Güncelleme Tarihi:
Gazetecilik mesleğine dönenlerden biri de, CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit’ti. Arayış dergisini çıkarmaya, askeri yönetimi eleştirmekten çekinmeyen yazılar yayımlamaya başlamıştı. Kısa süren bir tolerans döneminden sonra, Milli Güvenlik Konseyi, eski politikacıların ülkenin durumu, geleceğiyle ilgili yazı yazmalarını, beyanat vermelerini, fikir açıklamalarını da yasakladı.
Neden fotoğraf yerine karikatür?
Altan Öymen, kendini yeni bir açmazın içinde buldu. Politika yapma imkânı kalmayınca eski mesleğine dönmüştü ancak şimdi mesleğini yapmanın yolları da tıkanmıştı. O tıkanıklık, Cumhuriyet yönetimi tarafından çözüldü: Türkiye’nin vilayetlerini tanıtacak yazı dizileri hazırlayacak, sözü Anadolu insanına verecekti. Evet, siyasi fikirlerini açıklayamazdı ama hâlâ gazetecilik yapabilirdi.
Öymen böylece, yanına karikatürist Tan Oral’ı da alarak Adana uçağına bindi. Gezilere alfabetik sırayla başlayacaklardı, o nedenle ilk sırada Adana vardı. Peki ama neden bir fotoğrafçı yerine karikatürist ile? Yanıtı Altan Öymen veriyor: “Ofset yoktu o zamanlar. Pek çok kişi hatırlamaz, rotatif baskı yapılıyor. Siyah-beyaz resim basılabiliyor ancak ve iyi sonuç vermiyor. Tan Oral da müthiş bir karikatürist, meseleleri müthiş anlatıyor. Örneğin kitapta pamuğun nasıl üretildiğine dair bir dizi çizimi var. Fotoğrafla anlatamayacağınız gibi...”
Bölgede 15-20 gün kaldılar. Adana’dan Mersin’e, İskenderun’a geçtiler. Pamuk tarlalarına girdiler, müzelerin eksiklerini tespit ettiler, işçiyle de işverenle de konuştular. Hatta kendilerini Adana kebabına dair bir doktrin tartışmasının içinde bile buldular: Kebabın içine soğan konur mu konmaz mı? Altan Öymen tüm bunları, bugün artık basında pek rastlamadığımız bir üslupla, dozunda esprili bir dille anlatıyor. Oral’ın çizimleri ise bin fotoğrafa bedel.
Adana yazılarıyla gazetenin tirajı arttı
Dönüşlerinde, izlenimleri 11 gün yayımlandı Cumhuriyet’te. Yazı dizisi, gazetenin tirajına da önemli bir katkı sağladıktan sonra arşivdeki yerini aldı. Ta ki, Öymen ile Oral, geçen kasım bir karikatür festivali için yeniden Adana’ya gidene kadar. Yazı dizisi belki Cumhuriyet arşivlerinde tozlanmıştı ama Çukurova insanının zihninde yerini koruyordu. Bir söyleşi sırasında, 36 yıl önceki yazıları neden kitaplaştırmadıklarını sordular. Kitap fikri böylece ortaya atılmış oldu ve iki ay içinde Doğan Kitap’tan çıkarak raflardaki yerini aldı.
Yazı dizisiyle aynı adı taşıyan (‘01 Adana’) kitaba, Altan Öymen ve Tan Oral güncel birer önsöz yazdı. Her ikisi de, kendilerini Adana yollarına düşüren koşulları, 1981’in siyasi ortamını anlattılar. ‘01 Adana’, yazı dizisi gibi 11 bölümden oluşuyor. Öymen’in izlenim ve röportajlarına Oral’ın muhteşem çizimleri eşlik ediyor. Örneğin ağustos ayında gittikleri bölgenin bunaltan sıcağını hem okuyor hem de karikatürler sayesinde ensenizde hissediyorsunuz. Bölge insanının giyim kuşamı, ekonominin belkemiği pamuğun gelişimi, Adana kebabın incelikleri, yörenin ileri gelenlerinin profilleri hem Öymen’in satırlarında hem de Oral’ın çizimlerinde önünüze serilecek. 1981 model Çukurova, ‘01 Adana’nın sayfalarında...
KİTAPTAN...
Adana deyince aklınıza ne gelir?
Yaşar Kemal: Masmavi deniz gibi bir ova...
Sakıp Sabancı: Kaliforniya... Çünkü orada Kaliforniya’nın bütün özellikleri vardır. Onu o hale getirmeliyiz...
Turgut Yeğenağa: Teksas... Tabii kötü yanlarıyla değil, zenginlikleriyle... Orada petrol varsa bizde de pamuk var.
Adanalı eski başbakan yardımcısı Kemal Satır: Gençliğim... Dünyayı tozpembe gördüğümüz zamanlar.
Eski Tekel Bakanı İbrahim Tekin: Tarım...
Eski Adalet Bakanı Mehmet Can: Yaşar Kemal...