Anadolu’nun en renkli odun pazarı
Ressamları kıskandıracak kadar rengarenk bir semt Odunpazarı. 2006’daki restorasyonlardan sonra tarihi konakları, külliyeleri, hanları yepyeni bir çehreye kavuştu. Okurumuz Sami Altınay şehrine gurur veren semti yazdı.
Porsuk çayında gezen Venedik gondolları, birbirinden güzel parkları, geçmişi yaşatan Tarihi Osmanlı Evleri... Son yıllarda Eskişehir yepyeni bir çehreye kavuştu. Yakın şehirler için birkaç günlük hafta sonu kaçamağı noktası halini aldı.
Eskişehir’deki değişimden olumlu etkilenen semtlerden biri de en eski yerleşimi Odunpazarı oldu. Rivayete göre şehre yerleşmeye gelen halk yer seçerken Odunpazarı ve Porsuk Çayı’na birer ciğer asar. Aradan bir süre geçtikten sonra Odunpazarı’na asılanın daha geç bozulduğu görülür. Bölgeye yerleşirler. Günümüzde Odunpazarı; yenilenen evleri, sokakları, cami ve müzeleriyle şehrin en turistik noktalarından biri. Eskişehir’in en güzel yerlerinden birinde geçmişe güzel bir yolculuk yapmak isterseniz buyurun size yerlisinden Odunpazarı gezisi.
KURŞUNLU’DA MİMAR SİNAN VE USTASINDAN İZLER VAR
İlk durağımız tarihi evler. Bölgenin “Tarihsel ve Kentsel Sit Alanı” ilan edilmesi ve belediyenin de başarılı restorasyon çalışmalarına başlamasının ardından Odunpazarı’ndaki harap evler yenilendi, semt günümüzdeki görünümüne kavuştu. Evlerin büyük kısmı yenilense de arka bölümlerde restorasyonlar sürüyor. Tarihi yapıların bu kadar popüler olmasının nedeni ise mimarileri. Bölgedeki evler, Osmanlı Sivil Mimarisi’nin en güzel örnekleri arasında. Genellikle ahşap hatıllı kerpiçle ya da moloz taşla yapılmış. Üst katları ahşap malzemeyle yapılarak araları kerpiçle doldurulmuş. Günümüzde evlerin bir kısmı halen konut. Diğerleri ise müze, butik otel ve kafe restoran. Mahalle, dar sokakları, bitişik düzen bahçeli evleri, çeşmeleri ve ufak meydanlarıyla sizi geçmişe sürüklüyor.
Kentin önemli tarihi yapılarından Kurşunlu Cami ve Külliyesi de bu bölgede. Osmanlı vezirlerinden Çoban Mustafa Paşa tarafından 1517 -1525 yılları arasında inşaa ettirilmiş. Mimarı hakkında kesin bilgi olmamasına rağmen Osmanlı’da adı bilinen ilk mimarbaşı Acem Ali’nin eseri olduğu tahmin edilmekte. Acem Ali, Mimar Sinan’dan önceki mimarbaşı. Mimar Sinan’ın da Eskişehir’de bir kervansaray yaptırdığı biliniyor. Bunun Kurşunlu’nun içindeki kervansaraylardan birisi olduğu tahmin edilmekte.
Külliye’nin yedi bölümünden biri olan Tabhane, günümüzde Eskişehir Sanatları Çarşısı’na dönüştürülmüş. Başta lületaşı işçiliği olmak üzere hat, ebru, tezhib, kilim halı dokumacılığı ve gümüş işlemeciliği gibi el sanatları yapılıyor, satılıyor. Çarşıdaki küçük atölyelerde sanatçıların çalışmasını izleyebilirsiniz. Lületaşı Müzesi, çarşının karşısında. Giriş ücretsiz. Müzede, Türkiye’de yalnızca Eskişehir’de çıkan lületaşı hakkında bilgi edinebilirsiniz. Sergilenen lületaşından pipolara hayran kalacaksınız. Müze yanındaki bölümde zaman zaman ücretsiz ney dinletileri yapılıyor, dilerseniz burada güzel müzik eşliğinde biraz dinlenebilirsiniz.
ATATÜRK’Ü AĞIRLAYAN KONAK YENİLENDİ
Külliyenin Odunpazarı’na bakan girişinin sağında Sıcak Cam Üfleme Atölyesi solunda ise Cam Sanatları Merkezi bulunuyor. Her ikisinde de üretilen cam obje ve takıların satışı yapılıyor. Son yıllarda popüler olan camdan narların küçükleri 30, büyükleri 50 TL. En pahalı ürün 70 TL.
Külliyeden çıktıktan sonra, yolun karşısına geçiyoruz. Şehrin diğer turistik noktası Atlıhan El Sanatları Çarşısı’na uğruyoruz. 1850'lerde Takattin Bey’in yaptırdığı han 2006’da restore edilip çarşıya dönüştürüldü. İki katlı çarşının dükkanlarında yerel elişi hediyelikler satılıyor.
Sıradaki durağımız soluklanıp bir şeyler atıştırabileceğiniz, bölgenin en güzel yapılarından Osmanlı Evi. Birinci dönem milletvekillerinden Halil İbrahim Efendi’ye ait konak 19’uncu yüzyıl ahşap mimarisinin tipik örneği. Atatürk de misafiri oldu. 2006’da belediyenin restorasyonuyla müze restorana dönüştürüldü.
Odunpazarı’nın tarihi mezarlığı da görülmeye değer. Osmanlı’nın kuruluş yıllarında yaşayan Ahi şeyhi, İslam ilahiyatçısı, Osman Gazi’nin kayın babası ve hocası Şeyh Edebali’ye ait türbe burada. Hikayeyi bilmeyenler için anlatalım: Osman Gazi bir gün gördüğü rüyayı Şeyh Edebali’ye anlatır. Şeyhten kızıyla evlenip, soyundan birçok padişah yetişeceği, birçok devleti bir araya toplayacağının müjdesini alır. Nitekim öyle de olur. Osmanlı İmparatorluğu’nun temelleri atılır. Şeyh Edebali 1326’da vefat eder. Bilecik’teki dergahının zikir odasına defnedilir. Eskişehir’in İtburnu Köyü’nde (Uludere, Tepebaşı) yaşamış ve yaptırdığı zaviyede öğrenci yetiştirmiş Şeyh adına bir türbe de Eskişehir Odunpazarı Mezarlığı’na yaptırılır...
Son durağımız kentin en eski yapısı Alaaddin Camii. Odunpazarı Evleri arasından şehre doğru yürüyerek camiye ulaşabilirsiniz. 1267’de Üçüncü Gıyaseddin Keyhüsrev yaptırmış. Restorasyonlar maalesef yapının Selçuklu mimarisi özelliklerini yitirmesine sebep olmuş. 1944’den 1951’e müze olarak kullanılmış. Eskişehir Arkeoloji Müzesi’nin yeni yapısında hizmete girmesiyle, cami tekrar ibadete açılmış. Caminin yanı başındaki Alaaddin Parkı bugün emekliler parkına dönüşmüş... Turunuzu tamamladıktan sonra dilerseniz burada biraz soluklanabilirsiniz.
Eskişehir’de daha yapılacak çok şey var: Porsuk Çayı’nda gondol turuna çıkabilir, şehrin meşhur çiböreği tadılabilir, Disneyland tarzı şatosu, bire bir ölçülerde korsan gemisi ve Türkiye’nin ilk uzay evine sahip olan Sazova Parkı gezilebilir.
68 sanatçının cam işleri sergileniyor
Odunpazarı Evleri’nin şehre bakan kısımında Türkiye’nin ilk cam müzesi bulunuyor. Çağdaş Cam Sanatları Müzesi 2007’de Büyükşehir Belediyesi, Anadolu Üniversitesi ve Cam Dostları Grubu’nun işbirliğiyle kurulmuş. 58’i yerli, 10’u yabancı 68 sanatçının çalışmaları sergileniyor. Giriş ücretsiz. Pazartesi hariç hir gün açık. Müzede birbirinden güzel cam eserlerini inceleyebilir, hem de tarihi evlerin içini görme şansına sahip olabilirsiniz.