Güncelleme Tarihi:
DavutoÄŸlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuÅŸmada, son grup toplantısından bu yana yaptığı temaslarla ilgili bilgi verdi.        Â
Londra'da yapılan Suriye toplantısında, "Ben milletimle gurur duyuyorum. Çünkü öyle bir millet ki bu, 2,5 milyon kardeÅŸini 5 senedir ağırlıyor ama milletin içinden Suriye, Arap, mülteci, göçmen karşıtı bir tavır söz konusu olmadı. Kilis'te Suriyeli kardeÅŸlerimizin sayısı orada yaÅŸayan Kilisli vatandaÅŸların sayısını geçti ama Kilisli baÄŸrını açtı. Bütün vilayetlerimiz bunu yaptı. Biz bunu yapıyoruz, çünkü bizim yüreÄŸimiz dünyanın bütün bütçelerinden daha büyüktür" dediÄŸini aktaran DavutoÄŸlu, uluslararası toplumun bu konuya yeterince duyarlı yaklaÅŸmadığının hala bir gerçek olduÄŸunu söyledi.  Â
     Â
Türkiye olarak Suriye halkının yaÅŸadığı acıları her zeminde dile getirerek bu duyarlılığı artırmaya çalıştıklarını belirten DavutoÄŸlu, "Gözler kör olmuÅŸsa gönülleri açmaya çalışıyoruz. Gönüller, yürekler daralmışsa onlar adına biz yüreklerimizi geniÅŸletmeye çalışıyoruz" dedi.        Â
Baştan beri zulme uğrayan Suriyelilerin yanında olduklarını dile getiren Davutoğlu, bugün de bu tavrın değişmediğini ve değişmeyeceğini kaydetti.
DavutoÄŸlu, "Türkiye, Suriye'de iç karışıklıkların baÅŸladığı Mart 2011'den itibaren dil, din, ırk ayrımı gözetmeden tüm maÄŸdurlara, mazlumlara kapısını, gönlümü, sofrasını, yüreÄŸini açmıştır. Bu gönül zenginliÄŸi dolayısıyla milletimizle gurur duyuyoruz. Bütün dünyayı ilgilendiren böyle bir meselede uluslararası toplum konuyu birçok yönleriyle görmezden gelirken biz ısrarla onların vicdanına hitap etmeye devam ettik" diye konuÅŸtu.  Â
"Maalesef yanı başımızda yaÅŸanan acılar gün geçtikçe büyüyor" ifadesini kullanan DavutoÄŸlu, insanların can vermeye, ÅŸehirlerin yıkılmaya, kitlelerin evlerinden olmaya devam ettiÄŸini söyledi.        Â
Esad rejimi ve Rusya'nın mazlum ve masum insanların ocağını baÅŸlarına yıkmak için her gün bombalar yaÄŸdırdığını belirten DavutoÄŸlu, Türkiye sınırında on binlerce insanın bin bir zorlukla hayata tutunduÄŸunu belirtti. DavutoÄŸlu, ÅŸunları ifade etti:        Â
"Ne yiÄŸit bir halktır Suriye halkı. Dün sayın Merkel ile görüşürken, Suriye muhalefetinin gücü üzerinden yapılan spekülasyonları ele aldık ve kendine ÅŸunları ifade ettim: Bir halk düşünün ki kendilerine zulümle, baskıyla gelen düzenli bir orduya karşı 5 yıl direndi. Bu zalim rejim güçleri varil bombalarıyla, kitle imha silahlarıyla halkın üzerine geldi, halk teslim olmadı. Arkasından Hizbullah milisleri geldi. Ä°ran'ın gayrinizami harp güçleri devreye girdi. Rivayetlere ve deÄŸiÅŸik bilgilere göre çok sayıda Ä°ranlı generalin öldüğü savaÅŸlar yaÅŸandı. Arkasından Rusya bütün gücüyle yüklendi. Düşünün, bir halk, Halep; Ä°ran, Rusya, Suriye güçlerinin yoÄŸun baskısı altında hala direniÅŸini sürdürüyor. Ä°kinci dünya savaşından bu yana insanlık bu kadar zulüm ve acıya ÅŸahit olmadı. Son gülerde Halep ağır saldırılara maruz kalırken biz Halep'in acısını yüreÄŸimizde hissediyoruz.  Â
DavutoÄŸlu, Halep ve civarında yaÅŸayan milyonlarca Suriyeli için büyük ve yeni bir insani trajedinin eÅŸiÄŸinde olunduÄŸunu söyledi.        Â
Türkiye'nin "mazlum milletlerin son kalesi" olduÄŸunu ifade eden DavutoÄŸlu, "Åžimdi muhalefet partileri de dahil herkes elini vicdanına koysun. Bayırbucak Türkmenleri sığınacak bir diyar aradığında arkalarında Türkiye'yi buldular, yönlerini Türkiye'ye döndüler. Haseke, Kobani Kürtleri DEAÅž zulmü karşısında sığınacak bir yer aradıklarında yönlerini Türkiye'ye döndüler. 197 bin Kürt kardeÅŸimiz üç gün içinde Türkiye'ye girdi. Åžimdi Halepliler, Ä°dlib Arapları yine sığınacak bir yer aradıklarına Hatay'a doÄŸu yürüdüler" diye konuÅŸtu.        Â
Azez ile Türkiye arasındaki kampta yaÅŸayan 70 bin kiÅŸinin sadece Türkiye Cumhuriyeti'ne, devleti idare eden hükümete ve AK Parti kadrolarına güvendiÄŸini vurgulayan DavutoÄŸlu, sözlerini şöyle sürdürdü:       Â
"EÄŸer Türkiye müşfik bir el, herkese açık bir gönül ve kudretli bir ülke olarak bu kardeÅŸlerimizin yanıbaşında olmasaydı bu kardeÅŸlerimiz nereye gideceklerdi? EÄŸer Türkiye krize girseydi, koalisyonlar ya da baÅŸka bir takım güç kullanamayan yapılar elinde olsaydı, acaba bu kardeÅŸlerimiz nereye gideceklerdi? Buradan bir kez daha herkesin duymasını isteyerek ve bilerek, Ankara'dan, istiklalimizin baÅŸkentinden, KahramanmaraÅŸ'ın kurtuluÅŸ yıl dönümünde bütün müstevli güçlere haykırarak ifade diyorum; hangi mazlum millet varsa ki müstevlilerin baskısı altındadır, biz onun yanındayız. Hangi halk varsa ki 'Rabbim, bize katından bir yardımcı gönder' diye dua etmektedir, biz Rabbimiz adına, O'nun rızası için o halkın yanındayız. Hangi halk var ki tarih adına dönüp 'kardeÅŸlerim nerede' diye sormuÅŸsa, kardeÅŸleri olarak Türkmen, Arap, Kürt ayrımı yapmaksızın, biz, onların yanındayız."       Â
Askeri harekatın bu yoÄŸunlukla devam etmesi halinde, 70 bin Suriyeli göçmenin Türkiye sınırlarına yönelme ihtimalinin bulunduÄŸunu dile getiren DavutoÄŸlu, Türkiye'nin zorda olan, canını kurtarmaya çalışan kimseye kapısını kapatmadığını, kapatmayacağını söyledi.       Â
"Rusya'nın sortilerinin yüzde 10'u DEAÅž'a"        Â
Uluslararası toplumun, ABD ve Rus yönetimlerinin samimi davranması, gerçeklerle yüzleÅŸmesi gerektiÄŸinin altını çizen DavutoÄŸlu, ÅŸunları kaydetti:         "Suriye'de adil ve kalıcı bir barışın, bir çözümün gerçekleÅŸmesi için artık çok fazla vaktimiz yok. Çözüm için bölgede bulunduÄŸunu söyleyenler, maalesef bugüne kadar çözümü saÄŸlamak yerine, meselenin daha da düğümlenmesine sebep oldular. Rusya, terörle hiç ilgisi olmayan sivil hedefleri acımasızca bombalamaya devam ediyor. Tek tek elimizde Rusya'nın attığı her bombanın nereye düştüğünün bilgisi var. 6 bini aÅŸkın sortinin yüzde 90'ı sivillere ve ılımlı muhalefete atıldı, sadece yüzde 10'u DEAÅž'a. Her bir bombanın düştüğü yerin bilgisi elimizde ve bunu ABD de BirleÅŸmiÅŸ Milletler de bütün uluslararası toplum da biliyor. Artık bu gidiÅŸe bir 'dur' demenin vakti gelmiÅŸtir. Ä°nsanlığın vicdanının harekete geçmesini bekliyoruz ama maalesef harekete geçemiyor. Uluslararası toplumun kalbi durmuÅŸ, yüreÄŸi donmuÅŸ, vicdanı kurumuÅŸ. Tarih bugün bu zulme sesini çıkarmayanları, çıkaramayanları da zulmün ortağı olmaları anlamında da kara lekeyle kaydına geçirecektir. Bu mazlum coÄŸrafyanın yangınını seyredenler insanlık önünde mahçup olacaklar, Suriye'yi, o canım Halep'i, Bayırbucak'ı kan gölüne çeviren zalimler hiç merak etmeyin, bu yaptıklarının hesabını birgün mutlaka vereceklerdir."       Â
SoÄŸuk savaÅŸ günlerinde, muazzam bir güç olarak Afganistan'a giren Sovyet güçlerinin nasıl zelil bir ÅŸekilde burayı terk ettiÄŸini kimsenin unutmaması gerektiÄŸini vurgulayan DavutoÄŸlu, bugün Suriye'ye girenlerin de zelil bir ÅŸekilde burayı terk edeceÄŸini, Halep'e bomba atanların tarih önünde hesap vereceÄŸini ve mutlaka Suriye halkı nezdinde mahkum olacağını söyledi. - "Türkiye insanlığın sesi, vicdanı oldu"        Â
BaÅŸbakan DavutoÄŸlu, Akdeniz'de ölü bedenleri sahillere vuran mazlum ve masum Suriyeli çocukların ahının bütün dünyada, Amerika'da, Avrupa'da, Asya'da, OrtadoÄŸu'da herkesin yakasına yapışacağını ifade etti.        Â
BaÅŸtan beri zulmün, zalimin yanında olmayan Türkiye'nin, bu yapılanlara sessiz kalmadığını belirten DavutoÄŸlu, mazlumların sığınağı olan Türkiye'nin, bütün zorluklara raÄŸmen Suriyeli insanların hayat hakkına sahip çıkarak, insanlığın vicdanı, sesi olduÄŸunu dile getirdi.        Â
"Bizler, insanlık görevimizi yapıyoruz. Bizler, tarihi görevimizi yapıyoruz. Bizler, Rabbimizin bize verdiÄŸi 'mazlumlara, yetimlere sahip çık' emrinin gereÄŸini yapıyoruz" diyen DavutoÄŸlu, insanlık görevinden daha ulvi bir görevi bilmediklerini kaydetti.       Â
Almanya'ya teÅŸekkür        Â
Londra'da görüştüğü Almanya BaÅŸbakanı Merkel'in dün Türkiye'ye geldiÄŸini anımsatan DavutoÄŸlu, görüşmede Türkiye-Almanya iliÅŸkilerinin yanı sıra Suriye ve mülteci sorununu ele aldılarını anlattı.        Â
Avrupa'da mülteci sorunu nedeniyle üzerinde en fazla baskı hisseden iki ülkenin Türkiye ve Almanya olduÄŸuna iÅŸaret eden DavutoÄŸlu, 10 önemli baÅŸlıkta Almanya ile hareket etme noktasında mutabakata vardıklarını söyledi. Almanya'ya duyarlılığı, Merkel'e ise liderliÄŸi için teÅŸekkür eden DavutoÄŸlu, mültecilere kapıların açılması ve bu konuda gereken adımların atılması yönünde bütün baskılara raÄŸmen gösterilen kararlılığın, tarihte hak ettiÄŸi yeri alacağını belirtti.        Â
Ä°kinci Dünya Savaşı'ndan sonra eÅŸi görülmemiÅŸ, büyük acılarla yüz yüze olunduÄŸunu dile getiren DavutoÄŸlu, "Burada bütün ülkeler, devletler, devlet baÅŸkanları, aydınlar, yazarlar, sanatçılar insanlık adına söz alacak olan herkes, insanlık sınavından geçiyor. Almanya ile geliÅŸtirdiÄŸimiz bu iÅŸbirliÄŸinin diÄŸer ülkelere de örnek olmasını diliyorum" diye konuÅŸtu.       Â
"Kazakistan'da yararlı görüşmeler gerçekleÅŸtirdik"        Â
Kazakistan ziyaretine de deÄŸinen DavutoÄŸlu, Kazakistan ve Orta Asya'ya her gidiÅŸinde Hoca Ahmet Yesevi'nin nefesini, sesini yüreÄŸinde, gönlünde hissettiÄŸini kaydetti.        Â
Yüksek Düzeyli Stratejik Ä°ÅŸbirliÄŸinin kurulmasıyla Kazakistan ile iliÅŸkilerin en üst düzeye çıktığını belirten DavutoÄŸlu, bu ziyaretlerinde, Türkiye ile Kazakistan arasında ticaret, ekonomi ve ulaÅŸtırmada iÅŸ birliÄŸi alanlarını geliÅŸtirme yolunda çok yararlı görüşmeler gerçekleÅŸtirdiklerini kaydetti.         DavutoÄŸlu, ziyaretlerinde ayrıca, Çin'den baÅŸlayarak bütün Orta Asya'yı geçen, Kazakistan'dan Aktau Limanı'ndan Azerbaycan'ın Bakü Limanı'na, oradan Tiflis'e ve Kars ile Marmaray üzerinden Avrupa'ya gidecek olan modern ipek yolunun geleceÄŸini konuÅŸtuklarını ifade etti.        Â
Geçen hafta boyunca farklı gruplarla DoÄŸu ve GüneydoÄŸu'da terör olaylarının yansımalarını ele aldıkları bir dizi toplantı gerçekleÅŸtirdiklerini aktaran DavutoÄŸlu, bu görüşmelerde, terör örgütlerine karşı neler yapılabileceÄŸine iliÅŸkin deÄŸiÅŸik kesimlerin kanaatlerini almanın yanı sıra kendi niyet ve hedeflerini de paylaÅŸtıklarını bildirdi.        Â
DoÄŸu ve GüneydoÄŸu milletvekilleriyle görüşerek, AK Parti kadrolarından gelen sesi, kaygıyı ve gelecek beklentilerini dinlediÄŸini anlatan DavutoÄŸlu, sivil toplum kuruluÅŸu temsilcileri ve kanaat önderleriyle de bir araya geldiÄŸini belirtti.       Â
"Valilere 'halkla yan yana olma' talimatı"        Â
Sivil toplumdan gelen bütün bu bilgiler ışığında, 22 ilin valileri, komutanları, emniyet müdürleri, mülki amirleri ve kaymakamlarla bir araya geldiÄŸini anımsatan DavutoÄŸlu, ÅŸu deÄŸerlendirmeyi yaptı:        Â
"Genelkurmay BaÅŸkanımızın ilgili bakanlarımızla katıldığı, son olarak 31 Temmuzda, yani huzur ve demokrasi operasyonunun baÅŸlamasının hemen sonrasında yaptığımız bir toplantıdan bu yana olan geliÅŸmeleri de ele aldık. Tek tek bütün illeri ve ilçeleri masaya yatırdık. Onlara hükümetimizin perspektifini aktardım ve açık bir ÅŸekilde ÅŸunu ifade ettim; sizlerin görevi milletin vicdanıyla, devletin aklını buluÅŸturmaktır. Bütün valilerimize de halkımızla yan yana olmak, teröriste karşı da en kararlı durmak talimatını ilettim. Biz, halkımıza ÅŸefkatle, Türkiye'yi tehdit eden kim olursa olsun, hangi terör örgütü olursa olsun ona da kudretle davranmaya devam edeceÄŸiz. Bu tavrımız asla deÄŸiÅŸmeyecektir. Bununla beraber ülkemizi tehdit eden tüm terör örgütlerine karşı herhangi bir ayrıma gitmeden kararlı bir ÅŸekilde mücadele etmeye devam ediyoruz."        Â
BaÅŸbakan Ahmet DavutoÄŸlu, her hafta sonunu bir baÅŸka ÅŸehirde geçireceÄŸini, özellikle de DoÄŸu ve GüneydoÄŸu illerine gideceÄŸini ifade ettiÄŸini hatırlatarak, bu Cuma KahramanmaraÅŸ'a, 13 Åžubat'ta da Erzincan'a gideceÄŸini söyledi.        Â
"KardeÅŸlik buluÅŸmaları" çerçevesinde Mardinlilerle buluÅŸtuÄŸunu, devletin vatandaÅŸların yanında olduÄŸunu gösteren destek planını açıkladığının altını çizen DavutoÄŸlu, bir yandan terörle en etkin ÅŸekilde mücadelelerini sürdürdüklerini, diÄŸer yandan da terörden zarar gören vatandaÅŸların maÄŸduriyetini giderecek her türlü tedbiri aldıklarını kaydetti. Â
DavutoÄŸlu, bütün bu süreçlerde 'muhatap tek bir taraftır' gibi bir algı oluÅŸturulduÄŸunu, muhatabın bütün bir millet, bölge halkı ve Ulu Cami'den çıktığında kendisine sarılarak, ellerini açıp dua eden yaÅŸlı nine olduÄŸunu belirtti.        Â
Muhatabın Mardin sokaklarında yürürken "Aman ne olur durmayın bir daha, bu eÅŸkıyaların buralara gelmesine izin vermeyin" diyen vatandaÅŸlar olduÄŸunu ifade eden DavutoÄŸlu, "Muhatabımız genç yaÅŸlarında beyinleri ÅŸartlandırılarak barikat arkasına çıkarılan gençleri kurtarmak için bize yalvaran analardır. Muhatabımız bütün halktır, sivil toplumdur, kanaat önderlerimizdir. Elinde silah olan kim olursa olsun kesinlikle muhatap alınmayacaktır. Elinde silah olanın muhatabı milletin bileÄŸi, yüreÄŸidir. O silahı alana kadar o bileÄŸi çalıştıracağız, kudretimizi göstereceÄŸiz" diye konuÅŸtu.        Â
DavutoÄŸlu, valiler ve kaymakamlara il ve ilçelerde sivil toplum kuruluÅŸlarından, kanaat önderlerinden herkesin saygı duyduÄŸu isimlerden oluÅŸan istiÅŸare meclisleri kurmaları talimatı verdiÄŸini anımsattı.        Â
GittiÄŸi her yerde bizzat belirlenen bu kiÅŸilerle görüşeceÄŸini anlatan DavutoÄŸlu, bakanların da gittikleri yerlerde onlarla muhatap olacağını, onlarla birlikte bu ülkenin birliÄŸini tahkim etmek, huzurunu pekiÅŸtirmek ve demokrasiyi tabana yaymak için çalışacaklarını bildirdi.            Â
DavutoÄŸlu, sivil toplum kuruluÅŸlarıyla görüştüğünde onlara, "Devlet sizi yönetmeyecek ama siz kendi aranızda örgütlenin, bir araya gelin, biz sizi muhatap almak istiyoruz" dediÄŸine iÅŸaret ederek, "Biz onları yönlendirmeyeceÄŸiz. Devlet onların benimsediÄŸi, ortak kamu düzenini yönetecek ama kesinlikle onlarla istiÅŸare ederek yönetecek. Herkesi muhatap alacağız" ifadesini kullandı.        Â
DavutoÄŸlu, bu eylem planı boyunca çevre bölgelerdeki tarihdaÅŸlara da sahip çıkacaklarını belirterek, iki kavrama çok önem verdiÄŸini, bunlardan birinin vatandaÅŸ olmak, diÄŸerinin de milleti bir araya getiren büyük bir harmanın oluÅŸması esnasında yaÅŸanan tarihdaÅŸlık olduÄŸunu vurguladı.       Â
"Bayıbucak Türkmenlerini, Kobani Kürtlerini, Ä°dlib Araplarını, Halep'ten gelen her ırktan kardeÅŸimizi de aynı ölçüde tarihdaÅŸ görüyoruz. Birini diÄŸerinden ayırt etmiyoruz, birini diÄŸerinden üstün görmüyoruz" diyen DavutoÄŸlu, sözlerine şöyle devam etti:        Â
"Arap Baharı'na kadar çok kapsamlı politikalarla vizeleri kaldırdık. DoÄŸu Akdeniz'de serbest ticaret bölgeleri oluÅŸturduk. Sykes-Picot'u, üst birlik ve ekonomik kültürel birlikle aÅŸmaya çalıştık. Ama bizi engellediler. MezhepçiliÄŸi, etnik bölücülüğü, Stalinist anlayışı yaymaya çalıştılar. Åžimdi yeni bir dönem baÅŸlatıyoruz. Allah'ın izniyle bütün bu tuzaklara karşı, Türkiye'nin birliÄŸini, Mezopotamya'nın, Balkanların, Kafkasya'nın, Anadolu'nun kardeÅŸliÄŸini tesis edeceÄŸiz. Sadece Türkiye'de deÄŸil, bütün OrtadoÄŸu'da yeni bir kardeÅŸlik döneminin baÅŸlaması için kapsamlı birleÅŸtirici ruhu harekete geçireceÄŸiz. Sykes-Picot'un o parçalayıcı anlayışı ve onun sömürgeci takipçilerinin bugünkü piyonları karşısında Türkiye her zaman birleÅŸtirici ruhu harekete geçirecek. Onun içim Mardin konuÅŸmamda söyledim. Ya Sykes-Picot kazanacak ya Kut'ül Amara. Ya haçlılar kazanacak ya Selahaddin Eyyübi. Ya modern Bizans zihniyeti kazanacak ya Alparslan. Emin olun ki Alparslan, Selahaddin, Kut'ül Amara kazanacak."       Â
"Tekrar tekrar küllerimizden doÄŸmaya devam edeceÄŸiz"        Â
DavutoÄŸlu, Sykes-Picot ve Kut'ül Amara'nın yüzüncü yılında olduklarını, Kut'ül Amara'da, BaÄŸdat yakınlarında Arap, Kürt, Sünni, Åžii ve Hristiyan'ın hep beraber direndiÄŸini ve büyük bir baÅŸarı kazandığını aktardı.        Â
Aynı günlerde Sykes-Picot haritasının çizildiÄŸini anımsatan DavutoÄŸlu, ÅŸu ifadeleri kullandı:        Â
"AK Parti'nin 14 yıldır dış politikada takip ettiÄŸi temel hedef, Sykes-Picot'un parçaladığı, cetvellerle çizdiÄŸi, Nusaybin'i Kamışlı'dan, Ceylanpınar'ı Re'sül Ayn'dan ayıran o suni çizgiyi, barışçı yöntemlerle, ekonomik ve kültürel birliktelikle aÅŸmaktı. Bayırbucak'ı Yayladağı'ndan ayıran o çizgiyi aÅŸmaktı. Rejimin halkına zulmetmediÄŸi dönemde Suriye ile bütün vizeleri kaldırdık. Irak ile ortak hükümetler kurduk, Musul ile Mardin'i, Erbil ile Diyarbakır'ı, Kerkük ile Konya'yı buluÅŸturmak için. Hep bunları yaptık ama bir el bizim bu büyük planımızı, kardeÅŸlik projemizi engellemek için harekete geçti ve bütün bu ÅŸehirler parçalandı. Biz azmimizi kaybetmedik. Kararlılığımızdan hiçbir ÅŸey eksilmedi. Çünkü biz bu toprakların çocuÄŸuyuz. Biz buralarda harmanlanan kültürün, medeniyetin çocuklarıyız. Onun için her zorluÄŸa karşı tekrar tekrar küllerimizden doÄŸmaya devam edeceÄŸiz."        Â
DavutoÄŸlu, tasarlanan komplolar karşısında milletin direnen ruhunun hep hayatta kaldığını, AK Parti'nin bu direnen ruhun bugünkü siyasal adı olduÄŸunu dile getirdi.        Â
Türkiye üzerinden oyun oynayanların, AK Parti üzerinde de oyun oynamaya çalıştığına dikkati çeken DavutoÄŸlu, "Gezi olaylarından bu yana ne badireler atlattık. Ne senaryolar kuruldu bu hareket üzerine. Bizim hepimizin en öncelikli vazifesi nefislerimizi aÅŸarak, inandığımız davayı bütün nefis özelliklerimizin üstüne çıkararak, o dava için sadece başımızı deÄŸil önce nefsimizi kurban ederek yola devam etmektir" ifadesini kullandı.       Â
"Her kuruÅŸun hesabını ince ince yapan bir bütçe"        Â
DavutoÄŸlu, 2016 yılı bütçesinin ilgili komisyonda görüşülmeye devam edildiÄŸini, ekonomik istikrarın en önemli hususlarından birinin de hiç şüphesiz mali disiplin olduÄŸunu, daima bunun bilincinde olarak mali disipline büyük bir önem verdiklerini vurguladı.        Â
Geride kalan 2 yılda 2'ÅŸer seçim yaÅŸanmasına raÄŸmen mali disiplinden asla taviz vermediklerini, bu disiplin sayesinde Avrupa BirliÄŸi ülkeleri baÅŸta olmak üzere dünya ülkeleri arasında kamu maliyesi açısından baÅŸarılı bir performans sergilediklerini vurguladı.        Â
DavutoÄŸlu, sözlerini şöyle sürdürdü:        Â
"2016 bütçesinde de aynı disiplin anlayışını sürdürüyoruz. 2016 bütçesi AK Parti hükümetlerinin hazırladığı 14. bütçe olacak. Allah daha nice bütçeleri hayır duaları ve alın teriyle hazırlamayı bize nasip eylesin. Bu vesileyle, bu bütçeye vergileriyle katkıda bulunan vatandaÅŸlara teÅŸekkür ediyorum. Vergi bir vatandaşın devlete olan asli bir borcudur ama vergi nihayetinde her vatandaşın kendisine yaptığı bir yatırımdır. Çünkü devlet ne kadar kudretliyse, vatandaÅŸ o kadar emin olur. Devlet ne kadar zengin ise vatandaÅŸ o zenginlikten o kadar daha fazla istifade eder. Vergisini ödeyen her vatandaşımız nihayetinde kendisine dönecek bir hizmeti finanse etmektedir. Yine insanı odağına alan ve sadece 1 yılı deÄŸil 10 yılları hesaba katan güzel bir bütçe hazırlıyoruz. Kaynakları en iyi ÅŸekilde kullanan her kuruÅŸun hesabını ince ince yapan bir bütçe ortaya koyuyoruz. Biz tutamayacağımız sözleri vermedik. VerdiÄŸimiz bütün sözleri de tek tek yerine getirdik, getiriyoruz. Hep milletimiz geleceÄŸi için bunlar yaptık."        Â
DavutoÄŸlu, 2002 yılında 119,6 milyar lira olan merkezi yönetim bütçe giderlerinin 2016 yılında 570,5 milyar lira olduÄŸunu, benzer ÅŸekilde 2002 yılında 79,4 milyar lira olan bütçe gelirlerinin 2016 yılında 540,8 milyar olacağını, artık daha geniÅŸ imkanları olan ve bu imkanları etkin kullanan, mali disiplini saÄŸlam bir yönetimin olduÄŸunu bildirdi.        Â
Bütçe çalışmaları sürerken ekonomiden de iyi haberler almaya devam ettiklerini belirten BaÅŸbakan DavutoÄŸlu, "Aralık ayında takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 4,5 oranında önemli bir artış gösterdi. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış endeks ise bir önceki aya göre yüzde 0,8 arttı" dedi.        Â
Ekim ayı mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış endeksinin 2005 yılından bu yana en yüksek değerine ulaştığını hatırlatan Davutoğlu, aralık endeksinin ekim endeksinin de üzerine çıktığına işaret etti.Sanayi  yönetimindeki bu performansın 2016 yılında daha da iyileşerek devam edeceğine inandıklarına dikkati çeken Davutoğlu, "Milletimize vaat ettiğimiz icraat ve reformlarımızı birer birer hayata geçirdikçe inşallah iyileşme daha da görünür olacak ve reel ekonomideki canlanma daha da artacak" dedi.
"Hiç şüpheniz olmasın, Türkiye demokratik istikrarını sağlam temellere oturtacaktır" ifadesini kullanan Davutoğlu, anayasa ve eylem planlarının yegane gayesinin Türkiye'de demokrasiyi ve hukuku sağlam temeller üzerine oturtmak, milletin huzur ve refahını arttırmak olduğunu belirtti.
"Bütün ihtilaf alanlarını bertaraf etmeye kararlıyız"
Anayasa UzlaÅŸma Komisyonunun çalışmaya baÅŸladığını anımsatan DavutoÄŸlu, hayırlı uÄŸurlu olmasını diledi.DavutoÄŸlu, ÅŸunları kaydetti:"Yeni, sivil, tamamıyla milletin mührünü taşıyan bir anayasayı yapmayı bu yüce Meclis'e nasip etmesini Cenab-ı Hak'tan niyaz ediyorum. Devlet ile millet arasında hiçbir ihtilaflı alanın kalmasını istemiyoruz. Bütün ihtilaf alanlarını bertaraf etmeye kararlıyız. VatandaÅŸlarımız arasında hiçbir ayrım yapmaksızın, hepsinin onurunu ve haysiyetini, kendi onurumuz ve kendi haysiyetimiz olarak görürüz. Hedeflerimiz belli, hızlı adımlarla o hedeflere doÄŸru yürüyoruz. Türkiye bu sıkıntıları mutlaka aÅŸacak, bu kara bulutlar dağılacak ve yine güneÅŸ açacak. Bütün vatandaÅŸlarımızın huzur, emniyet ve refah özlemi gerçek olacak. Türkiye'yi her insanımızın yüzünün güldüğü, gelecek hayalleri kurduÄŸu, huzurlu, mutlu, aydınlık bir ülke haline getireceÄŸiz."   Â
10 maddelik eylem planı
Davutoğlu,10 maddelik Eylem Planı ile ilgili ayrıntılar hakkında bilgi verdi.
Ankara'da Başbakan Yardımcısı başkanlığında bakanlıklar arası koordinasyon işletileceğini belirten Davutoğlu, Eylem Planı'nın tek tek takip edileceğini, her hafta Bakanlar Kuruluna bilgi sunulacağını anlattı. Davutoğlu, "Ayrıca bir bakanımızı da her bir ilçenin rehabilitasyonu esnasında görevlendireceğiz ve bakanımız bakanlığı idare etme yanında bizzat bu rehabilitasyon çalışmalarına o ilçede nezaret edecek ve benim kullandığım yetkilerle mücehhez olarak... Bir an önce o ilçelerin ayağa kalkması için her türlü çalışmayı yapacağız öncelikle Silopi'den başlamak üzere. Zamanla göreceksiniz ki biz eğer birisi bizi tahrip ederse onun hakkını veririz ama inşa ve imar etmek istediğimizde de yangın yerinde gül yetiştiririz. Buna bakmak isteyenler, depremden sonra Van'ı nasıl inşa ve ihya ettiğimize baksınlar. Bunların gereğini yapacağız" diye konuştu.
Kara ve demir yollarındaki onarım işlemlerinin ivedilikle yapılacağını, terör saldırıları dolayısıyla tahrip olan içme suyu, isale hattı, arıtma tesisi gibi altyapı tesislerinin süratle onarılıp hizmete açılacağını kaydeden Davutoğlu, planın iletişim boyutuyla ilgili olarak, iç ve dış kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi için etkin iletişim stratejisini hayata geçireceklerini söyledi. Davutoğlu, Ankara dışında her bir valilikte, hatta kritik ilçelerde kamuoyunu bilgilendirecek birimlerin oluşturulacağını anlattı.
Hem hükümetin 4 yıllık perspektifini anlatmak hem de önemli kritik konularda görüşlerini paylaşmak üzere medya sahipleriyle hafta sonunda bir araya geldiğini hatırlatan Davutoğlu, "Türkiye basın özgürlüğünün sonuna kadar yaşandığı demokratik bir ülkedir ve böyle kalacaktır. Ama aynı şekilde bütün medyadan, basın çalışanlarından da beklentimiz; Türkiye'nin ortak meselelerinde aynı geminin içinde olduğumuz gerçeğinden hareket etmeleridir" dedi.
Davutoğlu, ne 1990'lı yıllarda olduğu gibi hükümet indiren, hükümet çıkaran bir basının ne de baskı altında olan bir basının söz konusu olacağını vurgulayarak, "Herkes işini yapacak. Herkes işinin gereği dolayısıyla halk önünde, gerekirse hukuk önünde hesap vermeye hazır olacak. Biz bunu yapacağız. Herkesten de beklentimiz; özellikle bugünlerde Türkiye'nin algısını bozmak için yurt içinde ve dışında harekete geçmiş, çok geniş fırsat kollayan çıkar çevreleri varken bizim Türkiye'nin algısını ve Türkiye'nin uluslararası itibarını ayakta tutacak şekilde bir arada, birlikte çalışma ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.
"Belediye Kanunu'nda gerekli deÄŸiÅŸiklikleri yapmaya hazırlanıyoruz"Â
Davutoğlu, yeni yasal ve idari tedbirler alınacağını, Büyükşehir Yasası'nın yerel yönetimleri güçlendirmek anlamında Tanzimat'tan bu yana gerçekleştirilen en kapsamlı yönetim yasası olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ama maalesef özellikle büyükşehir belediye başkanının başka partiden, muhalefetten olduğu birçok yerde bu istismar edildi. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da büyük hizmet aksamaları söz konusu oldu. Bu kürsüden ifade etmiş ve rakamları vermiştim. Gittiğim Mardin'i tekrar hatırlatmak gerekirse; Mardin Büyükşehir Belediyesinin bütçesinin yüzde 96,7'si merkezden gidiyor. Bu bütçenin sadece yüzde 7'si yatırıma gidiyor, yüzde 50'si neredeyse personel giderlerine gidiyor. Bunların hepsinin titizlikle takibi sağlanacak. Belediyelerin temelde yatırım ve altyapı hizmetlerine yönelmeleri için gereken tedbirler alınacak. Belediyeler hem kendilerine aktarılan kaynakları verimli ve adil şekilde kullanmadılar hem de kendilerinde olmayan ilçe belediyelerine dönük demokratik anlayışla bağdaşmayan, orada yaşayan vatandaşımızı cezalandırmaya yönelik yaptırımlar hizmet ve aksamalara yöneldiler.
Bakınız; Yeşilli'ye gittim. İçme suyunun normalde büyükşehir belediyesi tarafından sağlanması lazım. Büyükşehir Belediyesi Yeşilli'ye, belediye başkanı AK Parti'den olduğu için bu imkanı sağlamamış. Biz merkezden sağlıyoruz. Talimat verdim, içme suyu sağlanacak ama Mardin Büyükşehir Belediyesine bunun için ayrılan kaynak da kesilecek. Merkezden hizmeti yapacağız, o kaynak da kesilecek. Midyat'ta tek tek baktım, yollar harap olmuş. Çünkü büyükşehirin yapması gereken yol çalışması yapılmamış. Orada da talimat verdik, bu yollar yapılacak, Büyükşehir Belediyesi'nin bütçesinden de gereken kesinti yapılacak. Bu kaynaklar kimsenin babasından miras kalan kaynaklar değil. Bu bütçenin her bir kuruşu milletindir. Başbakan olarak ne benimdir ne hükümetindir ne bakanlıklarındır, sadece millete aittir. Alınteriyle toplandı bu bütçenin her bir kuruşu. Biz büyük petrol zengini bir ülke değiliz. Bizim için değil, biliyorsunuz Suriyeli mülteciler için 3 milyar avro verildi de aylardır lafı ediliyor. Türkiye'nin kimseden böyle bir dileği, temennisi olmadı da Türkiye'ye dönüp kimse de herhangi bir şeyi karşılıksız vermedi. Biz ne yaptıysak alnımızın teriyle yaptık.
14 yıl içinde bu bütçe rakamları buraya ulaşmışsa alnımızın teri ve milletin malına sahip çıkmamızla ortaya çıktı. Milletin kaynaklarının har vurup harman savrulmasına izin vermeyiz. Bu çerçevede edinilen tecrübeler ışığında yerel yönetimlerin yetkileri genişletilecek ama yerel yönetimlerin istismar edilmesine de asla izin verilmeyecek. Bazı belediyeler tarafından terör örgütüne desteğin engellenmesi ve yürütülen hizmetlerde yaşanan aksamaların giderilmesi için Belediyeler Kanunu'nda gerekli değişiklikleri de yapmaya hazırlanıyoruz."
Patlayıcı yapımında kullanılan gübre ve diğer girdilerin satış ve kullanımını izleyecek bir gübre takip sistemi kurulacağını belirten Davutoğlu, terör olaylarının yaşandığı yerlerde soruşturma yürüten savcılık ve kolluk birimlerinin ihtisaslaşması ve merkezileşmenin sağlanacağını söyledi.
Operasyonlar ve sokağa çıkma yasağı nedeniyle aksayan eğitim ve sağlık hizmetlerinin yerine getirilmesinin sağlanacağını dile getiren Davutoğlu, bu konuda yeni oluşabilecek engellemelere karşı da önlem alınacağını kaydetti.
"Milletin birliğini bozmaya çalışan kim olursa olsun bu zırhı kırarız"
Teröre destek verdiği hukuken ispatlanmış kamu personelinin kamuyla ilişkisi kesileceğini açıklaya Başbakan Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Maalesef öğretmenlik gibi ulvi mesleğe yakışmayacak şekilde propaganda faaliyetlerinin bazı yerlerde yapıldığı bilgisini aldım, Mardin ve diğer yerlerde. Her gittiğim yerde de bu bilgileri alacağım. Doğu ve Güneydoğu'da gittiğim her yerde halktan doğru bilgilendirmeler alacağız ve bunun gereğini yapacağız. Kim olursa olsun... Milletin bu kaynağını eğer terör örgütleri için doğrudan ya da dolaylı kullanıyorsa, doğrudan terör örgütüne yardım yapıyorsa ya da dolaylı bir şekilde paralel çete üzerinden terör olaylarına sessiz kalınmasını sağlıyorsa, bu kamu personeline dönük olarak da her türlü işlem yapılacak. Bunu valilerimize, kaymakamlarımıza, mülki amirlerimize de söyledim. Devletin koruma zırhını, 657 zırhını üstüne alıp da bu zırhın arkasında devletin temellerini oymaya, milletin birliğini bozmaya çalışan kim olursa olsun bu zırhı kırarız. Kimse böyle bir tasarruf içinde olamaz."
Terör eylemleri nedeniyle hasar gören okulların hızlı şekilde onarılacağını ve hizmete açılacağını ifade eden Davutoğlu, vatandaşın gündelik yaşamını sürdürebilmesi için eğitim ve sağlık gibi temel kamu hizmetlerinden faydalanabilmesi için öncelikle belediye makamlarınca karşılanması gereken ancak yerine getirilmeyen hizmetlerin, doğrudan valilikler tarafından yerine getirileceğini anlattı.
Demokratik Açılım, Milli Birlik ve Kardeşlik Süreci ve Çözüm Süreci gibi şu ana kadar sürdürdükleri ve demokratikleşmeyle pekiştirdikleri sürecin hızlanarak devam edeceğini vurgulayan Davutoğlu, bugün bu sürece "Birlik, Huzur ve Demokrasi Süreci" adını verdiklerini bildirdi.
Davutoğlu, bölgede faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları, meslek odaları, sektör temsilcileri ve kanaat önderleriyle ilişkilerin geliştirileceğini, valilikler bünyesinde sivil toplum kuruluşları, kanaat önderleri, meslek odaları ve sektör temsilcilerinden oluşan danışma ve koordinasyon meclisi kurulacağını söyledi.
Çözüm süreci bağlamında iki istismarın yapıldığını açıkça gördüklerini vurgulayan Davutoğlu, "Sanki çözüm süreci kamu düzeninin alternatifiymiş gibi çözüm süreci yürüyor diye kamu düzeni için gerekli tedbirlerin alınmaması veya bunun için mazeret teşkil edilmesi...Böyle olmayacak. Bundan sonra hiçbir süreç, kamu düzeninden taviz verilmesini mazur göstermeyecek" dedi.
DavutoÄŸlu, hazırladıkları eylem planının adını "Birlik, Huzur ve Demokrasi Eylem Planı" olarak ilan ettiÄŸini ve bundan sonra da hep böyle anacaklarını belirtti.        Â
"Bir olacağız, huzur içinde olacağız, demokrasi ile yaÅŸayacağız" diyen BaÅŸbakan DavutoÄŸlu, bu eylem planıyla birliÄŸi tahkim edeceklerini, huzuru pekiÅŸtireceklerini, demokrasiyi derinleÅŸtireceklerini vurguladı.        Â
DavutoÄŸlu, bu eylemleri kardeÅŸlik, eÅŸit vatandaÅŸlık ve demokratikleÅŸme mücadelesinin ileri adımı olarak deÄŸerlendirdiklerini belirterek, açıkladıkları paketin sadece güvenlik paketi olmadığını, aynı zamanda huzur ve güven paketi olduÄŸunu bildirdi.        Â
BaÅŸbakan DavutoÄŸlu, şöyle konuÅŸtu:        Â
"Bu adımlar yaraların sarılması, yıkılanın yapılması ve kardeÅŸliÄŸimizin pekiÅŸtirilmesi için atılıyor. VatandaÅŸlarımızın maÄŸduriyetlerinin önlenmesini ve tazmin edilmesini içeren bir yaklaşımı benimsiyoruz. Hükümetin kurulmasının hemen ardından, ilgili bütün kurumlarımıza alınacak tedbirler üzerinde çalışma talimatını verdik. Bu çalışmalar doÄŸrultusunda kapsamlı bir eylem planı, iki hafta önceki Bakanlar Kurulu'nda sunuldu. Bakanlar Kurulu'nda uzun istiÅŸareler sonucunda her bir bakanlığın görüşü alındı ve daha sonra bu plan tekrar revize edildi. Bu planın özünü Milli Güvenlik Kurulunda da Sayın CumhurbaÅŸkanımıza ve deÄŸerli kurul üyelerine de takdim ettik. Sivil toplumdan gelen tepkileri de göz önüne alarak bunu revize ettik, ÅŸu anda elimizde çok kapsamlı bir çalışma planı var. Bu çerçevede eylem planı çok kapsamlı bir hazırlığın ürünüdür. Eylem planımızda yer alan tedbirleri niteliklerine göre, 10 baÅŸlıkta o gün bizzat tanzim ederek Mardin'li kardeÅŸlerimle ve bütün vatandaÅŸlarımla paylaÅŸtım. Bunları tekrar hatırlatmak istiyorum. Ta ki zihninde hala şüphe olanların zihnindeki şüphe dağılsın, ta ki zihnimizin ne kadar berrak olduÄŸunu, milletimizin huzurunu temin etmek üzere kararlılığımızın ne kadar keskin, zihnimizin ne kadar berrak olduÄŸunu herkes görsün."        Â
DavutoÄŸlu, konuÅŸmasına şöyle devam etti:        Â
"Birinci unsur, psikolojik unsurdur. Bütün bu mücadelede en önemli dayanak halk ile devletin psikolojik olarak aynileÅŸmesi, özdeÅŸleÅŸmesi ve birbirini anlamasıdır. Bu anlamda millet ile devlet arasındaki ihtilaf alanları tamamen bertaraf edilecek, millet ile devlet arasında hiçbir uçurumun oluÅŸmasına izin verilmeyecektir. Bütün bu paketin özü, esası milletin vicdanıyla devletin aklını buluÅŸturmaktır. Parçalayıcı anlayış yerine birleÅŸtirici, bütünleÅŸtirici millet anlayışımızla insan ve vatandaÅŸ odaklı bir devlet anlayışını yerleÅŸtireceÄŸiz. Alparslan'ın ordusunda nasıl bir ve beraber idiysek, o ordu nasıl Anadolu'yu birleÅŸtirdiyse, Selahaddin'in ordusunda nasıl bir ve beraber idiysek, o ordu nasıl bütün OrtadoÄŸu'yu Haçlılardan arındırmışsa, Yavuz Sultan Selim'in Ä°dris-i Bitlisi'nin ordularında ve Osmanlı'da nasıl bir ve beraber idiysek ve o düzen bütün OrtadoÄŸu'yu, Balkanları, Kafkasları bir araya getirmiÅŸse, Kut'ül Ammare'de nasıl Türk, Kürt, Arap, Keldani, Süryani, Sünni, Åžii hep beraber idiysek ve nasıl o ordu müstevli ordularına son büyük zaferi onlara karşı kazanmışsa, ÅŸimdi de AK Parti hareketinin temel felsefesi birleÅŸtirici, bütünleÅŸtirici bir millet anlayışını egemen kılmaktır. Nasıl MoÄŸollar, Haçlılar bölgeyi bölme çabalarında baÅŸarılı olamamışsa, nasıl MoÄŸollar bölgeyi tarumar etme çabalarında baÅŸarılı olamamışsa, nasıl sömürgecilik bölgeyi parçalayan Sykes-Picot dahil planlarını hala bize karşı uygularken dahi bu milletin ve bu toprakların çocukları tarafından tam bir dirençle karşılanmışsa, emin olunuz ki nihai kertede zafer mutlaka ve mutlaka vahdet için, tevhit için, birlik için yola çıkanların olacaktır."       Â
"Terörist ve halk özenle, dikkatle birbirinden ayrılacak"        Â
BaÅŸbakan DavutoÄŸlu, Suriye, Irak ve OrtadoÄŸu'yu parçalayanların Türkiye'yi parçalama planlarında mutlaka akamete uÄŸratılacağını ifade etti.         Mardin YeÅŸilli, Midyat ve Kabala’da miting planlanmadıklarını, ancak halkın toplanması nedeniyle küçük çaplı miting yaptıklarını anlatan DavutoÄŸlu, "Bu ziyaretlerimin iki teÅŸekkür sebebi vardır. Birisi, 1 Kasım seçimlerinde bize verilen o muazzam desteÄŸe teÅŸekkür, ikinci teÅŸekkür terör örgütünün bütün çabalarına, provokasyonlarına raÄŸmen bölge halkının terör örgütüne deÄŸil, devletin ÅŸefkatli elini tutmuÅŸ olması dolayısıyla bölge halkına teÅŸekkür etmekti" dedi.        Â
BaÅŸbakan DavutoÄŸlu, "Bunların hesabı ÅŸuydu. Kalkışacaklardı, dışarıdan onların kulaklarına fısıldanan birtakım planlarla Türkiye’yi bölmeye çalışacaklardı ve zannettiler ki bölge halkı onların yanında duracak. Her zaman basiretine ve inancına inandığımız, tarihi ÅŸuuruna inandığımız bölge halkı bunlara yüz vermedi. Huzur ve demokrasi operasyonunda devletinin, milletinin yanında yer aldı" diye konuÅŸtu.        Â
Birlik, huzur ve demokrasi eylem planında ikinci temel unsurun, kamu düzeninin saÄŸlanması olduÄŸuna iÅŸaret eden DavutoÄŸlu, "Açık ve net söylüyorum. Kamu düzenini kim, hangi gerekçeyle tehdit ederse etsin mutlak surette durdurulacak ve engellenecektir. Terörist ve halk özenle, dikkatle birbirinden ayrılacak, halka ÅŸefkat, teröristle ise mücadele etmeye devam edeceÄŸiz" deÄŸerlendirmesinde bulundu.               Â
"Hak ettiÄŸi cevabı alır"                Â
BaÅŸbakan DavutoÄŸlu, Almanya BaÅŸbakanı Angela Merkel ile yaptığı görüşmede, Türk olduÄŸunu daha sonra anladıkları ve Ankara’da Almanca hitap etmeyi tercih eden bir gazetecinin soru sorduÄŸunu anımsattı.        Â
Sorunun, sorudan daha çok, Türkiye’yi itham ve ilzam eden bir karşı açıklama ÅŸeklinde olduÄŸunu  vurgulayan DavutoÄŸlu, "Eyvallah, Türkiye özgür bir ülke, herkes istediÄŸi açıklamayı yapabilir ama hak ettiÄŸi cevabı da alır" dedi.        Â
Türkiye’nin Avrupa standartlarında bir ülke olduÄŸunu, kimsenin Türkiye’nin bu standartlardan vazgeçeceÄŸi gibi vehim ya da algı operasyonuna kalkışmaması gerektiÄŸini belirten DavutoÄŸlu, ÅŸunları söyledi:        Â
"Nasıl, Paris saldırısında sonra Fransa BaÅŸbakanı Hollande, Fransız ordusunu göreve çağırmıştır, nasıl Brüksel ve Avrupa sokaklarında her türlü tedbir alınmıştır, Türkiye’nin insanına, malına tehdit eden bir tehdit söz konusu olduÄŸunda her türlü tedbiri alırız. Demokrasinin olmazsa olmaz ÅŸartı kamu düzenidir. Herhangi bir Avrupa ülkesinin iki komÅŸusu boydan boya istikrarsızlık içinde olsaydı, oralardan silahlar içeriye sokulup bazı ilçeler, kasabalar kontrol altına alınmaya, silah deposu haline getirilmeye  çalışılmış olsaydı, acaba o Avrupa ülkesinin tutumu ne olurdu?  Şundan emin olunuz ki buna taviz vermezlerdi. Çünkü demokrasilerin bütün toplumu ilgilendiren özgürlüklerin yaÅŸanmasının asgari ÅŸartı kamu düzenidir.  Bakınız devlet otoritesi demiyorum, kamu düzeni, hepimizin düzeni. Cizre, Silopi ve Sur’daki düzen hepimizin canını, malını, namusunu teminat altına alan düzendir. Bu saÄŸlanacak, bunun saÄŸlanması için ne gerekiyorsa yapılacak.  Kimse vehme kapılmasın, tek bir silah kalmayana kadar da bu mücadelemiz devam edecek. El yapımı patlayıcıların tespit ve imhası için gerekli teknoloji ve ekipman geliÅŸtirilecek."        Â
Terör örgütünün tedarik kanallarını kapatmak üzere kara sınır kapıları ile deniz ve hava limanlarının tarama ve takip sistemleriyle operasyon imkanlarının güçlendirileceÄŸini vurgulayan BaÅŸbakan DavutoÄŸlu, ÅŸu deÄŸerlendirmelerde bulundu:        Â
"Güvenlik riski yaÅŸayan bölgelerde, güvenlik noktaları artırılacak. Silopi tümüyle temizlendi elhamdülillah ama hiç kimse zannetmesin eski düzene geri dönülür bir gün. Her türlü güvenlik tedbiri alınacak ve bir daha buralarda illegal yapılanmaların olmaması için gerekli kamu düzeni inÅŸa edilecek.  Bu çerçevede ihtiyacı karşılayacak miktarda geçici ve kalıcı polis güvenlik noktaları oluÅŸturulacak. Bölgede görev yapan güvenlik güçlerimizin her türlü donanım ihtiyacı karşılanacak. Geçici köy korucularının sosyal ve ekonomik güvencelerini saÄŸlayıcı tedbirler alınacak, korucu sayısı artırılacak. Terörle mücadelenin etkinliÄŸini artırmak amacıyla ihtiyaç duyulan her türlü yasal düzenleme yapılacak. Kamu düzeninden asla taviz verilmeyecek. Eylem planında üçüncü önemli unsur; kapsamlı bir demokratik reform süreci. BaÅŸta yeni Anayasa olmak üzere, Türkiye’yi bütün vesayet yüklerinden kurtaracak demokratik reform adımları kararlılıkla atılmaya devam edilecek. Hani birtakım kanaatler serdediliyor, 'Türkiye 1990’lı yıllara geri dönüyor mu?' diye. Geri dönmeyi düşünenler, siyaseten mürtecilerdir. 1990’lı yıllara dönmeyi düşünen kim varsa, bunlar mutlaka akamete uÄŸratılacak. Türkiye 1990’lı yıllara deÄŸil, 21. yüzyılın aydınlık ufuklarına doÄŸru yürümeye devam edecek. Özgürlük, güvenlik dengesi hassasiyetle korunarak vatandaÅŸlarımızın demokratik taleplerinin terör eylemleri tarafından örselenmesine asla izin verilmeyecek. VatandaÅŸlarımızın can, mal, namus, akıl ve bütün onurları korunacak."     Â
"Yangın yerinde gül yetiÅŸtireceÄŸiz"                Â
BaÅŸbakan DavutoÄŸlu, eylem planının dördüncü önemli unsurunun da sosyal hizmetler, destekler, sosyal seferberlik olduÄŸunu anımsatarak, tam bir sosyal seferberlik ve dayanışma çaÄŸrısında bulunduÄŸunu belirtti.        Â
Kobani bahane edilerek gerçekleÅŸtirilen 6-7 Ekim olaylarından sonra "Yangın yerinde gül yetiÅŸtireceÄŸiz" dediÄŸine vurgu yaparak, "Åžimdi de söylüyorum: Yangın yerinde gül yetiÅŸtirecek, vatanımızı gülistana çevireceÄŸiz inÅŸallah. Güvenlik nedeniyle göç etmek zorunda kalan ve terörden etkilenen ailelerimize her bakımdan destek olunacak. Göç eden aileler gittikleri yerde izlenerek, aldıkları sosyal ve ekonomik hizmetlerin devamlılığı saÄŸlanacak. Terör nedeniyle evlerini terketmek zorunda kalan ailelerimize her ay düzenli bir ÅŸekilde kira, sığınma ve geçici barınma yardımı yapılacak" diye konuÅŸtu.         Terör sebebiyle eÄŸitimleri aksayan öğrencilerin kayıplarının telafi edileceÄŸini ifade eden DavutoÄŸlu, Mardin’de bu ÅŸekilde telafi alan öğrencileri ziyaret ettiÄŸini bildirdi.        Â
BaÅŸbakan DavutoÄŸlu, "Bir saati aÅŸkın bir ÅŸekilde onlarla, genç, pırıl pırıl kızlarımızla oturup sohbet ettim, bir öğretmen olarak" dedi.        Â
Ahmet DavutoÄŸlu, gençlerimizin kız-erkek ayırımı olmadan bütün ülkede olduÄŸu gibi DoÄŸu ve GüneydoÄŸu Anadolu'da da geleceÄŸe hazırlanması için tedbirleri aldıklarını, saÄŸlık hizmetlerinin en iyi ÅŸekilde verilebilmesi çalıştıklarını anlattı.        Â
Gençlik, spor ve kültür merkezlerinin çalışma kapasitelerinin geniÅŸletileceÄŸini kaydeden DavutoÄŸlu, operasyon bölgesinde yer alan sivil halkın yiyecek ve barınma ihtiyaçlarının giderileceÄŸini, terör nedeniyle evleri zarar gören üniversite öğrencilerine Kredi ve Yurtlar Kurumu yurtlarında ücretsiz barınma imkanı saÄŸlanacağını aktardı.       Â
"Diyarbakır Suriçi kentsel projesi ivedilikle tamamlanacak"        Â
BeÅŸinci ana unsurun mali ve ekonomik destekler ya da ekonomik canlanma boyutu  olduÄŸunu anımsatan DavutoÄŸlu,  13 yıl içinde ayaÄŸa kaldırdıkları bölge ekonomisini daha da güçlendireceklerini açıkladı.        Â
BaÅŸbakan DavutoÄŸlu, altıncı boyutun ÅŸehirlerin ihyası ve alt yapının rehabilitasyonu olduÄŸunu belirterek, Kültür ve Turizm ile Çevre ve Åžehircilik bakanlıklarının bunun için birlikte çalıştığını, Ä°znik, Amasya, Sivas, KırÅŸehir, Diyarbakır, Mardin gibi illerin tarihi merkezleri özel bir düzenlemeyle, gerekiyorsa yasal düzenlemeyle, tarihi dokuyu koruyacak ÅŸekilde muhafaza altına alınacağını ifade etti.        Â
UNESCO Kültür mirasının kurallarının iÅŸletileceÄŸini, ecdattan intikal eden tarihi mirasın tek bir taşına kadar korunacağını vurgulayan BaÅŸbakan Ahmet DavutoÄŸlu, "Bu çerçevede Diyarbakır Suriçi kentsel ihya projesi de ivedilikle tamamlanacak. Hasar gören enerji tesisleri onarılacak. Operasyonların yapıldığı ÅŸehirlerde hayatın bir an önce normale dönmesi için elektrik, su ve benzeri altyapı hizmetleri saÄŸlanacak; eÄŸitim, saÄŸlık ve diÄŸer kamu hizmetlerinin verilebilmesi için gerekli çalışmalar hızlandırılacak"  diye konuÅŸtu.       Â
 Â