Güncelleme Tarihi:
Dünya Bankası Başkanı Wolfensohn, Le Monde'a açıkladı
Dünya Bankası Başkanı James Wolfensohn, Fransız Le Monde gazetesine ‘‘Kemal Derviş'i Türkiye'ye biz gönderdik’’ dedi. IMF'nin makro-ekonomiyle, Dünya Bankası'nın yapısal sorunlarla ilgilendiğini belirten Wolfenshon, ‘‘Türkiye'de, makro-ekonomik kriz var. Yani grup başı olmak IMF'ye düşüyor’’ diye konuştu.
Dünya Bankası Başkanı James Wolfensohn, Le Monde gazetesine yaptığı açıklamada, ‘‘Kemal Derviş'i Türkiye'ye biz gönderdik’’ dedi. Le Monde dünkü ‘‘Türkiye, boğulmakta olan ekonomisini su üstüne çıkarmak için sermaye arayışında’’ başlıklı haber/yorumda, ‘‘Ankara'da ekonominin yeni sorumlusu olan Dünya Bankası'nın eski Başkan Yardımcısı Kemal Derviş, bir çok cephede mücadele veriyor’’ diye yazarken bir başka haberde Dünya Bankası Başkanı James Wolfensohn'in açıklamalarına yer verdi.
Wolfensohn, ‘‘Dünya Bankası, Türkiye veya Arjantin için somut olarak ne yapabilir?’’ seklindeki soruya şu ilginç cevabı verdi:
‘‘Başlangıç olarak Kemal Derviş'i gönderdik. Uluslararası Para Fonu ile bizim aramızdaki anlaşmaya göre, IMF makro-ekonomik sorunlarla ve krizlerle ilgileniyor, biz de, yapısal sorunlarla ve yoksulluğa karsı mücadeleyle ilgileniyoruz. Türkiye'de, açıkça makro-ekonomik bir kriz var. Yani grup başı olmak IMF'ye düşüyor. Aynı şey Arjantin için de geçerli. Bizim oradaki rolümüz, itfaiye eri olmak değil, yoksulluğa karsı mücadele etmek ve yapısal reformlara yardım etmek için orta ve uzun vadede bir şeyler yapmaktır.’’
DERVİŞ ÜÇ CEPHEDE
Türkiye ekonomisi ile ilgili haberde ise özetle şu görüşlere yer verildi:
Kemal Derviş, iki aydan fazla bir süredir mali krizle sarsılan Türkiye'nin kasalarını rahatlatmak için halen ek fon arayışında ve bu amaçla IMF, Dünya Bankası, ayrıca Amerikan yönetiminin temsilcileriyle görüşmek için bir kez daha Washington'da. Şimdi Derviş, bir çok cephede mücadele veriyor. Bir yandan, hükümetteki meslektaşlarını, devletin ve siyasetçilerin ekonomi üzerindeki, özellikle de kamu veya özel olsun bankacılık sektöründeki etkisini azaltmayı hedefliyor. Diğer yandan, Merkez Bankası'nın bağımsızlığını, büyük ihaleler verilirken saydam olunmasını ve özelleştirilmenin hızlandırılmasını sağlamak istiyor.
SİYASET DİRENİYOR
Bununla birlikte, siyasi dünyadaki direniş devam ediyor. Uluslararası topluluğun, özellikle yolsuzluğun devam etmesinden dolayı Türkiye'nin imdadına gitmek için çekimser durduğu bir gerçek. Dolayısıyla Ekonomi Bakanı'nın, Türkiye'nin küçük de olsa ilerlemeler kaydederek reform yolunda olduğunu Washington'a kanıtlaması gerekecek. G7 ülkeleri de bir katkıda bulunabilir. Türkiye, halihazırda iç borcun altında eziliyor. Mücadelelerin en zorlusu yine de bizzat ülkenin içinde veriliyor. Uluslararası toplum tarafından vaadedilen miktar ne olursa olsun, Türk halkı, her şeye rağmen sabretmek zorunda kalacak. Zira sorunları aşmak için zaman gerekecek.