Güncelleme Tarihi:
![]() |
Zeynep Gürcanlı YAZIYOR |
Nitekim, İsrail’de Türkiye Büyükelçisi’nin maruz kaldığı “alçak koltuk skandalı” da, tamamen Türk Büyükelçi Oğuz Çelikkol’un, bulunduğu ülkenin dilini bilmemesi nedeniyle bu kadar sıkıntı yarattı.
Çünkü, Türk Büyükelçi’ye pusu kurarak, alçak koltuğa oturtan İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Danny Ayalon, ne yapmak istediğini, hangi imajı vermek istediğini, o anda odada bulunan İsrailli gazetecilere İbranice olarak anlatıyor.
İşte bu aşama çok önemli;
Eğer Türk Büyükelçi Çelikkol, İbranice bilseydi, kendisine yapılan muamele bu kadar açık şekilde anlatıldığında, gülümsemek ve oturmaya devam etmek yerine, derhal yerinden kalkarak, gerekli tepkiyi gösterir ve odayı terk ederdi.
Büyükelçiler, “hükümetin” değil, “devletin” temsilcisidirler.
Cumhurbaşkanı tarafından atanırlar, dolayısıyla mensubu oldukları ülkenin Cumhurbaşkanı’nı temsil ederler.
Bu çerçevede, böylesine kriz durumlarında da yetkileri çok geniştir;
Hakaret algıladıklarında, kimseye danışmadan gerekli tepkiyi vermek konusunda yetkileri vardır.
Türkiye’nin İsrail’e yönelik ilk tepkisi biraz soğuyunca, Ankara’da bu tartışılmaya başlandı.
Çelikkol’un, İsrail’le ilişkiler bu kadar sıkıntılı bir dönemden geçerken, Dışişleri’ne çağırıldığında “neden beraberinde İbranice bilen bir Büyükelçilik görevlisi götürmediği” tartışılıyor Ankara’da.
“DANIŞMALAR” İÇİN ÇAĞRILIRSA, BİR DAHA DÖNMEZ
Çelikkol’un, İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak’ın Pazar günü yapacağı ziyaret için zaten Ankara’ya hafta içinde, Perşembe ya da Cuma günü gelmesi bekleniyordu.
Aslında İsrail’e verilen “özür süresi” de bununla sınırlı. Eğer İsrail tarafı çok kısa bir süre içinde özür dilemezse, Çelikkol “Barak ziyareti” için değil, “danışmalar” için Ankara’ya davet edilecek.
Ve yine Ankara’dan son bir kulis;
Eğer Büyükelçi “danışmalara” çağrılırsa, İsrail’e bir daha dönmez…
Peki yerine, yeni Büyükelçi atanır mı hemen?
“Bu, ancak İsrail’e bağlı” diyor Dışişleri yetkilileri.
Kısacası, kriz derinleşiyor…