Güncelleme Tarihi:
Damla Colbay kimdir, bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
- 1993 yılında İzmir’de doğdum, orada büyüdüm. Çocukluğum Karşıyaka’da geçti. İki yıl önce de İstanbul’a taşındım. Hâlâ Dokuz Eylül Üniversitesi Oyunculuk Bölümü’nde okumaya devam ediyorum. İstanbul’a taşınınca haliyle okulun son 1,5 senesini de dondurmak durumunda kaldım. Tam olarak alışmış sayılmam İstanbul’a. Hâlâ deniyorum.
Çocukluk hayalleriniz arasında oyunculuk var mıydı? Hayatınıza nasıl girdi oyunculuk?
- Açıkçası çocukken hangi mesleği yapmak istediğim konusunda bir hayalim yoktu, daha doğrusu bunları düşünmüyordum. Çocukken daha fazla abur cubur yemenin ve sokakta oyun oynamanın hayalini kuruyordum. Fakat biraz büyüdükçe ve zaman geçtikçe dizilerde ve filmlerde etkilendiğim sahneleri odama koşup ayna karşısında taklit ettiğimi hatırlıyorum. Bunu da oyuncu olmak istediğim için yapmıyordum, sadece dizideki ya da filmlerdeki sahnelerin duygusunu hissetmeye çalışmak geliyordu içimden. Hüngür hüngür ağlarken ayna karşısında izlemek ya da çok öfkeliyken, burnumdan soluyorken kendimi o halde görmek ve o duyguyu yaşayabiliyor olmak hoşuma gidiyordu. Lise son sınıfta da oyunculuk sınavlarına girmeye karar verdim ve ilk girişimde kazandım.
İlk başrol deneyiminizi Kanal D grubunda yaşamak nasıl bir duygu?
- Kanal D gerçekten çok köklü ve büyük bir aile. Daha ilk adımlarımda bu ailenin bir parçası olmak hem gurur verici hem de heyecanlandırıcı.
İnci’nin düşünceleriyle kendi düşüncelerin örtüşüyor mu?
- İnci gibi ben de aileme çok düşkünüm. Onun için anneannesinin sözü altın değerinde. Benim için de anne ve babamın sözleri öyle. Çoğu zaman İnci’yle ortak noktayı buluyorum.
Canlandırdığın karakter ummadığı anda hamile kalıyor. Gerçek hayatta böyle bir şey başına gelse ne yapardın?
- Çoğu zaman İnci’yle ortak noktayı buluyorum demiştim ama bu konuda pek onunla aynı şeyi düşündüğüm söylenemez. Sanırım ben onun kadar cesaretli davranamazdım. Tabii ki o da olayların en başında benim gibi düşünüyordu ama annelik duygusu da bambaşka bir şey. Bizim planından, programından asla vazgeçmeyecek olan İnci’mizi bile şaşırttı.
Kendin dışında çevrendeki birinin başına bu olaylar gelse tepkin ne olurdu?
- Eğer çevremden birinin başına gelseydi bu olay, o zaman açıkçası şaşırmak dışında pek de büyük bir tepki vermezdim. Hatta durup dururken “bebeğimiz olacak, bebek seveceğiz ne güzel” diye sevinebilirdim bile.