Bayrampaşa Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nü işgal girişimi davası (2)

Güncelleme Tarihi:

Bayrampaşa Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğünü işgal girişimi davası (2)
Oluşturulma Tarihi: Nisan 06, 2017 13:53

Bayrampaşa Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nü işgal girişimi davası (2)

Haberin Devamı

Hayati KILIÇ/İSTANBUL,(DHA) FETÖ/PDY'nin 15 Temmuz darbe girişimi sırasında, 1 kişinin şehit olduğu ve 16 kişinin de yaralandığı Bayrampaşa Çevik Kuvvet Müdürlüğü'nü işgal girişimiyle ilgili 18'i rütbeli 58 askerin 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılandığı davanın üçüncü duruşmasında tutuksuz yargılanan erlerin savunması tamamlandı.


İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi'nin baktığı, Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi karşısındaki duruşma salonunda yapılan duruşmaya 18 tutuklu sanık katıldı. İlk iki duruşmada savunmaları tamamlanan tutuksuz yargılanan erler duruşmaya gelmedi. Olayda yaşamını yitiren Ümit Yolcu'nun ağabeyi Aydın Yolcu ve avukatı Necip Kibar duruşmada hazır bulundu. Duruşmaya sanıkların yakınları izleyici olarak katıldı. Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katılan 2 sanığın ifade vermesiyle, tutuksuz yargılanan 40 erin savunmaları tamamlandı. Duruşma tutkulu yargılanan rütbeli askerlerin savunmalarının alınmasıyla devam ediyor.


AĞLAYARAK SAVUNMALARINI YAPTILAR


Duruşmada ağlayarak ifade veren tutuklu sanık uzman çavuş Burak Şengül, bir buçuk yıl önce mesleğe başladığını belirterek "Tank nişancısı olarak görev yapıyordum. Emir verme yetkim bulunmuyor. Bu insanları bizim başımıza komutan olarak görevlendirdiler. Emir komuta zincirini kullanarak bizi dışarıya çıkardılar. Üsteğmen Kurtuluş Kara, çevik kuvvette terör eylemi olacağını söyledi. Hatta 3. Kolordu Komutanlığı'ndan telefonlarımıza 14, 15 ve 16 Temmuz tarihlerinde İstanbul'da terör eylemi beklendiği yönünde mesaj gelmişti. Ben 15 Temmuz'da izinli olmama rağmen göreve çağrıldım. Asker olarak en büyük zaafım vatan ve millettir, vatan sevgimizi kullanarak bizi emellerine alet ettiler. Emir komuta zincirinin en alt kademesindeyim.Çevik kuvvete gittiğimiz zaman polisler yanımıza gelerek bizimle sohbet ediyordu. Bu sırada üsteğmen Kurtuluş, geldi. Polislere yönelik 'bunlar uzman erbaşlar. Muhatabınız değil' diyerek bizi resmen küçümsedi" dedi.


"BUNLAR BİZİ İNSAN YERİNE KOYMAZLARDI"


İfadesi sırasında ağlayan ve bir süre ara veren Burak Şengül, "Bunlar bizi insan yerine koymazlardı. Kullandıkları tuvalete bile bizi almazlardı. Erlerden farkımızı yoktu, sürekli ot biçerdik. Dokuz aylık evliyim, evliliğin ne olduğunu bile anlamadan bizi cezaevine attırdılar. Hiçbirine hakkımı helal etmiyorum, ve hepsinde şikayetçiyim. Bu sırada halk kalabalıklaşmaya başladı. Üsteğmen Kurtuluş Kara, silahıyla halkı itmeye çalıştı. Vatandaşlar 'Evladım bunlar sizi kandırıyor' diye bağırıyordu. Polis bizi çağırdı. Ben tanktan inmek için yöneldiğim sırada Kurtuluş Kara, kolumdan tutarak beni çekti. Gitmeme izin vermedi.Tankın içinde olduğum için dışarıda yaşananlara şahit olmadım. Tankın namlusuna mühimmat yüklemedim. Tankın namlusunu "barış gücü" pozisyonuna almak için komutan Kurtuluş Kara'yı uyardım. Teslim olduktan bir süre sonra tankı güvenli bölgeye çekmek için polis beni çağırdı. Çevik kuvvet elbisesi giyerek polis arkadaşla birlikte vatandaşların içinden geçtim ve tankı güvenli bölgeye çektim" dedi.

 

 

"AĞLAYINCA MAHKEME BAŞKANI SAKİNLEŞTİRDİ"


Savunmasını yapan tutuklu sanık erbaşlardan Yavuz Karakaya hakkındaki suçlamaları reddederek, “Çevik kuvvetin oraya gittiğimizde ben, polisin bizi içeri alacağını sandım, o yüzden tankı kapıya kadar götürdüm. Ancak kapı açılmadı. Sonra polis bizi uyardı. Komutanıma ' Polis silahınızı bırakın ve teslim olun, Bize mi ateş edeceksiniz diyor' dedim. Kendisi de bana 'senin komutanın kim, ekmeğini onlar mı veriyor" diye bağırdı. Üsteğmen Kurtuluş Kara silahları doldurma emrini verdi. Yanımdaki er silahını doldurunca onu uyardım. Silahına kurşun takma dedim. Komutana seslenmesini ve buradan gitmemiz gerektiğini söyledim. O sıra yanımda bulunanlar şahittir. Ben askerdim. Benim hakkımda terör örgütü üyesi yazıyor" dedi. Bu sırada ağlayarak yere yığılan Karakaya'yı, mahkeme başkanı Hulusi Pur, sakinleştirmeye çalıştı. Mahkeme başkanı sanığın oturarak ifade vermesini söyledi. Bunun üzerine sanık Karakaya "Oturmak istemiyorum. Ben bu kansızlara saygısızlık etmedim. Devletimin karşısında nasıl oturarak savunma yaparım" dedi. Duruşmaya ara verildi.



 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!