Güncelleme Tarihi:
18. Yüzyıl Sonu -19. Yüzyıl Başı İstanbul Kadın Giysileri: Turhan Sultan Anısına. 5 Mart’ta Forum İstanbul Alışveriş Merkezi’nde açılacak sergi, Osmanlı dönemi İstanbul’unda, saray dışında yaşayan kadınların giyim kültüründen örnekler sunacak.
İstanbul Kadın Müzesi Girişim Komitesi; Gülümser Yıldırım, Prof. Nedret Kuran Burçoğlu, Meral Akkent, Canan Boydaş, Evin Gençosmanoğlu, Fasiha Edes ve Yard. Doç. Yeşim Özler Bağrışen’den oluşuyor. Her biri, kadın ve feminizm, sosyal kültür alanlarında çalışmış araştırmacı, akademisyen ve iş kadını... Amaçları; İstanbul’da kadın tarihini belgelemek, görünür kılmak ve paylaşmak için bir platform oluşturmak.
Söz konusu sergi de onların ilk etkinliği. Hatice Turhan Sultan anısına düzenlenmesi tesadüf değil. Sultan 4. Mehmed´in annesi olan Hatice Turhan Sultan (1627-1683), yaşadığı dönemde girişimci ruhu ile tanınıyordu. Ticaret hayatında aktif olarak yer alıyor, Yeni Camii ve Mısır Çarşısı gibi önemli mekanların yapımına katkı sağlıyordu.
Sergide dönemin giyim kültürünü yansıtan 12 farklı giysi yer alacak. Osmanlı İmparatorluğu’nun farklı etnik kimliklerden oluşan zengin coğrafyasında yaşayan Rum, Ermeni, Müslüman, Musevi ve Süryani cemaatlerine mensup kadınların, günümüzden yaklaşık iki asır önce İstanbul’da sürdürdükleri yaşam yansıtılacak.
İstanbul Kadın Müzesi projesinin temelinde de, bundan tam dört asır önce yaşamış Hatice Turhan Sultan gibi bir rol modelin ve onun girişimciliğinin önemli payı olduğunu söylüyor Gülümser Yıldırım: ‘’Bir iş kadını olarak, vizyon zenginliğiyle beni sürdürülebilir sosyal proje yaratmak yolunda esinlendirdi. Böylelikle bir kadın belleği oluşturacak, özellikle de genç kızlara rol modeli sunacak bir proje konusunda düşünmeye başladım. Düşüncelerimi çeşitli disiplinlerden akademisyen kadınlarla geliştirdik. Ve böylece İstanbul Kadın Müzesi projesi doğdu’’.
Forum İstanbul’da 28 Mart’a kadar görülebilecek sergi, giyim kültüründen örneklerin yanı sıra döneme özgü yemekler ve şerbetler, kadın dünyasına dair güzellik idealleri, giyim ve zarafet kuralları gibi referanslar eşliğinde, bir dönemin yaşam kültürüne ve hayat tarzına ışık tutacak.
NEDEN 18 VE 19. YÜZYIL
28 Çelebi Mehmet Said Efendi, 1720’de Osmanlı elçisi olarak bir yıldan uzun süreyle bir Fransa seyahatine çıktı. Bu seyahat, Türk modasının ve yaşam biçiminin Avrupa’da tanınmasına yol açtı. Fransa’dan tüm Avrupa’ya yayılan Turqueri hareketi başladı. Avrupa’nın çeşitli kentlerinde, Türk giysilerinin giyildiği balolar düzenlendi. Avrupa müziğine zil, tef, bazı üflemeli çalgılar gibi Türk enstrümanları girdi. Meissen fabrikası, Türk tiplemeli porselenler üretmeye başladı. Türk gündelik hayatını konu alan oryantalist tablolar da ilk örneklerini bu dönemde vermeye başladı.
Süslü giyinmenin yolu evlenmekti
Saray kıyafetleri ve mefruşat için kullanılan kumaşlar, saray bünyesindeki atölyelerde hassa nakkaşları tarafından hazırlanan desenlere göre dokunurdu. Bu atölyeler yeterli olmadığı zaman, İstanbul ve Bursa’daki diğer atölyelere sipariş verilirdi. İpekliler devlet tarafından kontrol altında tutulur, çözgü tellerinin sayısından boyasına dek her detayın esaslarına uygunluğuna bakılırdı.
Görkemli giyeceklerde kemha (brokar), kadife, çatma (bir kadife türü), seraser (altın ve gümüş alaşımlı telle dokunmuş ipekli kumaş), diba, atlas, canfes, tafta, vala, çuha, sof ve şal gibi kumaşlar kullanılırdı. Simli, pullu, işli giysiler ayıp sayıldığından genç kızlar, genellikle sade elbiseler giyerdi. Kadınların süslü giyinebilmesinin yolu evlenmekti.
19. yüzyılın başlarında üç etek ve dört etek denilen modeller gözde oldu. Üç etekler; yanları yırtmaçlı, önü açık, belden birkaç adet düğmeli, boyu yere kadar olan entarilerdi. Kırsal kesimlerde 20. yüzyıla kadar kullanıldı. Ancak İstanbul’da, 1867’de, Sultan Abdülaziz’in Avrupa seyahati dönüşünden sonra gençler rağbet etmez oldu. İki etek entari modası görülmeye ve Batı modasının etkisi hissedilmeye başlandı.