Dış görünüm başarının önemli bir parçası
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 11, 2009 00:00
Peter Cincotti, doğma büyüme New Yorklu bir müzisyen. Piyano çalmaya 3 yaşında başladı, 19 yaşında ilk albümünü yayınladı. Billboard geleneksel caz listelerinde bir numaraya yükselen en genç isim oldu. 2000 Montreux Caz Festivali’nde birincilik kazandı. Şarkılarında kendi yazdığı öyküleri anlatıyor. Bugün 26 yaşında, müziğin dışında fotomodellik ve oyunculuk deneyimleri de var. 14 Temmuz Salı akşamı, İstanbul Caz Festivali kapsamında, İstinye Park’ta bir konser verecek. Kendisiyle müziğini ve imajını konuştuk.
Son albümünüzde caz yerine pop melodilere ağırlık vermişsiniz. Bundan sonra kariyerinize pop müzikte mi devam edeceksiniz?
- Müzik yapmaya başladığım günden beri stil değiştirip dururum. Kendiliğinden oluyor. Kariyerime, içimden ne gelirse onu çalarak devam edeceğim. Türünün önemi yok.
Caz piyanisti olmayı neden tercih ettiniz ve sonra neden popa döndünüz?
- Son albümün stili ve türü öncekilerden tamamen farklı ve bunun nedeni bence tüm malzemenin ilk kez orijinal olması. Sözler bana ait ve sanırım müziğimi bu yazım süreci değiştirdi.
Sözlerin size ait olması, albümün toplam kalitesini nasıl etkiledi?
- Öncelikle pek çok şarkıyı muhteşem söz yazarı John Bettis ile birlikte yazdığımızı söylemeliyim. Onunla veya yalnız yazayım, şarkı sözleri benim için çok önemlidir. Vokalden enstrüman seçimine ve düzenlemeye kadar her şeyi etkiler.
Ben pop diyorum ama siz nasıl tanımlıyorsunuz bu son albümü?
- Piyano ağırlıklı pop albüm diyebiliriz. Ama rock, blues, caz ve r&b’nin farklı öğelerini de bir araya getiriyor.
Sinemayla da flört ediyorsunuz, bazı filmlerde küçük roller aldınız. Rol yapmayı seviyor musunuz?
- Evet seviyorum ama şu anda asıl ilgilendiğim filmler için müzik yazmak. Albümdeki December Boys adlı şarkıyı bir film için yazmıştım mesela ve çok hoşuma gitti. Daha başka film müzikleri de yapmak istiyorum.
Caz piyanistleri sokakta etrafı sarılan şöhretlerden değildir. Sizi sokakta tanıyorlar mı? Şöhretle aranız nasıl?
- Normal hayatımı sürdürebiliyorum ve sevdiğim bir işten para kazandığım için kendimi şanslı sayıyorum. Kesinlikle şöhret olduğumu da düşünmüyorum.
Ama Zegna için modellik yaptınız. O işi neden kabul ettiniz?
- Zegna’nın tasarımlarını her zaman sevmişimdir. Kampanyalarının bir parçası olmak zevkti. Bence Zegna özel bir şirket ve her zaman müziğimi desteklediler.
Peki fiziksel bakımdan çekici olmak bir müzisyenin işini kolaylaştırıyor mu? Pop starları görünümlerini önemser. Bu caz müzisyenleri için de geçerli mi?
- Bence dış görünüm ve imaj tüm işler için başarının önemli bir parçası. Müzik endüstrisi için de, şunu söylemek üzücü ama dürüst olacaktır; dinleyici gördüğünü duyar. Kişisel olarak sevdiğim ve içinde rahat ettiğim elbiseler giyerim ve müzik yapmaya konsantre olurum.
Salı günü İstanbul’da bir konser vereceksiniz. Sizi bilmeyen bir dinleyicinin müziğinizi tanıması için hangisini önerirsiniz?
- Son albümüm East of Angel Town’ı öneririm. Müzikal anlamda kim olduğumu en iyi tarif eden çalışma oldu.
Daha önce Türkiye’de bulunmuş muydunuz?
- Hayır daha önce hiç gelmedim ve geleceğim için heyecanlıyım.
Peki Türkiye ve İstanbul denince aklınıza gelen üç şey ne?
- Türk kahvesi, renkli mimari, New York’ta olmayan et ve baharat çeşitleri.
- Müzik yapmaya başladığım günden beri stil değiştirip dururum. Kendiliğinden oluyor. Kariyerime, içimden ne gelirse onu çalarak devam edeceğim. Türünün önemi yok.
Caz piyanisti olmayı neden tercih ettiniz ve sonra neden popa döndünüz?
- Son albümün stili ve türü öncekilerden tamamen farklı ve bunun nedeni bence tüm malzemenin ilk kez orijinal olması. Sözler bana ait ve sanırım müziğimi bu yazım süreci değiştirdi.
Sözlerin size ait olması, albümün toplam kalitesini nasıl etkiledi?
- Öncelikle pek çok şarkıyı muhteşem söz yazarı John Bettis ile birlikte yazdığımızı söylemeliyim. Onunla veya yalnız yazayım, şarkı sözleri benim için çok önemlidir. Vokalden enstrüman seçimine ve düzenlemeye kadar her şeyi etkiler.
Ben pop diyorum ama siz nasıl tanımlıyorsunuz bu son albümü?
- Piyano ağırlıklı pop albüm diyebiliriz. Ama rock, blues, caz ve r&b’nin farklı öğelerini de bir araya getiriyor.
Sinemayla da flört ediyorsunuz, bazı filmlerde küçük roller aldınız. Rol yapmayı seviyor musunuz?
- Evet seviyorum ama şu anda asıl ilgilendiğim filmler için müzik yazmak. Albümdeki December Boys adlı şarkıyı bir film için yazmıştım mesela ve çok hoşuma gitti. Daha başka film müzikleri de yapmak istiyorum.
Caz piyanistleri sokakta etrafı sarılan şöhretlerden değildir. Sizi sokakta tanıyorlar mı? Şöhretle aranız nasıl?
- Normal hayatımı sürdürebiliyorum ve sevdiğim bir işten para kazandığım için kendimi şanslı sayıyorum. Kesinlikle şöhret olduğumu da düşünmüyorum.
Ama Zegna için modellik yaptınız. O işi neden kabul ettiniz?
- Zegna’nın tasarımlarını her zaman sevmişimdir. Kampanyalarının bir parçası olmak zevkti. Bence Zegna özel bir şirket ve her zaman müziğimi desteklediler.
Peki fiziksel bakımdan çekici olmak bir müzisyenin işini kolaylaştırıyor mu? Pop starları görünümlerini önemser. Bu caz müzisyenleri için de geçerli mi?
- Bence dış görünüm ve imaj tüm işler için başarının önemli bir parçası. Müzik endüstrisi için de, şunu söylemek üzücü ama dürüst olacaktır; dinleyici gördüğünü duyar. Kişisel olarak sevdiğim ve içinde rahat ettiğim elbiseler giyerim ve müzik yapmaya konsantre olurum.
Salı günü İstanbul’da bir konser vereceksiniz. Sizi bilmeyen bir dinleyicinin müziğinizi tanıması için hangisini önerirsiniz?
- Son albümüm East of Angel Town’ı öneririm. Müzikal anlamda kim olduğumu en iyi tarif eden çalışma oldu.
Daha önce Türkiye’de bulunmuş muydunuz?
- Hayır daha önce hiç gelmedim ve geleceğim için heyecanlıyım.
Peki Türkiye ve İstanbul denince aklınıza gelen üç şey ne?
- Türk kahvesi, renkli mimari, New York’ta olmayan et ve baharat çeşitleri.