Güncelleme Tarihi:
ABD Dışişleri Bakanı Yardımcısı Phil Gordon, geçen hafta yaptığı bir konuşmada süreci resmen adlandırdı;
“Kürtler için demokratik açılım” …(democratic opening to the Kurds)
Türkiye’deki yargı krizi tartışmaları içinde dikkat çekmedi.
Ancak Gordon, geçen hafta içinde Harvard Üniversitesi’nde ABD Başkanı Barack Obama’nın Avrupa politikalarını anlatan çok önemli bir konuşma yaptı.
Konuşmanın başlığı “Obama yönetiminin Güneydoğu Avrupa vizyonu” idi.
Ve tabii ki, Türkiye de bu vizyonun içinde yerini aldı.
Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine açık ve net destek veren Gordon, “bu konuda biz söz sahibi olmadığımızı biliyoruz. Ama yine de Türkiye’nin AB ile bütünleşmesini tüm gücümüzle destekliyoruz” mesajı verdi.
Ardından da, Türkiye’nin AB ile bütünleşmesini kolaylaştıracak adımlardan bahsetti;
“Heybeliada ruhban okulunun açılması, Türkiye’nin Kürtler için demokratik açılımında yeni adımlar atması ve Kıbrıs’ta yaşanacak gelişmeler, Türkiye’nin AB üyelik sürecini ileriye taşıyacaktır…”
Gordon’un konuşmasında bir başka cümlesi de önemli;
Sorunların çözümü için, özellikle de Kıbrıs’ın çözümü için “bölgesel liderliğin öneminden” bahsediyor Amerikalı yetkili. Bu çerçevede, özellikle Türk-Yunan ilişkilerinde Başbakan Erdoğan ile Yunan meslektaşı Yorgo Papandreu arasında kurulan “kişisel diyalogdan” övgüyle bahsediyor.
Ve hemen ardından ekliyor;
“Türkiye ve Yunanistan Kıbrıs’ta çözüm için önemli ve yapıcı rol oynayabilirler..”
Gordon’un mesajı açık;
ABD Başkanı Obama’nın Avrupa’da istikrar anlayışı içinde Türkiye’nin atacağı adımlar da büyük önem taşıyor.
ABD’ye göre, Avrupa istikrarı için;
Türkiye’nin kendi dini azınlıklarını memnun etmesi (Heybeliada ruhban okulunun açılması sözü bunun örneği);
Etnik gruplar konusunda reform yapması (Amerikalı yetkilinin Demokratik açılım sürecini Kürtlere indirgemesi, dini azınlıkları bunun dışında tutması ilginç);
Ve Kıbrıs’ı çözmesi gerekiyor.
Kısacası, işimiz zor…