Press vicdanımız oluyor

Güncelleme Tarihi:

Press vicdanımız oluyor
Oluşturulma Tarihi: Mart 25, 2011 00:00

BİR türlü uyanamadığımız bir kabusa dönüşen gündemiyle bu ülkede politik sinema örnekleriyle karşılaşmak biraz olsun iyi geliyor.Çünkü; belleksizliğimizin her gün hatırlatıldığı, artık yalnızca yanlışlar ve hatalardan ibaretmiş gibi duran hayatımıza vicdan olup sızıyorlar veya vicdan gibi sızlıyorlar.

Gerçeklerle karşılaşmak kolay olmuyor

Pek çoğumuzun artık unuttuğu, pek çoğumuzun da hiç duymadığı, görmediği, konuşmadığı hikayeleri yüzümüze vuruyor bu filmler.
Gerçeklerle karşılaşmak, onları kabul etmek kolay olmuyor elbette.
Gerçeğin doğru bildiklerimizi yerinden oynatmasıyla başa çıkabilmek, tarih kitaplarında öğretilenlerin ne kadar eksik ve yanlış olduğunu görüp hayatımızın aslında aldatmacalarla dolu olduğuyla yüzleşebilmek hiç kolay olmuyor.
Gerçeği anlatacağım derken yanlışları çoğaltanlar da oluyor ama.
Tomris Giritlioğlu’nun Güz Sancısı, yakın zamanda gösterime giren Derviş Zaim filmi Gölgeler ve Suretler gibi...
Neyse ki vicdan olabilen, hem iyi film olup hem de politik doğruculuğu başarabilen filmler de yapılıyor.
İki yıl önce izlediğimiz Sonbahar ve Fırtına gibi...
Şimdi onların yanına iki film daha ekleniyor: 1980 Çorum olaylarını gün yüzüne çıkaran Saklı Hayatlar ve 90’lı yıllarda yalnızca Kürtlerin değil solcuların ve devrimcilerin de gazetesi olmuş Özgür Gündem’in hikayesini anlatan Press.

Tekzibin kurşunla yaptırıldığı gazete

Ankara Film Festivali’nin yarışmalı bölümünde de yer alan Press, Sedat Yılmaz’ın ilk filmi.
30’a yakın çalışanı kaybedilen, onlarcası dövülen, tehdide uğrayan ve hapse götürülen Özgür Gündem gazetesini çıkaran gazetecilerin hikayesini anlatıyor.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde 15 yıl boyunca süren Olağanüstü Hal (OHAL) zamanlarında bölgede yaşananları tüm çıplaklığıyla anlatmaya çalışan bir gazete Özgür Gündem.
Batı medyasının gösterdiklerinden, söylediklerinden başkasını yazan, haber yapan, doğal olarak devletin engellemeye, susturmaya çalıştığı bir gazete.
Tekzibin yazıyla değil kurşunla yaptırıldığı bir gazete.
Özgür Gündem’le 90’lı yılların sonunda tanışmış, onun asıl gücünü de Doğu ve Güneydoğu’ya gittiğimde anlamıştım.
Bölgedeki bir olayın batı medyasında sunuluşuyla, bu gazetede nasıl habere dönüştüğünü görmek yetmişti bana bu gücü anlamaya.
Pek çok kapatma davası sonucu adını değiştirmek zorunda kalan bu gücü biraz olsun tanımamıza, anlamamıza yardımcı oluyor Press.
Vicdanı da Kürt meselesinin hala çözülemediği ve basın özgürlüğü tartışmalarının yeniden alevlendiği bugünlere sesleniyor.
Hepimizin gerçeklere ve barışa ihtiyacı olduğunu anlatıyor.
Gerçeklerle karşılaşmak kolay değil ama bugün en çok buna ihtiyacımız var görünüyor.
Vicdanımız olan Press’e gidin!

DVD - HER EVDE OLMALI

Fırtına
Kazım Öz, 2008

ÜNİVERSİTE sınavını kazanarak bir Kürt köyünden İstanbul’a gelen Cemal’in kimliğini sorgulamasını anlatıyor. Fotoğraf filmiyle tanıdığımız Kazım Öz, 90’lardaki üniversite hayatını ve ülkedeki politik havayı etkileyici gözlemlerle kuruyor ve bıçak sırtı bir hikayeyi dolandırmadan, ajite etmeden, mizahın gücünden yararlanarak anlatıyor.

Min Dît / Ben Gördüm
Miraz Bezar, 2009

ANNE-babaları kontrgerilla tarafından öldürülen on yaşındaki Gülistan ve kardeşi Fırat’ın hikayesini anlatıyor. İstanbul Film Festivali’nde “En İyi Film” seçilen film, küçük bir kızın, yaşadığı bütün olumsuzluklara rağmen şiddete nasıl karşı durduğunu göstererek yol gösteriyor.

Güneşe Yolculuk
Yeşim Ustaoğlu, 1998

İSTANBUL’un keşmekeşi içinde ayakta kalmaya çalışırken karşılaşan Batılı Mehmet ve Doğulu Berzan’ın hikayesi. Koyu teni nedeniyle Kürt sanılan ve bu yüzden polis tarafından tutuklanan Mehmet’in hayatı artık eskisi gibi olmayacaktır. Film, gösterildiği yıl Türk adalet sistemini yanlış anlattığı gerekçesiyle eleştiriler almış ve bazı kesimlerden tepki görmüştü.

İki Dil Bir Bavul
Orhan Eskiköy, Özgür Doğan, 2008

ÜNİVERSİTEDEN yeni mezun olmuş ve uzak bir Kürt köyüne atanmış Türk öğretmenin bir yılını, onun okula yeni başlayan ve Türkçe bilmeyen çocuklarla yaşadıklarını anlatıyor. Öğretmen Kürtçe, çocuklar da Türkçe bilmezken anlaşabilmek kolay olmayacaktır, anlamak da...

Büyük Adam
Küçük Aşk
Handan İpekçi, 2001

BİR polis operasyonunda tüm yakınlarını kaybeden 5 yaşındaki Hejar ile 75 yaşındaki yargıç emeklisi otoriter Rıfat Bey’in yollarının İstanbul’da kesişmesinin öyküsü... Kürtçeden başka dil bilmeyen inatçı Hejar ile Cumhuriyet ilkelerine bağlı, Türkçeden taviz vermek istemeyen Rıfat Bey arasındaki ilişki nefretle başlar.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!