil…”
“BANA GELSELERDİ SERT KONUŞURDUM…”
“ABD heyetinin Türkiye’deki temaslarında değindiği konuların muhataplarından biri de benim” diyor Bakan ve ekliyor:
“Ancak bana gelmediler. Eğer bana gelip, bunları anlatmış olsalardı, onlara sert konuşurdum.”
“ASLINDA BİZDE DE SUÇ VAR; KOORDİNASYON KURAMIYORUZ…”
Bakan Çağlayan konuşurken, bir de özeleştiri yapıyor. “Aslında Türkiye olarak bizde de suç var. Bu konularda, ilgili kurumlar arasındaki koordinasyonu sağlayamıyoruz. Böylesine önemli bir konuda tek ses olarak çıkamıyoruz” diyen Bakan Çağlayan, adeta bazı kurumlara da mesaj veriyor.
Bakan Çağlayan, 10 gün sonra ABD’ye gidecek. Orada hem Amerikan-Türk Konseyi yıllık toplantılarına katılacak, hem de ABD ile Türkiye arasında kurulacak olan, sadece işadamlarından oluşacak yeni oluşum konusunda temaslarda bulunacak.
“Orada da sert konuşacağım” diyor Çağlayan. “Tüm bunları, Washington’da da görüştüğüm tüm muhataplarıma söyleyeceğim…”
Ve Türkiye ile ABD Arasında kurulacak yeni iş konseyi;
Bakan Çağlayan bu konuda da bilgi veriyor. Bakan’ın anlattıkları şöyle;
Türkiye, ABD’nin stratejik ortağı idi. Ancak Başkan Obama’nın ziyaretinde, bu stratejik ortaklığın mahiyetinin değiştirilmesine, yeni konsepte de model ortaklık denmesine karar verildi. Model ortaklığın özelliği, ekonomik konuları da ağırlıklı olarak kapsaması.
İşte bu çerçevede, Bakan Çağlayan’ın Washington ziyareti sırasında, Türkiye ile ABD arasındaki mevcut iş konseyine ek olarak, yine işadamlarından oluşacak yeni bir konsey daha oluşturulacak.
“ABD ile Türkiye arasında ekonomik alanda işbirliği konusunda 12 alan belirledik” diye anlatıyor Bakan Çağlayan. “Bu 12 alanda etkin olan işadamlarını belirleyip, bunların katılımıyla bir konsey oluşturacağız. ABD tarafı 8 isimlik bir listeyi bize ulaştırdı. Biz de, TÜSİAD, TUSKON, MÜSİAD, İhracatçılar Meclisi ve TOBB’dan, bu alanlarda etkin olan işadamlarının isimlerini istedik. Şimdi biz de listeyi hazırlama aşamasındayız.”
Kısacası, Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerde son durum şu;
Bir tarafta, sadece ikili alanda değil, üçüncü ülkelere yönelik ortak iş yapmayı da içeren bir “model ortaklık” imkanı;
Diğer tarafta ise, giderek büyüyen, adeta krize dönüşen İran sıkıntısı…
Anlaşılan, Washington’daki temaslar son derece ilginç olacak.