VAR AMA YOK
Güncelleme Tarihi:
Ortaya çıkalı iki yılı geçti. Yaklaşık bir yıldır mahkeme sürüyor. Ama halen cinayetleri aydınlatmak yerine mahkeme basit, küçük kelime oyunlarıyla, taktiklerle oyalanıyor.
SERİ cinayetlerden bahsediyorum, şehir şehir dolaşıp hiç tanımadıkları, görmedikleri, savunmasız 10 insanı, sinsice ve aniden silah çekerek öldüren üçlü terör çetesi NSU’dan. Bu kin ve nefret çetesi Kasım 2011’de başarısız bir banka soygunu sonucu ortaya çıktı. Kendilerini savunacak cesaretleri olmadığı için teslim olmak yerine intihar etti. Çetenin sağ kalan elebaşı Beate Zschaepe ve suç ortakları yaklaşık bir yıldır yargılanıyor.
SÖZCÜK OYUNU
Çarşamba günkü duruşmada mahkeme heyetinden bir yargıç koltuğunun altında, üzerinde HV NSU yazılı bir dosyayla duruşmaya girdi. HV, ESAS DURUŞMA anlamına gelen Almanca Hauptverhandlung sözcüğünün kısaltması, NSU ise Nasyonal Sosyalist Yeraltı örgütünün kısaltılmış adı. Savunma avukatları hemen üzerine atladı ve reddi hakim başvurusunda bulundu. Gerekçeleri şu: Mahkemenin NSU diye bir örgütün varlığını ispatlamadan dosyanın üzerine NSU yazması, yargının tarafsızlığına aykırıdır. “Tamamen peşin yargıdır.”
Bu hakimin davadan çekilmesi lazım.
KENDİLERİ YAZDI
Elbette mahkemenin, cinayetlerin yanında böyle bir örgütün kurulduğunu ve varlığını ispat etmesi gerekir. Ama NSU adını kullanan çetenin kendisi. Çetenin Zwickau’daki hücresinde bulunan, delilleri yok etmek için evi ateşe veren elebaşı Beate Zschaepe’nin gönderdiği sanılan videodaki cinayet yerlerinden görüntülerin altında NSU yazıyor.
Bunu savunma avukatları bilmiyor mu?
O zaman hedef ne?
Mahkemeyi taktiklerle uzatarak, cinayetleri aydınlatmak yerine yargıçları sindirmek mi?
Dava Mayıs ayında bir yılını dolduracak. Halen hiçbir karanlık nokta aydınlığa kavuşturulamadı. Münih’teki dava Almanya’nın bir hukuk sınavıdır. Dünya kamuoyu bu sınavı çok yakından takip ediyor, sonucu da büyük bir merakla bekliyor.