Güncelleme Tarihi:
AĞLAMAYANA MEME YOK!
Donald Trump’ın en güçlü olduğu alan medyayla kurduğu ilişki. Daha önce büyük reyting getiren bir reality show’da, ‘The Apprentice’de (Türkiye’de de ‘Çırak’ olarak çekilmişti) yer alması, ona Amerikan medyasının formülünü ifşa etti: Ne kadar bağırırsan o kadar haber yaparlar! Trump da bağırdı çağırdı, ileri geri konuştu, rakiplerini küçük düşürücü, akla hayale gelmeyecek, kimi zaman küfürlü cümleler kurdu. Sonuç: Bugün Cumhuriyetçiler arasındaki en yakın rakibinden 33 kat, Hilary Clinton’dan iki kat daha fazla haber oluyor.
BEL ALTINDA BİR YARIŞ
Hiçbir başkanlık yarışında bu kadar bel altına vurulmamıştır. Bel altındaki organların bu denli sık tekrarlandığı cümleler de kurulmamıştır. Örneğin, New Hamsphire’daki bir mitingde rakiplerinden Ted Cruz’a açıktan küfretti. Seçtiği kelime kadın cinsel organının argodaki söylenişiydi. Kullandığı taktikse kalabalıktan bir kadının ettiği küfrü tekrarlamak ve kadına “böyle şey söylenir mi çok ayıp” demekti. Daha bu hafta içi bir konuşmasında da bir diğer rakibi Marco Rubio’dan gelen “Ellerin çok küçük” yorumunu “Ellerim çok küçükmüş diyorlar, yani başka bir yeri de küçük imasında bulunuyorlar; sizi temin ederim bu konuda hiçbir problem yok, garanti veriyorum” diyerek karşıladı.
PROTESTOCULARI ÇEMBERE ALIN!
Mitingleri için bir gösteri demek yetmez. Daha çok sirki andırıyor. Çığırtkanları, dansları ve işadamının sahneye bizzat davet ettiği uçuk kaçık Donald Trump taklitleriyle her gün kapalı gişe oynayan bir sirk. Özellikle kadınlar bu mitinglere büyük rağbet gösteriyor, ayılıp bayılanlar çok. Trump’ın The Times gazetesinin Mussolinivari dediği sahneye çıkış rutini artık ezberlendi: Önce bir küçük el sallama, sonra güçlü bir gülümseme, derken alaylı bir dudak büküş ve biraz da seyircilere karşı tezahürat. Yüzündeki tatmini hissetmemek imkânsız. Bu mitinglerin bir ayırıcı özelliği de Trump karşıtı göstericilere davranış şekli. “Bir protestocu tespit ederseniz sakın ona zarar vermeyin” diye sürekli anons yapılıyor. Öneri şu: Protestocunun çevresini kuşatın ve güvenlik görevlileri gelene kadar “Trump! Trump!” diye bağırın.
MEKSİKALI DA GELMESİN MÜSLÜMAN DA
Bir siyasi makama aday olan herhangi bir ciddi aday hiç bu kadar ‘siyaseten yanlış’ cümle kurmamıştır. Ya da bu kadar ‘yanlış’ bir insan olmamıştır! Trump’ın ne dilinin ayarı var ne de hislerinin. Tv sunucusu Megyn Kelly için: “Şimdi ‘sürtük’ desem yanlış olur, o yüzden demiyorum.” Rakibi Rubio için: “Köpek gibi terliyor.” Müslümanlar için: “ABD’ye girişleri tamamen durdurulmalı.” Meksikalı göçmenler için: “[Meksika’dan] problemli insanlar gönderiyorlar. Onlar da o problemleri bize getiriyor. Uyuşturucu getiriyorlar. Suç getiriyorlar. Tecavüzcüler. Sanırım bazıları da iyi insanlar.” Kendi seçmeni için: “Beşinci Cadde’nin ortasında birini vursam yine de oy kaybetmem.”
LİMUZİNDE BİR ÇOCUK
Babası emlak zengini Fred Trump, çocuklarına şöyle bir şart koştu: “Öyle sadece baba parası yemek yok. Siz de çalışıp para kazanmayı öğreneceksiniz.” Küçük Donald da bu tavsiyeye uydu, harçlığını çıkarmak için gazete dağıtmaya başladı. Yalnız aynı işi yapan arkadaşlarından bir farkı vardı: Gazeteleri yağmurlu havalarda limuzinle dağıtıyordu.
ÖZGÜVEN ABİDESİ
Zenginlik babadan geliyor. Ünü de özellikle seksenlerin başında ünlülere ev satarak, onlarla her fırsatta yan yana durarak yaptı. Ama Trump’ın özgüvenini esas katlayan Playgirl dergisinin 1986’da onu dünyanın en seksi erkeklerinden biri seçmesi oldu. Hem de dönemin ilahlarından Bruce Willis’in olduğu bir listede! Özgüven fena şey; insana olur olmaz şeyler söyletiyor. Örneğin Trump, ‘Apprentice-Çırak’ programına katılan tüm kadınların kendisiyle –bazen kendileri bile farkına varmadan- flört ettiğini ileri sürdü.
Sloven model Melania Knauss müstakbel kocası Trump’la tanışmadan önce, 1999.
ÇIPLAK ‘FİRST LADY’
46 yaşındaki, Sloven Melania Trump ile evli. Bu, Trump’ın üçüncü evliliği. Kocası başkan olursa Melania Trump da Beyaz Saray’ın ilk manken first lady’si olacak. Aynı zamanda Beyaz Saray’ın çıplak poz vermiş ilk first lady’si de o olacak (İngiltere GQ’suna soyunmuştu).
HER GÜN SAÇ MESAİSİ
** Temizlik hastası... Bu yüzden el sıkışmaktan özellikle kaçınıyor. Hatta sırf bu konuya çare olsun diye bir el temizleyici
losyon ürettirdi. Ve sattı.
** Ağabeyini alkolizmden kaybettiği için içmiyor. Ama kendi adına votka ürettirdi. Rağbet görmeyen markanın üretimi 2011’de durdu.
** Ne de olsa emlak işinde. 1989’da tıpkı ‘Monopoly-Borsa’ gibi, kendi adını taşıyan bir masa oyunu üretti. Buna da kulak asan olmadığından devamı gelmedi.
** Marka haline gelen saçı için her gün çok uğraştığını kendisi de itiraf ediyor. Bu tuhaf saç biçimini elde etmek için önce öne doğru fön çekiliyor, sonra da
arkaya doğru taranıyor.
** Utanmak onun kitabında yok. Meksika’yla ABD arasında istediği duvar eleştirilince geri adım atmak bir yana, duvara kendi isminin verilmesini önerdi.