Sadece Facebook ve Twitter değil tüm dünya için tehlikeyiz!
Bunu söyleyen lokasyon bazlı sosyal medya sitesi Foursquare’in 37 yaşındaki kurucusu ve CEO’su Dennis Crowley. Dünyada 40, Türkiye’de 4 milyonu aşkın aktif kullanıcıya sahip sitenin kurucusu Crowley’i New York’taki ofisinde yakaladık.
Yeni dijital kralın hikâyesini kendi ağzından dinledik.
Siz de kendini evin garajına kapatıp birkaç sene içinde dijital dünyanın milyarder kahramanı haline gelenlerden misiniz?
- Pek sayılmaz. Bir kere Foursquare’in çıkış noktası New York sokakları. Ekip olarak New York’ta yaşıyoruz. Burada hangi arkadaşınızın nerede takıldığını, yeni ‘hip’ yerin neresi olduğunu, neyi nerede yemek gerektiğini bilmek zor. Tüm bu soruları gayet pratik bir formatta, akıllı telefonlar üzerinden nasıl cevaplarız diye kafa yorduk ve ortaya böyle bir uygulama çıktı. Gittiğiniz yerde ‘check-in’ yaparak lokasyonunuzu belirliyor, dilerseniz o mekâna dair yorum bırakarak içeriğe katkıda bulunuyorsunuz.
Twitter ve Facebook’un kuruluş hikâyelerinde bol ihtiras, bol ihanet var. Sizinkiyse şimdilik gayet pırıl pırıl.
- Bu, biraz da sizin nasıl biri olduğunuza, hayata nereden baktığınıza bağlı. Zuckerberg’in başına gelenler benim başıma gelmez çünkü ben Zuckerberg değilim.
Sizden bir ‘Sosyal Ağ’ (Social Network) tadında bir kitap/film çıkmayacak yani...
- Ne benim hayatım, ne Foursquare’in kuruluş hikâyesi o kadar enteresan.
Peki, ileride size dava açma potansiyeli olan bir kurucu ortak?
- Evet, bir kurucu ortağım var. Adı, Naveen Selvadurai. 2009’da Foursquare’e dair her şeyi birlikte kurduk, tasarladık. İki yıl evvel tamamen kendi kararıyla yönetim kurulundan çekilip kendi projelerine yoğunlaşmak istediğini söyledi.
Dava açılmayacağına dair bir sözleşme/anlaşma?
- Hâlâ çok yakın arkadaşız. Her şeyden evvel dostum o benim. Aramızda böyle bir şey söz konusu olmaz.
FOURSQUARE VARSA SORU YOK
İnsanlar neden ‘check-in’ yaparak, her gittiği yeri adım adım ifşa etmek istesin? Gösteriş merakı mı, yoksa tavsiye alma/verme derdi mi?
- İkisinden de biraz var tabii. Herkes farklı bir sebepten ötürü seviyor. Foursquare’i sevmek için birden çok sebep var: Arkadaşlarının nerede takıldığını, yeni bir yere gittiğinde ne denenmesi gerektiğini kim bir tıkla bilmek istemez?
Düzenli bir Foursquare kullanıcısı değilim. Beni daha sık kullanmaya nasıl ikna edersiniz?
- Şöyle düşün: New York’ta ya da Londra’dasın. Lokal kahramanların takıldığı havalı mekânları merak ediyorsun. Olay doğru yeri bulmakla da bitmiyor. Ne sipariş vereceğin de son derece mühim. Foursquare sayesinde çoğu restorana, bara gittiğinde “İnternet şifreniz neydi”, “Mutlaka denemem gereken kokteyliniz hangisi”, “Mutfağınız kaçta kapanıyor” gibi soruları peş peşe sıralaman gerekmeyecek. Bir mekâna tüm merak ettiğin ya da bilmen gereken bilgiler cebinde girmek istemez miydin? Daha da mühimi: Akıllı telefonunuzdan bir adres öğrenmeye çalışıyorsanız Foursquare, Google Maps’ten daha titiz, daha dikkatli. Herkes bulunduğu lokasyondan ‘check-in’ yaptığı için Foursquare’den baktığınız adresin yanlış olma ihtimali yok.
Siz günde kaç kez ‘check-in’ yapıyorsunuz?
- Sanırım günde üç ya da dört. Gittiğim yeni bir kahve dükkânı ya da enteresan bir mağaza varsa muhakkak ‘check-in’ yapıyorum.
Hepimiz Google’dan çıktık
İki yıl evvel, kafanızda kral tacı, ‘Sosyal medyanın yeni kralı’ başlığıyla Wired dergisinin kapağındaydınız. O günden bugüne neler değişti?
- Facebook’un bizi oyun dışı bırakacağı söyleniyordu. Yanıldılar. “Para kazanmıyorlar. Yakında batarlar” dendi. Geçen yıl sosyal medyanın en çok gelir elde eden markası olduk. Son iki yıl tüm eleştirilere cevap vermekle geçti.
Twitter ve Facebook gibi sosyal medya devleri sizi ‘tehlike’ olarak görüyor mu?
- Olabilir. Lokasyon bazlı bir sosyal paylaşım sitesi olmanız sizi diğerlerinden daha kıymetli kılıyor. Elimizde 40 milyon kişinin ne zaman, nerede, ne yaptığına, nereye gittiğine dair muazzam bir veri var. Dünya tarihinde bu kadar kısa sürede, bu kadar geniş ve değerli bir bilgi toplayan başka marka yok. Sadece Facebook ve Twitter değil; tüm dünya için tehlikeyiz!
Peki bunu bizim aleyhimize kullanacak mısınız?
-Söz veremem (gülüyor). Şaka tabii, elbette hayır.
Silikon Vadisi’nde hayatta kalmak ne kadar zor?
- İki ofisimiz var. Biri New York’ta, diğeri Kaliforniya’da. Ekip tamamen ikiye ayrılmış durumda. Silikon Vadisi’ne ayda birkaç kez gidiyorum. Genelde New York’tayım. Vadi de sanıldığı kadar korkutucu, amansız rekabet dönen bir yer değil. Yahoo’dan, Google’dan, Facebook’tan çok yakın arkadaşlarım var. Her gittiğimde birlikte yemek yiyor, fikir alışverişi yapıyoruz. Foursquare’de ekibin çoğu eski Google çalışanı zaten. Ben dahil.
Türkiye’nin, özellikle de İstanbul’un, Foursquare’i bu kadar sevmesine, adım atılan her yerde önce ‘check-in’ yapılmasına şaşırdık. Geçen yaz İstanbul’daydım. Tatil amaçlı bir ziyaretti. ‘Check-in’ çılgınlığını gözlerimle gördüm.
İstanbullular tanışma peşinde
Türkiye’de site nasıl kullanılıyor?
- Siz yeni kişilerin peşindesiniz, Avrupa’nın kalanıysa, yeni bilgilerin. Foursquare üzerinden tanışma en çok İstanbul’da oluyordur. New Yorklular ise arkadaşlarını takip derdinde.
Amacı dışında kullanan var mı?
- Olmaz mı, bir kadının peşinden koşuyorsan, eski sevgilinle bir yerde karşılaşmak için ortalıkta dolanıyorsan Foursquare biçilmiş kaftan. Attığı adımları takip etmen yeterli. Zaten ‘Check in’ yapıyorsan kimseden bir şey saklamıyorsun demektir.