Emre KIZILKAYA
Oluşturulma Tarihi: Ekim 14, 2009 00:00
AB nezdinde Türkiye için lobi yapan Tulû Gümüştekin, bugün açıklanacak İlerleme Raporu’nu Hürriyet’e değerlendirdi. Raporda, uyum süreciyle ilgili “teknik eleştirilerin” yerini, detaylı “siyasi saptamalar” alıyor. Rumlara limanların açılması meselesi ise baş ağrıtacak.
AVRUPA Birliği-Türkiye ilişkilerinde uzman olan halkla ilişkiler ve danışmanlık grubu CPS’in (Corporate & Public Strategy Advisory Group) Yönetim Kurulu Başkanı Tulû Gümüştekin, bugün açıklanacak İlerleme Raporu’nu değerlendirdi.
Bu yılki raporda geçen yıllara oranla ne gibi farklar var?
Topluluk Müktesebatı uyumu ve buradaki temel aksaklıklar üzerine yoğunlaşan bu raporlar, genelde siyasi gelişmeler hakkında önemli saptamalar içermezdi. Ama bu sene, uyum konusunda yapılanların bir satırda anlatıldığı, yapılmayanların ise paragraflar boyu açıklandığı üslup hafiflemiş gibi duruyor. Bunun yerine iç siyasi konularda ayrıntılı bir değerlendirme yapma endişesi ilk kez göze çarpıyor.
Türkiye açısından raporun en sorunlu bölümü?
Türkiye’nin Rum gemi ve uçaklarına limanlarını açmaması sorunu farklı bölümlerde vurgulanıyor. Komisyon tümüyle protokolün arkasına gizlenmiş, Türkiye’nin tezlerini görmezden gelmiş. 10 Aralık’taki Avrupa Konseyi zirvesinde Ankara’nın üzerine epey gidecek gibiler. Ancak raporda bazen öylesine olumlu bir dil kullanılmış ki, bu kadar ilerleme kaydedilen bir ülkeyle müzakerelerin kesilmesi muhtemel muhtemel değil.
Brüksel de işi ağırdan alıyor
Rapor, AB’nin Türiye’nin üyeliğine bugün nasıl baktığıyla ilgili ipucu veriyor mu?
AB tarafından bu müzakere sürecinin artık iyice ağırdan alındığı rapordan belli oluyor. Mesela müzakereler 2005’te başladı ama bir fasıldaki tarama raporu, Komisyon tarafından Konsey’e halen iletilmemiş. Normalde tarama birkaç ayda bitirilebilirdi. Türkiye’nin Hırvatistan ve İzlanda’dan ayrılıp, Batı Balkanlar’daki Kosova gibi ülkelerle aynı kefeye konması da hoş değil.
Artılar ve eksiler
MERKEZİ Brüksel’de bulunan CPS’in kurucusu Tulû Gümüştekin’e göre, Avrupa Komisyonu, “iç siyasi gelişmeleri analizlerine temel almayan, görev sahasını aşmamaya azami dikkat gösteren, alışık olduğumuz temkinli çizgisinin dışına çıkmış” görünüyor.
Kürt açılımı, Ergenekon davası, 301’inci maddenin artık ifade özgürlüğünün kısıtlamakta kullanılmaması ve azınlık haklarındaki gelişmeler, raporun “artı” hanesinde.
Yolsuzluktan kırık not
Eksi hanesinde ise, Doğan Grubu’na kesilen vergi cezası, yolsuzlukla mücadelede “sınırlı bir ilerleme” kaydedilmesi, meclis çoğunluğuna rağmen hükümetin reformlarda yeterince somut sonuç elde edememesi var.
Ergenekon, Malatya’daki Protestan cinayetleri, Hrant Dink cinayeti gibi davalarda, prosedürel haklar hususunda endişeler var.