Güncelleme Tarihi:
İsrail'in Gazze saldırısı gündemin birinci sırasını korurken, Rusya bir yandan gaz kriziyle uğraşıyor, diğer yandan da dünyanın sıcak bölgelerine yakın yerlerde etkinliğini artırmaya uğraşıyor.
Bu adımların en önemlilerinden biri geçtiğimiz hafta içerisinde geldi. Rus ajanslara düşen haberler, Rusya'nın Akdeniz’de yeniden üs kurma arayışlarında sona yaklaştığını bildiriyordu.
Sovyetler Birliği döneminde Suriye'nin Tartus limanında bir Rus lojistik merkezi bulunuyordu ve burası şu anda da gemi bakım tesisi olarak kullanılıyor.
Rusya ile Suriye arasında yürütülen görüşmelerde buranın yeniden askeri bir üsse dönüştürülmesi ve Rus donanmasına evsahipliği yapması konuları tartışılıyor.
Libya ve Yemen üs kurmak için görüşülen diğer ülkeler.
KARADENİZ'DE RUS VARLIĞI
Türkiye'yi yakından ilgilendiren bir diğer Rus hamlesi de Karadeniz'de.
Rusya'nın Sovyetler Birliği dağılırken yapılan anlaşmalar çerçevesinde şu anda Ukrayna'ya bağlı olan Sivastopol ve Kırım limanlarında filosu bulunuyor.
Yapılan anlaşmanın süresi 2017 yılında doluyor ve böylelikle Sivastopol'daki Rus donanmasının geri çekilmesi gerekecek.
Rusya buradaki üslerinin varlığı ve sahip olduğu kültürel ve tarihsel bağlar nedeniyle Ukrayna'nın Batı'yla yakınlaşma girişimlerini de bugüne kadar başarıyla bloke etti.
Son gaz krizinde de bir önceki krizin "suçlusu" olarak görülen Rusya bu kez süreci başarılı bir şekilde yönetti. O kadar ki, 2006 yılında Rusya ile yaptığı işbirliği anlaşmalarını askıya alan Avrupa Birliği, bu kez krizin uzaması durumunda yalnızca Rusya ile değil Ukrayna ile de ilişkilerini gözden geçireceği uyarısında bulundu.
Diğer yandan Ruslar, Ağustos ayındaki Gürcistan savaşının ardından buradan kopan Güney Osetya ve Abhazya'yı tanıdı ve buralarda da askeri gücünü artırma fırsatı elde etti.
Abhazya ile Rusya arasında Şamba limanında bir Rus deniz üssünün kurulması görüşmeleri devam ederken, Güney Osetya ve Abhazya'daki mevcut üslerdeki Rus askeri sayısının da 3,700'e çıkarılması hedefleniyor.
KIRGIZİSTAN'DA ABD ÜSSÜ
Bölgedeki durumu ve Rusya'nın mevzilerini geri alma çabalarını yakından ilgilendiren bir diğer gelişme de Kırgızistan'da yaşandı.
Kırgız yetkililer haftasonunda AFP ajansına yaptıkları değerlendirmede, Manas kentindeki ABD üssünün kapatılmasıyla ilgili nihai kararın birkaç gün içinde duyurulacağını söylediler.
Manas üssü, Afganistan'daki ABD operasyonları için bir "İncirlik üssü". Yani Afganistan'daki ABD askerlerinin lojistik desteği bu üsten sağlanıyor.
Kırgızistan’ın Manas'ın kapatılmasının ardından Rusya'dan zor durumdaki ekonomisini destekleyecek kapsamlı bir finans paketi alacağı da ifade ediliyor.
DENGELER DEĞİŞECEK
Yukarıdaki gelişmeler alt alta sıralandığında Rusya'nın Soğuk Savaş'ın ardından kaybettiği mevzileri geri alma çabalarına hız verdiği görülüyor.
Rusya kendi bölgesinde bu adımları atarken, ABD'nin yanı başında da ittifak arayışlarını sürdürüyor. Soğuk Savaş döneminde Küba'da nükleer füze konuşlandırmak isteyen Rusya, bu kez de ABD karşıtı lider Hugo Chavez önderliğindeki Venezüella ile askeri alanda işbirliği yapıyor.
Rusya'nın bu girişimleri, yalnızca Batılı devletleri değil Türkiye'yi de yakından ilgilendiriyor.
Bir yandan askeri etki alanını genişletirken, diğer yandan da ABD'nin etki alanını daraltan adımlar atan Rusya, Ortadoğu'nun iyiden iyiye karıştığı bugünlerde bir denge unsuru olarak ortaya çıkmayı amaçlıyor.
Rusya'nın buradaki çatışmalara ve gerilimlere şu aşamada doğrudan müdahale etme olasılığı düşük olsa da, etkisini genişletmesi bir tehdit unsuru olacak ve diğer devletlerin hareket alanını daraltacak. Bir başka deyişle, Rusya'nın "bölgedeki varlığı bile" yetecek.
ABD ve İsrail'in bu durumdan pek fazla hoşlanmadıkları sır değil. Rusya'nın Sovyet dönemi üslerini canlandırması veya yenilerini kurması durumunda 15 yıldır "NATO gölü" haline dönen Akdeniz ve Türkiye'nin sınırının bulunduğu bir diğer deniz olan Karadeniz'le ilgili plan ve stratejilerin de gözden geçirilmesi gerekecek.
Bunu yansımaları da başta Ortadoğu olmak üzere bütün sıcak bölgelerde görülecek.