Çilem KAYA - Oğuz DEMİR
Oluşturulma Tarihi: Ocak 15, 2008 00:004dk okuma
Ankara Hürriyet, son dönemde gündeme gelen havacılıkla ilgili önemli bir kapıyı aralıyor. Bir uçağın ilk kalkışından, varacağı havaalanına inene kadar geçen öyküsü, havacılığın ne kadar dikkat ve özen isteyen bir alan olduğunu gözler önüne seriyor.
KONFORU ve zamandan sağladığı tasarrufla son zamanlarda giderek daha fazla tercih edilen uçak yolculuğunun birçok bilinmeyeni ve ilginç yönü bulunuyor.
Uçak yolculuğunun saklı kalan yönlerini ve uçuşun belkemiğini oluşturan Hava
Trafik Kontrolörleri’nin çalışma şartlarını Ankara Hürriyet’e anlatan Esenboğa Hava Trafik Müdürü Şefik Çulcuoğlu, kısaca nasıl "uçtuğumuzu" ve kalkıştan itibaren neler yaşandığını anlattı.
Uçuş esnasında birçok yükü üzerinde hisseden Hava Trafik Kontrolörleri, pilotu yönlendirmenin yanı sıra, havadaki trafiği de kontrol altında tutuyor. Türk hava sahasındaki uçaklar, Türkiye’nin çeşitli yerlerinde bulunan 11 adet radar tarafından izleniyor.
ESENBOĞA TÜM TÜRKİYE’Yİ İZLİYOR
Türkiye’de biri İstanbul, biri de Ankara’da olmak üzere iki saha kontrol merkezi yer alıyor. Esenboğa Havalimanı’ndaki saha kontrol merkeziyle Türkiye’nin dörtte üçü izlenebiliyor.
Pilotlar, kalkış öncesinde gökyüzünde gözü, kulağı ve sesi olan HTK’lardan "motor çalıştırma izni" alıyor. HTK’ların onayının ardından pilotlar pist başına hareket için "taxi izni" istiyor. Meteorolojik şartların bildirildiği pilotlara rüzgarın yönüne göre pist yönü söyleniyor. Uçaklar rüzgarı karşısına alacak şekilde pistin başına geçtikleri sırada, HTK’lar diğer uçaklar dahil pistteki tüm koşullara dikkat ediyor. Bazen bir kuş sürüsü ya da piste girmiş olabilecek bir araca karşı kontroller yapılıyor. Ve yapılan tüm kontrollerin ardından kalkış iznini alan uçak "koşarak" kalkışa geçiyor. Uçağı kalkışa kadar kule görevlileri yönlendirirken, uçağın havaalanından uzaklaşmaya başladığı andan itibaren pilotu yönlendirme görevi saha denetim bölümüne geçiyor.
Bu bölümde radar ekranları başında çalışan HTK’lar tüm Türk hava sahasını izliyor. Radar görevlileri, kendi bölgelerinde olan uçaklarla sürekli irtibat halinde kalıyor. HTK’lar radar ekranında uçakları sadece nokta halinde görseler de gökyüzünde olan yüzlerce insanın hayatının sorumluğunu üstlenmenin ağır yüküyle çalışıyor
Uçak gökyüzünde sorunsuz geçen bir yolculuğun ardından inecekleri havaalanında yine HTK’lar tarafından "karşılanıyor."
YEDEĞİN YEDEĞİ BULUNUYORHavada pilotlar ve HTK’larla iletişimi sağlayan tüm elektronik yapıyı ise elektronik teknik elemanları denetliyor.
Hata kabul etmeyen havacılıkta sistemler sürekli denetlenirken her parçanın yedeğinin yediği bulunuyor. Havaalanlarına girişte bulunan otomatik kapıdan anons yapılan cihazlara kadar herşeyin elektronik olduğu sistemde, günlük, haftalık ve aylık kontroller yapılıyor. İstanbul-Isparta seferini yapan uçağın düşmesinin ardından gündeme gelen ILS sisteminin içinde bulundu tüm hava seyrüsefer cihazları da rutin yapılan testlerle elektronik elemanları tarafından denetleniyor.
Mangal yakmaya Porsuk’a indiESENBOĞA Havalimanı Başmüdür Yardımcısı Selay Mürey, 28 yıllık meslek hayatının en ilginç olayını ise Ankara Hürriyet’e şöyle anlatıyor: "Tek motorlu bir uçak Etimesgut’tan kalktı. Kalkışında hiç bir sorun yoktu. İzmir’e giden uçaktan bir müddet sonra
haber alamadım. Böyle anlarda dünya insanın başına yıkılıyor. Uçağın düştüğünü düşündüm. Yaklaşık yarım saat sonra Eskişehir’den haber geldi. Pilotla bağlantıyı kurduk. Pilot ’sorun yok, Porsuk kenarında boş bir arazi vardı mangal yakmak için indik’ dedi. Tabii bu yaptığı kurallara aykırı. Bir kaza olmamasına sevindim ancak, pilot için bir rapor hazırlayarak Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’ne gönderdik.
Gökyüzünün orkestra şefiESENBOĞA Hava Trafik Müdürü Şefik Çulcuoğlu, bir anlamda "gökyüzünün orkestra şefleri" olarak tanımlanan mesleklerinin sıfır hata gerektirdiğini söyledi. HTK’nin fark edilmese de uçuşun belkemiğini oluşturduğunu söyleyen Çulcuoğlu, mesleğin bu bakımdan dünyanın en stresli meslekleri arasında olduğunu ifade etti. Çulcuoğlu, uçak kullanan yolcuların bir anlamda canlarının kendilerine emanet olduğunu da belirterek "Tek kelime ve saniye bile bizim için önemlidir. Her an dikkatli ve serinkanlı olmak zorundayız. Aynı zamanda havada yaşanabilecek olası bir sorun karşısında anında, en doğru kararı vermek zorundayız" diye konuştu. Uçuş güvenliği açısından "sıfır hata" parolasıyla çalıştıklarını sözlerine ekleyen Çulcuoğlu, bugüne kadar Türkiye’deki hiçbir uçak kazasından sorumlu olmadıklarını da anlattı. Çulcuoğlu, HTK’ların 12 saat mesai yaptıklarını ve bu süre içerisinde iki saat çalışıp iki saat dinlendiklerini de sözlerine ekledi.
Kristalden beyaz çizgilerGÖKYÜZÜNDE uçakların geçişinin ardından gördüğümüz beyaz çizgilerin nasıl oluştuğunu da Çulcuoğlu şöyle anlatıyor:
"Uçakların geçtikleri yerde bıraktıkları beyaz çizgiler, yeryüzünden atmosfere gittikçe soğuyan havada, uçaktan çıkan gazın donmasıyla oluşuyor. Havada çıkan bu gazlar kristalleşerek beyaz çizgiyi oluşturuyor. Bu beyaz çizgiler genellikle Türk hava sahasının üstünden geçen transit uçuklardan sonra oluşur. Onlar 30 bin-40 bin fit yükseklikten uçar."
Gökyüzündeki hava yollarıGÖKYÜZÜNDE de karayollarında kullandığımız gibi yollar bulunuyor. Pilotlar uluslararası kurallara göre belirlenen yolların çizgisinden çıkmadan uçağı yönetiyor. Gökyüzünde göremediğimiz bu yolların her birinin ismi farklı. Örneğin İstanbul-Ankara arasında Green-Eight (G8) yolu kullanılıyor. Her yeni açılan havaalanından sonra yeni yollar belirleniyor. Belirlenen yollarda uçakların çarpışmaması için en temel kural doğuya giden uçakların tek rakamlı fitlerden, batıya giden uçakların ise çift rakamlı fitlerde uçması. Hava sahamızdan iç hatlar dışında hergün yaklaşık 600 transit geçiş yapılıyor. Hızla gelişen havacılık sektörü hava trafiğinin de artmasına neden oluyor. Özellikle cuma, cumartesi günleri artan trafik bayramlarda ve özel günlerde ikiye katlanıyor.