Güncelleme Tarihi:
Hamburg Eyalet Parlamentosu Sosyal Demokrat Parti Milletvekili (SPD) Güngör Yılmaz, 27 Haziran 2001'de öldürülen Süleyman Taşköprü anısına yayınladığı bildiride, ırkçılığı lanetledi. Yılmaz bildiride şunlara yer verdi:
“Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) isimli ırkçı terör örgütünün üçüncü kurbanı Süleyman Taşköprü'yü, katledilişinin 14. yılında anarken, ırkçılığın tüm insanlık için her zaman bir tehdit olduğuna inanıyorum. Henüz 31 yaşında olan bir çocuk babası Süleyman Taşköprü, 27 Haziran 2001 tarihinde, sabah saatlerinde, Bahrenfeld semtindeki Schützenstrasse'de işlettiği bakkal dükkanında, ırkçı teröristler Uwe Mundlos ve Uwe Böhnhardt tarafından vurularak öldürüldü.
Sekizi Türkiye kökenli, biri Yunanistanlı biri de Alman polisi olmak üzere en az 10 kişiyi haince öldüren, Köln'deki bombalı saldırısıyla onlarca kişiyi yaralayan NSU'nun başka hangi cinayetleri, saldırıları ve eylemleri düzenlediği, onlara kimlerin destek verdiği halen tam bilinmiyor.
Örgütün varlığı ise bir banka soygunu sonrası tesadüfen ortaya çıktı.
Neonazilere kim yardım etti? Örneğin Hamburg'da Süleyman Taşköprü'nün işlettiği, pek bilinen bir caddede olmayan bakkalı nasıl hedef seçtiler?
Emniyet ve istihbarat birimlerinin Kasım 2011'a kadar olayın faillerini yakınlarını kaybeden ailelerin içinde araması, ırkçı teröre ailelerin uyarılarına rağmen ihtimal vermemesi, Almanya'daki yapısal ırkçılığın dehşet verici boyutlarını gözler önüne serdi.
İntihar ettikleri öne sürülen Uwe Mundlos ve Uwe Böhnhardt'ın yanı sıra örgütün üçüncü üyesi olduğu belirtilen Beate Zschäpe iki yılı aşkın süredir Münih Yüksek Eyalet Mahkemesi'nde yargılanıyor, ama hala susmaya devam ediyor.
Terör kurbanlarının yakınlarının acısını elbette hiç bir şey dindiremez. Ancak NSU terör örgütünün tüm bağlantılarının ve destekçilerinin ortaya çıkarılması, olayın aydınlanması en azından Alman devletine karşı kaybolan güvenin tekrar kazanılması ve güçlendirilmesi için çok önemlidir.
Süleyman Taşköprü'yü katledilişinin 14. yılında anarken, yakınlarına hiç bitmeyen güç ve kuvvet diliyorum. Din, dil, renk, ırk, milliyet gözetmeden, farklı yaşam tarzlarına hoşgörüyle bakarak birlikte barış içinde yaşamanın ırkçılığa karşı en iyi mücadele olduğuna inanıyorum”.