Başbakan Yıldırım'dan Irak Başbakanı İbadi'ye yanıt: Açıklamalarını fevkalade tehlikeli ve kışkırtıcı buluyorum

 Bahar DEMİREL / ANKARA, (DHA) - BAŞBAKAN Binali Yıldırım, Irak Başbakanı Haydar el-İbadi'nin 'Biz Türkiye'den Irak'a asker göndermesini talep etmesin. Türk askeri orada kendini piknikte zannetmesin' açıklamalarına tepki göstererek, "Piknik'te olduğunu kim söylüyor. Asker piknik yapar mı? Asker görev yapar. Bizim askerimiz de orada görev yapıyor. Bağdat'ın bu ve buna benzer açıklamalarını fevkalade tehlikeli ve kışkırtıcı buluyorum" dedi.

"LÜZUMSUZ İŞLERLE UĞRAŞMAYALIM"

Başbakan Yıldırım, Ankara'daki Başyazıcıoğlu Cami'nde kıldığı cuma namazı çıkışında, basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. AK Parti'de bir erken seçim hazırlığı olduğu yönündeki iddialar sorulan Yıldırım, "Her söylenene inanıyor musunuz? İşimize bakalım. Lüzumsuz işlerle uğraşmayalım. Kafaları karıştırmayalım. AK Parti'de toplantı her zaman olur. İktidar partisi, hareket fazla" ifadelerini kullandı.

"BİZİM IRAK'A HASMANE, DÜŞMANCA BİR TUTUMUMUZ YOK"

Irak Başbakanı Haydar el-İbadi'nin 'Biz Türkiye'den Irak'a asker göndermesini talep etmesin. Türk askeri orada kendini piknikte zannetmesin' açıklamalarını nasıl değerlendirdiği sorulan Başbakan Yıldırım, "Piknik'te olduğunu kim söylüyor. Asker piknik yapar mı? Asker görev yapar. Bizim askerimiz de orada görev yapıyor. Dünyanın başının belası DEAŞ'le mücadele yapıyor. Bu mücadeleyi Suriye'de, Irak'ta yapan sadece biz değiliz. Bütün ülkeler yapıyor, BM yapıyor. ABD, Rusya, 60 küsür ülkeden orada mücadele eden var. Bağdat'ın bu ve buna benzer açıklamalarını fevkalade tehlikeli ve kışkırtıcı buluyorum. Bugün gitmiş değil bizim askerimiz oraya. Uzun zamandan beri oradadır. Orada da çok anlamlı, faydalı çalışmalar yapıyor. Bizim Irak'a hasmane, düşmanca bir tutumumuz yok. Bölgenin huzur bulması için çatışmaların önlenmesi için sorumluluk taşıyoruz. Bağdat hükümeti buna takılacağına yıllardır bağrında beslediği ve Türkiye'nin canını yakan terör örgütüne karşı yapacağı bir şey varsa onu yapsın. Önce onu yapsın, sonra konuşsun. Biz Irak'ta neyin var olduğunu neyin yok olduğunu biliyoruz. Bu lafların hiç kıymeti harbiyesi yok. Irak, neden bu açıklamaları yapıyor? Bunun nedenini müsaade edin de zamanı gelince söyleriz" diye konuştu.

"HERKES BM'Yİ TOPLANTIYA ÇAĞIRABİLİR AMA..."

Irak'ın Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'ni acil toplantıya çağırması da sorulan Yıldırım, "Olabilir, herkes BM'yi toplantıya çağırabilir; ama BM keşke dünyanın sorunlarını çözebilecek iradeye sahip olsa. 5 tane daimi üyenin maalesef her zaman dediği oluyor. 196 ülke ona boyun eğmek zorunda kalıyor. Onun için BM'nin güvenilirliği gün geçtikçe daha fazla sorgulanıyor. Mutlaka yeniden yapılanmaya ihtiyacı var BM'nin" açıklamasında bulundu.

'YENİ ANAYASA' AÇIKLAMASI: CHP, MHP GENEL BAŞKANLARIYLA GÖRÜŞME YAPACAĞIZ

Yeni Anayasa çalışmalarıyla ilgili Başbakan Yıldırım, şöyle konuştu: "Mini Anayasa Komisyonu çalışmaları bitti. Arkadaşlar üzerine düşen görevi yaptılar. Şimdi parti genel başkanlarına kaldı. Önümüzdeki günlerde bu konuyu bir sonuca bağlamak için gerek CHP gerekse MHP genel başkanlarıyla bir görüşme yapacağız. Henüz daha temas kurmadık. Böyle bir düşüncemiz var. En azından bir adım atmış olalım. Bu kadar emeğin, bu kadar çalışmanın heba olmasının önüne geçelim. Ayrı ayrı olabilir ama arzu ederlerse birlikte de olabilir. Ayrı ayrı olması mümkündür"

"BUNLARIN HAKİKAT OLUP OLMADIĞI KONUSUNDA ŞÜPHELER MEVCUT"

Öğretmen mülakatlarında sorulduğu iddia edilen ve tartışmalara neden olan sorular hakkında Başbakan Yıldırım, "Böyle şeyler konuşulur, gelir geçer. Ne kadar doğrudur, değildir; bunlara kulak asmayın. Belki binde bir böyle şeyler söylenebilir. Bunların hakikat olup olmadığı konusunda şüpheler mevcuttur. Yapılan imtihanlarda, mülakatlarda hassasiyetimiz iki noktada toplanıyor. Bir tanesi FETÖ terör örgütü ikincisi bölücü terör örgütü. Onun dışında vatanına, milletine sadık; bayrağını, yurdunu seven bütün öğretmenlerimiz için kapılar sonuna kadar açıktır" ifadelerini kullandı.

"ÇIKARILAN KANUN HÜKMÜNDEKİ KARARNAMEDEN VAZGEÇMEK, SÖZ KONUSU OLMAZ"

Meclis'te kurulan KHK Komisyonu'nun işlevi hakkında bilgi veren Yıldırım, "Biz muhalefet partilerinin genel başkanlarıyla yaptığımız konuşmada şunu söyledik. OHAL'de çıkarılan bütün KHK'ları geciktirmeden Meclis'e göndereceğiz ve Meclis'te görüşülmesini sağlayacağız. Bunu da yaptık. Gönderdik. Birincisi de Meclis ara vermeden görüşülmeye başlandı. Zannediyorum önümüzdeki hafta görüşmeler kaldığı yerden devam edecek. Bunlarla ilgili kafanıza takılan, düzeltilmesinde yarar gördüğünüz hususlar varsa makul gördüklerimizi dikkate alırız, dedik. Bu sözümüzün arkasındayız. Değişen bir şey yok. Çıkarılan kanun hükmündeki kararnameden vazgeçmek, tamamıyla baştan sona değiştirmek gibi konular asla söz konusu olmaz" diye konuştu.

"70 BİNİN ÜZERİNDE İTİRAZ VAR"

FETÖ ile mücadele kapsamında haksızlığa uğradığını iddia edenler için oluşturulan başvuru sisteminde sonuçların ne zaman alınacağı sorulan Yıldırım, "İşlem yapılanların sayısından fazla başvuru var. Ne olur ne olmaz bana da böyle bir işlem yapılır, diye tedbirli davranıp, önceden başvuranlar da var. Maalesef FETÖ terör örgütü burada da bir yanıltma hareketine girmiş durumda; ama biz bu millete sözümüz, bu itirazları çok titiz, kılı kırk yararak değerlendireceğiz. 70 binin üzerinde itiraz var. Bunlar belirli bir zaman alacak. Mekanizması kuruldu. İtirazlar için yeni başvuru heyeti oluşturduk. Bunlar inceleniyor" dedi.

"ANA MUHALEFET PARTİSİ BAŞKANI 15 TEMMUZ'U BIRAKTI"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu FETÖ ile mücadeleye ilişkin yürütülen soruşturmalarda haksızlığa uğradığını iddia edenler üzerinden eleştiren Başbakan Yıldırım, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Ne yazık ki ana muhalefet partisi başkanı 15 Temmuz'u bıraktı. Sanki 15 Temmuz olmamış, millet mağdur olmamış, şehitler olmamış. Bir mağdur edebiyatıdır gidiyor. Bırak kardeşim. Milletin mağduriyeti mi önemli yoksa darbecilerin mağduriyeti mi önemli? Bir şeye karar vermemiz lazım. Onun için hiç kimse çağın vebası bu terör örgütünün yaptıklarını sulandırmaya kalkmasın. Bunlar sadece Türkiye'nin değil, dünyanın başına beladır. Bunlara öyle veya böyle destek anlamına gelecek her türlü faaliyet, her türlü açıklama bu millete zulümdür"