CHP'li Ağbaba: Af konusunda bakan farklı, başbakan yardımcısı farklı konuşuyor

Güncelleme Tarihi:

CHPli  Ağbaba: Af konusunda bakan farklı, başbakan yardımcısı farklı konuşuyor
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 12, 2016 15:02

CHP'li Ağbaba: Af konusunda bakan farklı, başbakan yardımcısı farklı konuşuyor

Haberin Devamı

Mikail PELİT/MALATYA, (DHA)- CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, af söylentileri ile ilgili olarak, "Türkiye ayağa kalktı. Onun gerçek olmadığı ortaya çıktı. Sabah kalktık AKP sözcüsü 'bu yönde çalışmalar var' dedi. Başbakan yardımcısı ‘af yok ama denetimli serbestlikle ilgili çalışmalar var’ dedi. Bakan 'bunların hiçbiri yok' dedi. Düşünün değerli arkadaşlar milletvekili farklı söylerken, genel başkan yardımcısı farklı söylüyor, bakan farklı söylüyor; belediye başkanı demeç veriyor af gelecek diye" dedi.
CHP Malatya il binasında basın toplantısı yapan Ağbaba, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Eski Genelkurmay Başkanı Necdet Özel'i hedef alan Ağbaba, "Türkiye’nin Genelkurmay Başkanı tapu kadastro müdürü kadar bile olamadın" diyerek şöyle devam etti:
‘’Sen özür dileme makamında değilsin. Burası da kabile devleti değil, Afrika ülkesi değil. Eğer demokrasi varsa, Türkiye’nin, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bu hale gelmesinden sorumlu olanlardan biri de Necdet Özel’dir ve yargılanmalıdır. Öyle gazeteye demeç verdi, özür diledi, pırıl pırıl subaylar ordudan atılırken, pırıl pırıl komutanlar cezaevine gönderilirken sen orada özel bir görevli olarak izledin. Ses çıkarmadın. Siyasi iktidara demedin ki, ‘bu benim personelim, bunu yapmaz’ demedin. Ben o zaman meclis’te de söylemiştim şimdi de söylüyorum; tapu kadastro müdürü kadar bile olamadın, Türkiye’nin Genelkurmay Başkanı. Tapu kadastro müdürü kendi personeline sahip çıktı bu genelkurmay başkanı kendi personelini cemaatin hakimlerine teslim etti. Türkiye’nin geldiği noktada hatırlayın, birçok olaylar yaşandı. Genelkurmay ayrı, Adalet Bakanlığı ayrı her birine yerle bir edildi maalesef birileri izlemekle ve katkı sunmaktan başka bir şey yapmadı. Bu nedenle o dönemki yargının Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, Üniversitelerin ele geçirilmesini sağlayan, teslim edilmesini sağlayanlar mutlaka hesap vermelidir. Anlaşıldı ki, ne diyorlar ‘devlete sızmışlar’ hayır efendim devlete sızmamışlar. Paralel Devlet diyorlar, acaba paralel kim? Türk Silahlı Kuvvetleri’ne, paralel devlet mi FETÖ mü? Devlete sızmadı devlete yerleştirildi, devlet teslim edildi. 2002 seçimlerinde söylüyoruz, vatandaş oyuyla AKP’yi ülkeyi teslim etti, AKP de seçimsiz, ülkeyi, ülkenin yönetimi cemaate teslim etti, olay bu kadar basit, bu kadar açık. Bunu söylemeye devam edeceğiz. Bu uyarılarımızı ve bu, bununla ilgili düşüncelerimizi ifade etmeye çalışacağız’’ diye konuştu.
'CEZAEVLERİ İŞKENCEHANEYE DÖNÜŞTÜ'
15 Temmuz’un hemen ardından cezaevleri mahpuslar için yaşanılmaz birer işkence haneye dönüştüğünü belirten Ağbaba, ‘’Geçmişte de cezaevlerini hep söylüyorduk, insanlar nöbetleşe uyuyor, nöbetleşe nefes alıyor. 70 kişilik koğuşlara bir tuvalet kullanılabiliyor, metrekare sıfırlanmış durumda. Daha önceki isyanları biliyorsunuz. Müthiş bir yoğunluk var. Ve oradaki sesi maalesef çok kimse duymuyor. Şimdi herhalde 20 bine yakın 15 Temmuz sonrası tutuklamalar oldu. Bunların eklenmesiyle beraber cezaevleri şartlar çok daha ağırlaştı. Özellikle ‘OHAL’ uygulamasıyla birlikte kendine görev çıkaran bazı cezaevi yöneticileri, cezaevlerini maalesef geçmişten çok daha kötüye götürdü. Bizim geçmiş dönemde tespit ettiğimiz ama daha sonra bazı düzeltilen şeyler tekrar gündeme gelmeye başlandı. Çıplak aramalar, zorla çıplak aramalar dayatılıyor artık. Kitap yasağı uygulanmaya başlandı. Muhalif yayın organları artık izlenmiyor. Hükümet farkına varmaya başladı bağımsız medyanın basının ne anlama geldiğini, onlar sayesinde darbe önlendi ama maalesef cezaevinde devam ediyor. Temizlik malzemeleri verilmiyor, havalandırmalar sıkıntılı, avukat görüşleri sıkıntılı. Maalesef birçok işkence haberleriyle sarsılıyor Türkiye. Türkiye’nin cezaevleri bu şekilde gidemez. Tabi bu arada her gün yüzlerce telefon alıyoruz. Ceza komisyonu üyesi olmamız nedeniyle Türkiye’nin her yanından açık cezaevleri başta olmak üzere bütün aileler bizleri arıyorlar; ‘ne olacak? ’ diyorlar. 'Af söylentisi var, af olacak mı? Af var mı? Ceza indirimi var mı?' diye insanlar bir umut içerisinde bekliyorlar. Söylenti çok. En son Ankara’da cemaate parsel parsel arazi peşkeşi yapan zat çıktı, televizyonlarda af gelecek açıklamasında bulundu. Belediyecilik dışında her şeyi yapıyor biliyorsunuz. Belediyecilik dışında her şeyi yapıyor, emlakçılığı var, her türlü, biliyorsunuz en zengin belediye başkanı o şahıs’’ dedi.
'GENEL BAŞKAN YARDIMCISI, BAKAN, BAŞBAKAN YARDIMCISI FARKLI SÖYLÜYOR'
Geçtiğimiz günlerde bir iktidar partisi milletvekilinin akşam sosyal medyada bir şey paylaştığını belirten Veli Ağbaba, ‘’Bir sahte bir Kanun Hükmü Kararnamesi (KHK) paylaştı. Türkiye ayağa kalktı. Onun gerçek olmadığı ortaya çıktı. Sabah kalktık AKP sözcüsü bu yönde çalışmalar var dedi. Başbakan yardımcısı ‘af yok ama denetimli serbestlikle ilgili çalışmalar var’ dedi. Bakan bunların hiçbiri yok dedi. Düşünün değerli arkadaşlar milletvekili farklı söylerken, genel başkan yardımcısı farklı söylüyor, bakan farklı söylüyor, başbakan yardımcısı farklı söylüyor, belediye başkanı demeç veriyor af gelecek diye. Bu koalisyon olsa anlayacağız, tek sesin çıktığı bir hükümette çıkan seslere bir bakın. Tamamen insanların geleceğiyle, hayalleriyle, umutlarıyla oynanıyor. Mahkemelerin verdiği kararlar tartışmalıdır ve orada bence inanıyoruz ki bu davalar böyleyse ismi bilinmeyen gencecik çocukların davaları bunlardan daha kötüdür. Mutlaka bir yeniden yargılanma hakkı verilmelidir bu insanlara. Hep söyledik, bakın. Ne Grup Yorum bileti satmaktan, 1 Mayıs’a katılmaktan, 8 Mart’a gitmek, giden insanların mahkum edildiği, 10 yıl 15 yıl ceza verildiği bir dönem yaşadık hep beraber. Bu da hükümete çağrımızdır. Bir yeniden yargılanma mutlaka getirilmelidir. Onlarca cezaevi gezdik, bu tür uygulamaların, bu tür yanlışlıkların ne kadar çok olduğunu hep beraber biliyoruz. Eğer siz bu insanları, bu hakimleri, bu savcıları çete diye meslekten atıp cezaevine attıysanız onların vermiş olduğu kararları da tartışmalıyız ve onların vermiş olduğu kararları da düzeltmemiz gerekiyor’’ dedi.

FOTOĞRAFLI 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!