Düm Tek Tek darbukanın sesi, kimseye ait değil

Şimdi de Hadise’nin Eurovision’da Türkiye’yi temsil edecek şarkısı "Düm Tek Tek" ile gündemde. Sinan Akçıl ile evinde buluştuğumuzda şarkı hakkında çıkan söylentilerden rahatsızdı ama hemen piyanosunun başına geçti, şarkısını heyecanla çaldı: "Ben kendimizi ilk sekizde değil ilk üçte görüyorum. Giremezsek de Türkiye’nin çok güzel bir şarkısı oldu."

Eurovision sizin için hep önemli miydi?

- Çocukken cezbedici bir yanı vardı. Ailemle toplanıp izler, kendi puanlarımızı verirdik. Bir dönem yarışma önemini kaybetti. Fakat son yedi yıldır tekrar hit şarkı yaratan bir ortam haline geldi.

Şarkınızın seçildiğini televizyondan mı öğrendiniz?

- Yılbaşı gecesi dışarıdaydım. Telefonuma Hadise’nin menajerinden "Tebrikler" mesajı gelince anladım ve telefon trafiği başladı.

Eurovision için şarkı siparişi ne zaman geldi?

- İki ay oldu. Araya başka işlerim girdiği için bir ay falan ilgilenemedim. Zamanım daralınca bir hafta eve kapandım ve Eurovision’dan başka hiçbir şey düşünmeden şarkıyı bitirdim.

Yani her şeyiyle sıfır bir şarkı?

- Tabii. Önce internette Eurovision’un matematiğini araştırdım. Öyle bir kelime bulmalıydım ki, Avrupa’dayız ve Türkiye’den geliyoruz hissini dinleyicilere versin. Darbuka temasını kafaya koydum ve "Düm Tek Tek" sözü ortaya çıktı. Sabaha karşı dörtte melodiyi buldum. Hemen müzisyen Eyüp Hamiş’i çağırdım, o saatte zurna ve kavalı çaldık. Şarkı da hálá o zurna kaval kaydıyla çalınıyor.

Eurovision’un matematiği dediniz. Sizin şarkınızın matematiği nasıl?

- Düm Tek Tek ulusal bir laf. Türk darbukasını hatırlatıyor. Zorlamayla yapılmamış, sıcak, Hadise’nin güzel yorumuyla birleşince en azından sempati iddiası büyük bir şarkı. Ayrıca bu yaz kulüplerde çalacak, Türkiye ve Avrupa’da hit olmasını istediğim bir şarkı...

Şarkının sözlerine daha sonra Hadise de mi ortak oldu?

- Ben şarkıyı İngilizce yazıp verdim. Sonra ilk bölümünü Hadise ve Stefaan Fernando değiştirdi. Şarkıyı daha yükselttiği için memnun oldum. Müzik ise tamamen bana ait. Şu andaki düzenleme de benim.

Eurovision şarkısı ticari ve basit olmalı denir. Sizin şarkı da biraz öyle mi?

- İşte bu düşünce yıkılıyor. İnsanlar artık İrlanda ve İngiliz baladlarından sıkılıyor. Hüzünlenecekleri sıradışı bir balad veya coşabilecekleri etnik öğeleri olan bir şarkı duymak istiyorlar.

Şimdiye kadar Eurovision’a katılan şarkılardan sizinkinin farkı ne?

- Hiçbir Eurovision şarkısı bu kadar büyük bir sevgi görmedi.

Evet beğeniliyor. Fakat son bir haftadır şarkınızın başka şarkılara benzediğine dair iddialar da var?

- Bunları ilk duyduğumda sadece güldüm. Bu geyik muhabbetleri mutlaka yapılacaktır. Fakat hepsi asılsız. Ben o şarkıyı yaparken Allah’la baş başaydım. Adım adım her şeyi nasıl yaptığımı kendim biliyorum.

Mesela, isminin Sezen Aksu ve İbrahim Tatlıses’in şarkılarından esinlenerek konduğu söyleniyor?

- Bir kere, bizim şarkımız Düm Tek değil Düm Tek Tek. Bu da darbukanın çıkardığı bir ses; kimseye ait değil. Bahsedilen iki şarkıyı da dinlemedim, dinleseydim de bu sözcüğü kullanırdım. Çünkü biz başka bir şey yarattık.

İkinci iddia şarkının ilk bölümünün Çakkıdı ve Günaha Davet şarkılarına benzetilmesi?

- Günaha Davet’i hiç dinlemedim. Bu söylentilerden sonra Çakkıdı’yı bir kere daha düşündüm ama alakası yok.

Şarkı mayıs ayına kadar ne kadar değişecek?

- Televizyonlardaki şarkının ham hali. Ozan Çolakoğlu ile birlikte tekrar stüdyoya girip düzenlemeleri yeniden yapacağız. Ritim ve davul sound’unu artıracağız, enstrümanlar canlı çalınacak, Hadise de şarkıyı bir kere daha okuyacak.

GECELERİ ÇALIŞIYOR

Sinan Akçıl, güneş doğana kadar uyuyamıyor, şehrin sessizliğinin ona ilham verdiğini söylüyor: "Nilüfer’in yeni albümü için şarkı yapmamı istemişlerdi. Bir gece beş saat boyunca Nilüfer’in yüzünü düşündüm. Sabah saat 10.00’da şarkı bitti."

EBRU YAŞAR’LA AŞK YAŞAMIYORUM

Aşk adamıyımdır ama çok sık aşık olmam. Şu an hayatımda biri yok. Ebru Yaşar’la albüm çalışmaları sırasında dedikodularımız çok yapıldı ama gerçek değil.

Bende klasik müzik disiplini yok

Sinan Akçıl’ın ablası piyano öğretmeni, annesi Gaye Çağlayan radyoda klasik müzik programları yapıyor. Babası ünlü kemancı Saim Akçıl, Tekfen Filarmoni Orkestrası’nın şefi. Babası Hollanda Kraliyet Orkestrası’nın baş kemancısıyken Amsterdam’da doğdu. Sünnet düğününde bile evde caz konseri verildi. Ama o babasının yolundan gitmek istemedi: "Bende enstrüman disiplini yok. Popu para kazanmak için değil içimden geldiği için seçtim."

Altı yaşında Kadıköy Devlet Konservatuvarı piyano bölümüne girdi, 10 yaşında atıldı. Hocaları o çalarken konuştuğu için sınavı yarıda bırakmıştı. Mimar Sinan Devlet Konservatuvarı’nda gitar eğitimi aldı. Saint Benoit Lisesi’nde okurken, okul orkestrasında yaptığı bestelerle üç yıl ödül kazandı. İlk düzenlemelerini 2001’de Emel Müftüoğlu’nun "Arabesk" albümüne yaptı. İlk profesyonel şarkı sözü ve bestesi Gel Korkma, bu albümde yer aldı. Bir gün stüdyosuna İzel’in gelişi başka bir dönüm noktasıydı. "Bir Dilek Tut" albümüne dokuz şarkı verdi, aynı zamanda aralarında üç yıl süren bir aşk başladı. Zeynep Casalini’nin Duvar albümünün prodüktörlüğünü yaptı, söz yazdı.

Sinan Akçıl, batılı yetiştiği halde ruhunda arabesklik olduğunu söylüyor: "İkisini karıştırınca Türk halkının ruhunu yakalıyorsunuz." Bu duyguyla Ebru Gündeş’e Seni Unuturum, Kibariye’ye Anlayamazsın şarkılarını verdi. Mustafa Sandal’ın İndir, Ferhat Göçer’in Biri Bana Gelsin, Gülben Ergen’in Bay Doğru Bayan Yanlış adlı şarkıları çok sevildi.