Tanımadığım komşularım

Güncelleme Tarihi:

Tanımadığım komşularım
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 04, 2014 11:18

BİR akşam eve geldiğimde kapının önünde bir broşür buldum.

Haberin Devamı

Bizim sokağın adı ve binanın numarası yazıyordu üzerinde.
İçinde de şu isimler.
Herta Sara Bick, 05.10.1922’de Berlin’de doğdu.
Berta Sara Blumenthal, 28.09.1867’de Breslau’da doğdu.
Johhanna Eibig, 20.11.1865’te Dirschau’da (Batı Prusya) doğdu.
Kaethe Sara Galland, 16.1.1882’de Flatow (Batı Prusya) doğdu.
Oskar Israil Grünfeld, 25.08.1886’da Viyana’da doğdu.
Betty Sara Grünfeld, 10.10.1888’de Stettin’de doğdu.
Georg Israil Plaut, 13.01.1874’de Graudenz (Polonya) doğdu.
Eva Sara Riess-Seelig, 12.09.1893’te Wollenberg’de doğdu.
Hans Rosenberg, 25.09.1889’da Graetz’de doğdu.
Hepsi de komşularımız...
Daha doğrusu komşularımızmış...
Hepsi de Yahudi kökenli Alman vatandaşı...
Hepsi de Berlin’de bizim yaklaşık 6 yıldır oturduğumuz binada yaşamışlar.
Ama hiç birini de tanımıyorum...

* * *

Tanımam da, tanışmam da mümkün değil zaten...
Çünkü onların hepsi de İkinci Dünya Savaşı sırasında 1941-1944 yılları arasında Naziler tarafından evlerinden alınıp tren vagonlarına doldurulmuş ve toplama kamplarına gönderilmişler.
Hiç birisi de geri dönmemiş...
Dönememiş...
Muhtemelen hepsi de Nazilerin gaz odalarında cayır cayır yanarak can vermişler...
Daha doğrusu vahşice yakılarak katledilmişler...
Broşürde, tanımadığımız komşularımız anısına binanın önüne Stolpersteine (tökezleten taşlar) döşemek için bir girişim başlatıldığı yer alıyordu.
Berlin’in çeşitli kesimlerinde binaların önündeki kaldırımlara döşenmiş, daha doğrusu gömülmüş pirinç levhalar var.
Almanca Stolpern kelimesi her ne kadar tökezlemek, Stein da taş anlamına gelse de bunlar taş değil, pirinç levhalar.
İnsan tökezlemiyor, bunları görünce insanlar manen tökezliyor...
İşte bu yüzden tökezleten taşlar deniyor...
Bu levhaların üzerinde Nazi kurbanlarının isimleri ve doğum tarihleri yazılı...
Çoğunun üzerinde de kurbanların ölüme götürüldüğü tarih...
Yani deportasyon (sınır dışına göndermek) tarihi...
Bazılarında götürüldükleri toplama kamplarının adı...
Hatta ölüm tarihleri...
En üstte de “Burada ikamet ediyordu” yazısı var.

* * *

Aslında komşu binaların önünden geçerken bu pirinç levhaları, daha doğrusu hiç tanımadığım Nazi kurbanlarını her gördüğümde içimi tuhaf duygular kaplardı.
1900’lü yılların başında yapılan bu binada yıllarca yaşayan ve tek suçları Yahudi olmak
olan bu insanların gaz odalarında vahşice katledildiklerini okuyunca ve bunu düşündükçe daha tuhaf duygulara kapıldım.
Merdivenlerden inip çıkarken o insanların da aynı merdivenlerinden inip çıktıklarını düşündüm.
Balkona çıkıp 150 metre mesafedeki Berlin’in en ünlü Ku’Damm Caddesi’ne bakarken o insanları düşündüm.
Oturma odasındaki koltuğun üzerine oturduğumda, o insanlardan bazılarının belki aynı odada benzer koltuklar üzerinde oturduklarını, sohbet ettiklerini, kitap, gazete veya dergi okuduklarını, hayaller kurduklarını, hatta seviştiklerini düşündüm.
Tabii yalnız tanımadığım komşularımı ve diğer Yahudi kökenlileri değil, bu pirinç levhalarda isimleri bulunmayan ama Nazilerin düşman gözüyle bakıp katlettikleri milyonlarca Romanları, Sintileri, eşcinselleri, solcuları, komünistleri, Yahova Şahitlerini ve direnişçileri de düşündüm.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!