Güncelleme Tarihi:
"FETÖ, PKK'DAN CUMHURBAŞKANI VE BAŞBAKAN'A SUİKAST YAPMASINI İSTEDİ"
Başbakan Binali Yıldırım, Diyarbakır'da bir otelde düzenlenen, 'Sivil Toplum Örgütleri ve Kanaat Önderleri Toplantısı'na katıldı. Basına kapalı toplantıda konuşan Başbakan Yıldırım, 15 Temmuz darbe girişiminde başarılı olamayan FETÖ ile PKK'lıların bir araya geldiğini, Cumhurbaşkanı ve Başbakan'a suikast düzenlemelerini istediğini belirterek, "15 Temmuz hani derler ya; herşeyden bir hayır çıkar diye. Türkiye için bir şer binlerce hayıra vesile olmuştur. Şehitlerimiz oldu, gazilerimiz var, öfkemiz büyük. 79 milyonun kardeşlik duygusunu tahkim etti, Yenikapı ruhunu ortaya çıkardı, bütün maskeleri düşürdü. Devletin içine yuvalanan, milletin arasına sızan bütün hainlerin ortaya çıkmasına vesile oldu. Terör örgtü destekçilerinin maskeleri düştü. FETÖ terör örgütü dinimizi kullanarak, vatandaşlarımızın duygularını sömürerek faaliyetlerini yapamayacak. FETÖ terör örgütü darbeden önce PKK ve FETÖ terör örgütü bir araya geliyor, plan yapıyor, dayanışma içine giriyor. 15 Temmuz'da işler kötü gidince FETÖ randevu istiyor, yeniden bir araya geliyorlar. Bölücü terör örgütünden başka taleplerde bulunuyor. 'Efendim bu işi halledemedik, bari Cumhurbaşkanı, Başbakan'a suikast yapın da maliyeti neyse ödeyelim' demiş. Ama bunların tek tek hesabı görülecek. O şehitlerin, o gazilerin hesabını soracağız. Yolları mayınlayan, insanların üzerine bombaları atan, bu milletin fidan gibi evlatlarını toprağa düşüren alçaklara, bu millet dersini verecek" dedi.
"HEDEF, TERÖRÜ TÜRKİYE'NİN GÜNDEMİNDEN ÇIKARMAK"
Hedeflerinin terörü Türkiye'nin gündeminden düşürmek olduğunu söyleyen Yıldırım, vatandaşların her noktada rahat ve güvenli bir şekilde seyahat etmesini sağlayana kadar operasyonların süreceğini belirtti. Yıldırım, "Terörü Türkiye'nin gündeminden düşürümezsek, fabrikalar yeni iş alanları hayal olur, gecikir. En büyük varlık yaşamdır. İnsan hayatının tehlikede olduğu bir ortamda ne ticaret konuşulur, ne iş konuşulur, ne de gelecek konuşulur. Onun için devlet ve hükümet olarak birinci görevimiz Türkiye'nin her yerinde, her karış toprağında vatandaşalrımızın rahatca seyahat etmesini sağlamak, can korkusunu yaşamadan, yetmez; terör örgütünün askere, sivile, polise, jandarmaya zarar verebilecek durumdan tamemen çıkarmak. Bütün bunları sağlayınca operasyonlar duracak, yoksa operasyonlar devam edecek. Bu PKK terör örgütünün Kürtler diye bir sorunu yok. Ancak ve ancak Kürt kardeşlerimizin ve Türk kardeşlerimizin PKK sorunu var. Bu sorunu çözmenin yolunu da millet, devlet arasından, bu kan emen, kana doymayan eşkiyaları çıkarmak, başka hiç bir çaremiz yok" diye konuştu.
Suriye'nin Halep kentinde bir insanlık dramının yaşandığını belirten Başbakan Yıldırım, oradaki insanların iki ateş arasında kaldığını ancak kimsenin bu feryadı duymadığını anlatarak, "Değerli kardeşlerim; Halep'te bugün büyük bir insanlık dramı yaşınıyor. Orada insanlar her türlü şeyden yoksun, iki ateş altında feryat ediyor, feryatlarını duyan yok. Türkiye'ye gelecekler bırakmıyorlar, Ürdün'e, Lübnan'a gidecekler, bırakmıyorlar, adeta kapana sıkışmış durumdalar. İnşallah kısa sürede yapılan temaslarla, buradaki insanlık dramını da sona erdirmek için Türkiye olarak aktif bir görüşme içerisindeyiz" ifadelerini kullandı.
"ÖRGÜT GENÇLERİ ARTIK DAĞA GÖTÜREMİYOR"
Diyarbakır merkez Sur İlçesi'nde yaşananlara da kısaca değinen Başbakan Yıldırım, Sur'un bir kültür hazinesi olduğunu, burayı geleceğe taşımanın da hükümetin borcu olduğunu kaydetti. Etkin terörle mücadele sonucu, PKK'nın gençleri eskisi gibi dağa götüremediğini söyleyen Yıldırım, "Gençlerimizi artık bu terörün pençesinden kurtarmamız lazım. Sabah da söyedim. Şu çukur siyasetinden sonra, terör örgütü büyük bir darbe yedi. Ve bu darbeyle beraber terör örgütü artık gençlerimizi dağa götüremiyor. Geçen seneye göre on kat azaldı. Geçen sene 4 bin gencimizi dağa götüryorlardı, bu sene ancak 400 genci dağa götürelibildiler. Gençlerimizi kurtarmak için daha güzel, daha heyecan verici bir gelecek kurmamız lazım. Gençlerimiz için sosyal, eğitim faaliyetlerini gerçekleştirebilecekleri altyapı faaliyetleri hazırlamalıyız. İnşallah hızlı bir şekilde tamamlaaycağız" diye konuştu.
"PKK İLE İLİŞKİLİ 14 BİN ÖĞRETMEN TEDBİR OLARAK GÖREVE BAŞLAMAYACAK"
Terörle etkin mücadele kapsamında yapılan ilk araştırmalarda 14 bin öğretmenin terörle ilişkide olduğunun tespit edildiğini, bu öğretmelere tedbir olarak görev verilmeyeceğini belirten Başbakan Yıldırım, şöyle konuştu:
"Değerli hemşehrilerim; emin olun, rahat olun. Terör konusunda geri adım atmak yok. Sizlerle birlikte, geleceği daha güçlü bir Türkiye'yi, sizinle birlikte inşaa edeceğiz. İşte bugün yeni paketimizi kamuoyuna açıkladım. Tekrar etmeye gerek yok. Bir konu var. 2 gün önce bir konuşmamda, bölgedeki öğretmenlerle ilgili bir şey söylemiştim. Orada belli ki bir yanlış anlaşma var, düzeltmek istiyorum. Bu bölgede görev yapan, terörle bir şekilde iç içe olmuş, 14 bin civarında öğretmen olduğu tahmin ediliyor. Bunun ne kadarının terörle ilişkili olduğu, ne kadarının olmadığı, yapılacak incleme ve soruşturmalarla ortaya çıkacak. Okul zamanı geliyor, bayramdan sonra okullar açılıyor. Onun için için Milli Eğitim Bakanı ile konuştum. Üzerinde şüphe bulunan bütün öğretmenler tedbir olarak açığa alınacak. Yeni ders döneminde bunlara görev verilmeyecek. Bunların başına da, FETÖ'cülerin başına ne geldiyse, bunların da başına o gelecek. Sadece öğretmenlerle sınırlı değil terör, sadece dağda değil, devletin içinde de var. Terörle haşir neşir olmuş kamu görevlilerinin üzerine gideceğiz. Tek, tek ayıklayacağız. Bunların lojistik desteğini, akıl hocalarını devre dışı bırakmalıyız."
"TERÖRÜ KÜRT-TÜRK, ALEVİ-SUNNİ DİYE AYIRMAYA GEREK YOK"
Terörle etkin mücadelenin sonuçlarının ortaya yavaş yavaş çıktığını anlatan Başbakan Yıldırım, STK'lar ile yapacağı toplantının yeni bir sayfa olduğunu aktardı. Ülkeyi bölmek isteyen, bayrağı indirmek isteyen, vatan toprağını paçalamak isteyen kim olursa olsun hepsinin bölücü olduğunu söyleyen Yıldırım, şöyle devam etti:
"Tek boyutlu değil, kalkınma yönüyle, kamu kurumlarındaki temizlik yönüyle, topyekün bir mücadeleyi, evelallah kararlılıkla yürüteceğiz. Bakan ve milletvekillerimizle burdayız. Bu bizim kararlılığımızı gösteriyor. Bu konuya baş koyduğumuzu gösteriyor. Bu toplantı da yeni bir sayfa diyelim. Geçen gün çözüm, müzüm yok demiştim. Bu sözün muhatabı eli kanlı terör örgütüdür, kana doymayan PKK'dır. Onların hakkı, dünyanın herhangi bir ülkesinde, elinde silah alanın hakkı neyse burda da odur. Eline silah alanla devlet muhatap olmayacak. Müstahakları neyse gördüler, görmeye de devam edecek. Terörle mücadelede etkin mücadelenin sonuçları ortaya çıkıyor. Bizim için bu ülkeyi bölmek isteyen, bu bayrağı indirmek isteyen, bu vatan toprağını parçalamak isteyen Kürt de olsa, Türk de olsa farketmez, hepsi bölücüdür, işi Kürt-Türk diye ayırmaya gerek yok. Onun için tek vatan, tek bayrak, tek millet. Hangi meşrepten olursa olsun teröristtir, bölücüdür. El ele verelim Türkiye'nin bütün bölgelerdeki gelişmişlik seviyesini aynı seviyeye getireceğiz. Kürt-Türk, Alevi-Sünni diye ayırım yapmayacağız. Vatandaşa hizmet edenler ve etmeyenler, ülkesi için çalışanlar veya başkası için teşeronluk yapanlar, silahı meşru görenler veya görmeyenler. Silahı meşru görenler bizim düşmanımızdır. Bir eski Türkiye var, bir de yeni Türkiye hayali kuranlar var. Sizler barıştan, demokrasiden yana, Türkiye'nin geleceğinden yana oldunuz. Ülkemize ve bayrağımıza sahip çıktığınız için ve davetimize icabet ettiğiniz için hepinize teşekkür ediyorum" dedi.