Güncelleme Tarihi:
Başkent Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Andaç Töre Şamiloğlu danışmanlığında, öğrenciler Osman Dündar Kara, Kuntay Şahkan Yıldırır tarafından gerçekleştirilen sistem, araç ile zemin arasında bir koruyucu bölge oluşturarak aracın fiziksel bütünlüğünü koruyor. Şamiloğlu, geliştirdikleri sistemin, devrilme anında aracın yanlarına, ön ve arkasına yerleştirilmiş özel koruma sistemi, kontrolcü elektronik devreleri ve bir yazılıma dayandığını ifade etti. Kaza geçirmek üzere olan aracın, ön ve arka tamponların altında ve iki tarafındaki yan kapıların altında tasarlanmış dış hava yastıklarına sinyal göndererek şişmelerini sağladığını belirten Şamiloğlu, şu bilgileri verdi:
HAVA YASTIKLARI AÇILIYOR
“Hava ve uzay araçlarında kullanılan 9 serbestlik dereceli eylemsizlik sensörü, üç farklı sensörün birleşiminden oluşuyor. Bu sensörler, 3 eksende ivme, açısal hız ve manyetik alan değerlerini okuyor. Bu sistemde, canlıların dengelerini sağlarken ve güvercin gibi bazı hayvanların yönlerini bulurken kullandıkları Dünya’nın yer çekimi ve manyetik alanı değerleri ölçülerek benzer şekilde araçların dengelerini kaybettikleri tespit ediliyor. Mikro elektromekanik eylemsizlik sensöründen gelen değerlerin hepsi birleştirilip filtrelenerek, arabanın yuvarlanmaya başladığı eşik değerler geçildiğinde takla atacağı bilgisine erkenden karar veriliyor. Sistem, takla atmadan önce aracın dış hava yastıklarını açıyor. Böylece aracın takla atması engelleniyor ya da takla atan aracın alacağı darbeler emiliyor.”
YUMUŞAK DEVRİLME
Şamiloğlu, özel üretimi yapılacak, dış hava yastıklarının yumuşak bir devrilme sağlayacağını ya da devrilmenin tamamen önlenebileceğini söyledi. Sistemi, teknik olarak daha ileri bir seviyeye getirip sanayi kuruluşlarıyla iletişime geçmeyi planladıklarını bildiren Şamiloğlu, ayrıca sistemin faydalı model çalışmalarını yapacaklarını belirtti.
KAYIPLAR AZALACAK
Başkent Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Berna Dengiz ise sistemin kazalardaki kayıpların azaltılmasını sağlayacak yeni bir güvenlik anlayışına dayandığını belirtti. Mevcut arabalarda kullanılmakta olan ek güvenlik sistemlerinin kazalarda, enerjiyi soğurarak, yolcuların hayati organlarını korumayı hedeflese de yüksek hız ile seyretmekte olan bir aracın kazasında etkisiz kaldığına işaret eden Dengiz, ölümlü kazaların çoğunun devrilme, savrulma ve taklalarda görüldüğünü belirtti. Prof. Dr. Dengiz, üniversite öğrencilerinin projesinin uygulamaya konulması durumunda maddi, manevi kayıpların azalacağını ve sektöre ihtiyaç duyulan yeni bir güvenlik anlayışı getireceğini ifade ederek, “Umarız kısa zaman içinde sanayi ile işbirliği içinde bu proje sonuçları hayata geçirilir ve araçlarda kullanılmaya başlanır. Böylece insanlarımızı yollarda kaybetmeyiz” değerlendirmesinde bulundu.