Güncelleme Tarihi:
Ümit KOZAN-Bahar DEMİREL-Nursima KESKİN / ANKARA, (DHA) - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, "Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşları üzerinden toplumsal kaos oluşturma çabaları görmekteyiz. Cumhuriyetin kurucularına öyle veya böyle dil uzatmak, hiç kimsenin haddi ve hakkı değildir. Türkiye'nin toplumun kardeşlik hukukuna kast eden bu yersiz ve kısır tartışmalarla kaybedecek bir dakika bile vakti yoktur" dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, AK Parti'nin TBMM'de gerçekleştirilen grup toplantısında, genel başkan olarak son kez hitap etti. Anneler Günü'nden bir gün önce meydana gelen ve 24 kişinin hayatını kaybettiği Muğla'daki trafik kazasının soruşturulduğunu belirten Yıldırım, "Kazanın sebebi ortaya çıkarılacak. Kısa bir süre içerisinde kamuoyuna duyurulacaktır" diye konuştu.
"BU DAVRANIŞ İÇİNDE BULUNANLARI KINIYORUM"
Denizli Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Alper'in trafik kazasında hayatını kaybetmesine değinen Başbakan Yıldırım, Başsavcı Alper'e rahmet dileyerek, "Yaşanan olaylar karşısında ülkemizin, milletimizin birliğine ve beraberliğine gölge düşürmeye çalışan mihraklar da maalesef oldu. Buradan, bu davranış içerisinde bulunanları kınıyorum. Şehit düşen savcının arkasından ailesinin, sevenlerinin ve kamuoyunun acısı bu denli tazeyken, yakışıksız ifade kullananlarla ilgili yargı merci mutlaka gereğini yapacak" dedi.
'ATATÜRK'E HAKARET' TEPKİSİ: CUMHURİYETİN KURUCULARINA DİL UZATMAK, HİÇ KİMSENİN HADDİ VE HAKKI DEĞİL
Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları üzerinden toplumsal kaos oluşturma çabaları olduğunu belirten Başbakan Yıldırım, 'Atatürk'e hakaret' tartışmalarına ilişkin şunları söyledi: "Bir yandan yazılı sözlü medya içinde körüklenmeye çalışan manasız tartışmalara öte yandan kahramanlarımıza, cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşları üzerinden bir toplumsal kaos oluşturma çabaları görmekteyiz. Cuma günü 19 Mayıs 1919 Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı. Bu, şüphesiz önemli bir gündür. Bu kutlu yolculuğun sonu bağımsız Türkiye Cumhuriyeti olmuştur. Cumhuriyetin kurucularına öyle veya böyle dil uzatmak hiç kimsenin haddi ve hakkı değildir. Türkiye, bu kısır tartışmalarla toplumun kardeşlik hukukuna kast eden bu yersiz tartışmalarla kaybedecek bir dakika bile vakti yoktur. Önümüzde önemli meseleler var. Bu ülkeyi seven herkesin yazarından çizerinden siyasetçisine yargı mensubuna işçisinden memuruna esnafına toplumun bütün paydaşlarının gelecek Türkiye vizyonuna katkı sağlaması gerekir"
"SAVUNMA BAKANI'NIN MECBURİYET OLDUĞUNU İFADE ETMESİ ÖNEMLİ"
ABD Savunma Bakanı James Mattis'le Londra'da, YPG ve DEAŞ ile mücadeleye ilişkin kapsamlı bir görüşme yaptığını dile getiren Yıldırım, "Adı ne olursa olsun, ister PKK olsun ister YPG olsun ister PYD ister DEAŞ olsun, bunların hepsi terör örgütüdür. Bunlar birer ölüm makinasıdır. Sınırlarımızın öte yanında her türlü terör yapılanması hakkındaki hassasiyetimizi bir kez daha Sayın Cumhurbaşkanı'mızın ziyareti öncesi doğrudan anlatma fırsatı bulduk. Savunma Bakanı'nın bu konuda, bunun bir mecburiyet olduğunu, bir seçim olmadığını ifade etmesi önemlidir. Ancak sebep ne olursa olsun bir terör örgütüyle dostumuz ve NATO'daki müttefikimiz ABD'nin bir başka terör örgütünü yok etmek için iş birliği yapması kabul edilebilir bir şey değildir. Bunu açık ve net bir şekilde kendisine ifade ettim. Eğer hala burada; Türkiye'nin hassasiyetleri, Türkiye'nin güvenliğini ilgilendiren konularda gerekli teminatlar verilmezse yapacağımız şey, çok açık ve nettir. Terör nereden gelirse gelsin. İster hudutlarımızın dışında ister hudutlarımızın içerisinde. Bu terörün kökünü kazımaya kararlıyız. Gereğini yaparız" diye konuştu.
ALMANYA'YA 'SIĞINMA İZNİ' TEPKİSİ: İLİŞKİLERİMİZİ TEKRAR GEREN BİR GELİŞME OLDU
Darbe girişiminde yer alan askerlere iltica hakkı verilmesiyle Türkiye ile Almanya ilişkilerinin tekrar gerildiğini vurgulayan Yıldırım, "Almanya'da geçtiğimiz hafta 15 Temmuz darbe girişimine dahli bulunan ve yurt dışına kaçan veya yurt dışında olan askerlere sığınma izni vermesi, iltica hakkı vermesi ilişkilerimizin tekrar gerilmesi için önemli bir gelişme olmuştur. Almanya, artık bir şeye karar verme durumundadır. Eğer Türkiye ile ilişkilerini geliştirmek istiyorsa Türkiye ile tarihten gelen dostluk bağlarını daha da kuvvetlendirmek istiyorsa o zaman yönünü bölücülere, FETÖ'cülere değil; Türkiye Cumhuriyeti'ne dönmek zorundadır" dedi.
"BÖLÜCÜ TERÖR ÖRGÜTÜNE KATILMA ORANLARININ NEREDEYSE SIFIRA İNDİĞİNİ ÖĞRENİYORUZ"
Bölücü terör örgütünün şehir yapılanmalarının ortadan kaldırılması için operasyonların devam ettiğini söyleyen Yıldırım, şöyle devam etti: "Bunun yanı sıra bölge insanıyla geliştirdiğimiz kardeşlik köprülerine her gün bir yenisini daha ekliyoruz. Bölücü terör örgütü günden güne eriyor ve hatta insan kaynağı bulmakta büyük güçlük geçiyor. Son aylarda, telsiz konuşmalarından bölücü terör örgütüne katılma oranlarının neredeyse sıfıra indiğini öğreniyoruz. Öte yandan FETÖ ile mücadeleye taviz vermeden rehavete düşmeden devam ediyoruz. Devletin ve milletin içine habis bir ur gibi yerleşen bu terör örgütünü hukuk içerisinde temizliyor, bu konudaki tüm uygulamaları titizlikle yürütüyor, gereken düzeltmeleri de yapıyoruz"
"KOMİSYONUN ÜYELERİ BELİRLENDİ, GÖREVE BAŞLAYACAK"
OHAL Komisyonu üyelerinin belli olduğunu da açıklayan Başbakan Yıldırım, "Bugüne kadar itirazları değerlendirilip, iade edilen sayısı 20 binin üzerindedir. 685 Sayılı Kararname ile kurulan Olağanüstü İşleri İnceleme Komisyonu'nun üyeleri de belirlenmiş olup, göreve başlayacaktır. Böylece itirazlar artık tek bir kuruma değil, bu merkeze adeta bir mahkeme gibi çalışacak bu merkeze yapılacak. Burada karara bağlanacak. Bu düzenlemeyle müracaatları haklı görülenlerin hakları iade edilecek. Haklı görülmeyenler içinse yargı yolu açılmış olacak" diye konuştu.
"2023, 2035, 2053 İÇİN YENİ HEDEF VE VİZYON DÖNEMİ OLACAK"
AK Parti'de, pazar günü gerçekleştirilecek 3'üncü Olağanüstü Kongre'yle Türkiye'nin gerçek anlamda 'partili cumhurbaşkanlığı' ile tanışacağını belirten Yıldırım, şunları söyledi:
"Anayasa değişikliğiyle 979 gündür süren hasret, vuslata erdi. Cumhurbaşkanı'mız, yeniden aramıza, AK Parti'ye katıldı. Bu buluşma, sadece AK Parti'nin bir iç meselesi değildir. Cumhurbaşkanı'mızın halk tarafından, doğrudan seçilmesiyle oluşan mevcut durumun Anayasa güvencesi altına alınmasından ibarettir. 16 Nisan'da aziz milletimiz, kararını verdi. Milletin verdiği karar, daima güçlü iktidar; sürekli istikrardır. 'Milletle birlikte yeni hedeflere' sloganıyla özetleyeceğimiz bu yeni dönem, 21 Mayıs'ta Ankara Arena Spor Salonu'ndaki Olağanüstü Kongre'mizde, bir manifestoyla bu hedeflerimizi bütün milletimizle paylaşacağız. Ayrıca bu kongremizde kurucu genel başkanımızı, liderimiz Recep Tayyip Erdoğan'ı tek genel başkan adayı olarak teklif edeceğiz. Cumhurbaşkanı'mızın liderliğinde çıktığımız kutlu yürüyüşün bundan sonraki bölümü 2023, 2035, 2053 için yeni hedef ve vizyon dönemi olacak. AK Parti olarak bu atılım döneminde demokrasi standartlarımızı daha da yükselteceğiz, ekonomimizi daha fazla güçlendireceğiz, toplumsal barış ve kardeşliği geliştireceğiz, halkımızın refahının artmasını ve adil paylaşımı sağlayacak tedbirleri alacağız. Yargıda ve bürokraside başlattığımız reformlar, önümüzdeki süreçte güçlenerek, kalıcı hale gelecek"