Hiper-başkanlık sistemini size tavsiye etmem

Güncelleme Tarihi:

Hiper-başkanlık sistemini size tavsiye etmem
Oluşturulma Tarihi: Eylül 25, 2010 00:00

Fransa’yı sarsan “Türk bıyıklı gazeteci” Hürriyet’e konuştu. L’Oreal skandalını ortaya çıkaran, kimsenin yayınlamaya cesaret edemediği belgeleri internette açıklayan ve Sarkozy’nin kâbusu haline gelen Edwy Plenel, “Fransa’da kontrol mekanizmaları yeterli olmayan bir cumhurbaşkanlığı rejimi var. Türkiye’ye, kolayca hiper-başkanlar yaratan Fransız modelini tavsiye etmem.”

Haberin Devamı

EDWY Plenel, Fransız medyasının çok tartışılan ve tartıştıran bir ismi. Şu anda ülkeyi sarsan L’Oreal skandalının ortaya çıkmasının baş mimarı. Kurucularından olduğu “bağımsız internet gazetesi” Mediapart sayesinde bir sabah Fransızlar, ülkenin büyük zenginlerinin zarf içinde dağıttığı paralarla iktidarı desteklediği skandalıyla uyandı. Site, hükümet içinden önce büyük gazetelere sızdırılan, onların yayınlamaya cesaret edemediği ses kasetlerini yayınlayarak sansasyon yarattı.
‘Sarkozy hiper-başkan’
Mediapart hâlâ L’Oreal skandal haberleriyle her sabah ülkeyi sallıyor. Kimsenin cesaret edemediği belgeleri yayınlayarak hükümete adeta Çin işkencesi çektiriyor. “Hiper-başkan” adını verdiği Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ile yıldızları hiç barışmıyor. Ama zaten ülkenin büyük gazetecilerinden biri olarak bilinen Edwy Plenel’in ünü dünyayı dolaştı bile. Plenel, Mediapart’ın Paris’teki bürosunda yaptığımız görüşmede şunları söyledi:
- ARAŞTIRMACI GAZETECİLİK ÖLMEMELİ:
Fransız medyası yaklaşık 20 yıldır krizde. Bağımsız yönünü kaybetti ve artık araştırmacı gazetecilik öldü. Mediapart bu anlamda bağımsız bir yayın organı olarak bütün bu gidişe dur deme iddiasıyla çıktı. Bu anlamda Mediapart şimdiki iktidarı üç yıldır rahatsız ediyor. Hiperbaşkanlığın getirdiği tehlikeleri gördük ve herkese anlatmaya başladık. 30 yıldır pek çok Cumhurbaşkanı gördüm. Ama en çok bu yönetim cumhuriyet değerlerini alt üst etti.
- HİSTERİK YÖNETİM OLUŞTU:
Tehdit almadık ama sözlü saldırılar oldu. “Hiper-başkan” kavramını artık tüm Fransız medyası kullanıyor. Kontrol mekanizmaları yeterli olmayan bir cumhurbaşkanlığı rejimi var Fransa’da. Cumhurbaşkanının karakteriyle değişebilecek bir rejim. Oysa ABD’de de Başkan önemli yetkilerle donatılmış durumda, fakat örneğin bir atama yaptığında Kongre onayı gerekiyor. Bir güçler dengesi kurulmuş. Kontrol mekanizması var. Fransa’da ise Cumhurbaşkanlığı kontrolsüz bir güç sahibi. Mitterand döneminde de öyleydi fakat Sarkozy’nin karakteri nedeniyle bu durum görülür oldu, histerik bir yönetim ortaya çıktı. Giderek daha da sertlik yanlısı bir yönetim oluşuyor.
- FRANSA MODELİ ÇOK SORUNLU:
Türkiye’de de başkanlık sistemi tartışılıyor, Fransa modeli değerlendiriliyor. Önemli olan güçler dengesidir. Mesela ABD sistemi de George W. Bush’u üretti, ama onun dönemindeki kötülükler, örneğin işkenceler hemen ortaya çıktı. Bağımsız medya güçler dengesini tamamlayan vazgeçilmez bir parça. Fransa’da bu açıdan ciddi bir gerileme var. Sarkozy’nin Bonapartist yaklaşımı her şeyi sakatlıyor, toplumun kalıcı olarak açılım sağlamasını sınırlıyor, çoğulculuğunu farklılığın zenginliğini engelliyor.
Göçmenlere, Romanlara yapılanlara bakın. Bu yüzden Türkiye’ye kolayca hiper-başkanlar yaratan Fransız modelini tavsiye etmem. Türkiye bir köprü olarak önemli, çünkü dünyada yeni bir merkez haline geliyor.

Haberin Devamı

Fransa’da bir TÜRK’ÜM

Haberin Devamı

EDWY Plenel, “Fransa’da gördüğümüz tek bıyıklı Fransız gazetecesiniz. Türk’e benziyorsunuz. Neden bıyık?” sorumuzu da şöyle yanıtladı:
“Evet, bunu ben de fark ettim. Ben Türkiye’deyken, insanlar bana sanki Türkmüşüm gibi yaklaştılar, Türkçe konuştular. Genç yaşta güvenilir olmak için bıyık bıraktım, sonra da kaldı. Bu benim tarzım. Ben ilişki kimliklerine inanıyorum. Babam Protestan, annem Katolik, eşim Yahudi. Buralıyım ya da oralı, hiç önemli değil. Avrupa’da geçtiğimiz yüzyıl kapalı kimlikleri ve soykırımları getirdi. Bıyıkla, belki de bunları reddediyorum. Fransa’da bir Türk’üm, diyelim.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!