Paylaş
İşte bu konuda fırsat eşitliği yaratmak için çalışan harika bir oluşumdan bahsedeceğim size. ‘Kültür İçin Alan’, İzmir, Diyarbakır ve Gaziantep’teki yerel kültürel ortamı ve sivil toplumu destekleyip ulusal ve uluslararası alanda varolabilmelerini hedefliyor. Özellikle görsel sanatlar ve bu alandaki projelere destek verirken, yerel kurumlar ve sanat alanında üretim yapan profesyonellere de eğitim ve gelişim olanakları sunan Kütlür İçin Alan’ın İzmir Proje Koordinatörü Recep Tuna ile güzel bir sohbet yaptık.
- Kültür İçin Alan nasıl ortaya çıktı? Kimler tarafından oluşturuldu?
- Projemiz Avrupa ve Türkiye arasında, İstanbul ve Ankara’da yoğunlaşan kültürel ve yaratıcı işbirliklerini İzmir, Diyarbakır ve Gaziantep’e taşıyabilmek amacıyla oluştu. Alman Kültür Merkezi (Goethe-Institut) öncülüğünde Hollanda Büyükelçiliği, İsveç Başkonsolosluğu ve Fransız Kültür Merkezi’nin de dahil olduğu bir konsorsiyum tarafından yürütülüyor. Türkiye’den ana ortaklarımız Anadolu Kültür ile İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı. Her üç ilde de yerel yönetimler, kültür ve sanat kurumları, sanatçı inisiyatifleri ve kültür yöneticileriyle yakın iletişim içindeyiz.
- Kültürel anlamda nasıl projeleri destekliyorsunuz? Ne gibi destekler sağlıyorsunuz?
- Projemizin üç temel bileşeni var. İlki ‘mikro-finansman’ dediğimiz hibe programı. Üç ilimizi merkez almak üzere buralardaki projelere maddi kaynak sağlıyoruz. Her yılın başında bir açık çağrı yayınlıyoruz. Başvuru süremiz bu geceyarısı doluyor. Geçen yıl İzmir’den 24 olan başvuru sayısı bu yıl 50’yi aştı. Bundan çok memnunuz. Zira projelerin yeterliliği, gerekliliği ve kalitesi artıyor. Projemizin daha çok karşılıklı öğrenme ve kapasite geliştirme amaçlarına odaklanan diğer iki bileşeni ise ‘Kültür Yönetimi Eğitimi’ ve ‘Kültürlerarası Karşılaşmalar Uluslararası Ziyaret Programı’. Yerelde değerli fikirlere sahip olan, fakat bunları gerçekleştirmek için sistematik bir bilgi ve uygulama tecrübesine ihtiyaç duyan kültür-sanat girişimci ve çalışanlarını Kültür Yönetimi Eğitim programımıza dahil ediyoruz. Geçen yıl IKSV ile İstanbul’da düzenlediğimiz programa İzmir’den de 7 kişi davet edildi. Kasım ayında üç ilden seçtiğimiz 15 kişiyi Berlin ve Amsterdam’daki bir öğrenme ziyaret programına gönderdik.
YARIM MİLYON İNSAN
İLE KÜLTÜREL ETKİLEŞİM
- Bugüne kadar ne gibi projelere imza attınız?
- İzmir, Diyarbakır ve Gaziantep’te toplam 76 projeye destek verdik. Doğrudan temas ettiğimiz izleyici ve katılımcı sayısı 50 binin üzerinde. Sosyal medya istatistiklerimizi de dahil edersek, yaklaşık yarım milyon insan ile etkileşimde bulunduk. Projelerimiz çocuklarla yapılan tasarım ve sanat çalışmalarından başlayıp kentlerin belleklerine uzanan haritalama ve arşivleme faaliyetlerine, çağdaş performans temsillerinden kısa film gösterimlerine kadar uzanan geniş bir yelpazeye yayılıyor. Desteğimiz sadece maddi katkı ile sınırlı değil. Proje ortaklarımızın faaliyetlerini daha etkili bir şekilde yapabilmeleri için görüş alışverişinde bulunuyor, aynı alanda farklı birikimlere sahip kurum ya da girişimlerle iletişim ağlarını geliştirmelerini sağlıyoruz.
İZMİR’İN KÜLTÜR
POTANSİYELİ YÜKSEK
- İzmir ile ilgili ne gibi projeler öne çıkıyor?
- Bugünlerde hepimiz İzmir’in yüksek potansiyelinden bahsediyoruz. Kültür İçin Alan kapsamında öne çıkan projeler de bu durumu kanıtlar nitelikte. Örneğin ekolojik bir sanat yerleşkesi olarak yapılanan K2 Urla Nefes Alanı’nda Ekinoks Günlükleri başlığı altında bir dizi açık hava çalıştayı düzenlenmesine destek olduk. Beden ve doğa ilişkisine odaklanan etkinliklerde çağdaş dans, edebiyat ve müziği birleştirirken başka bir çalışmada ise tasarım fakültesi öğrencileri ile doğaya uyumlu mimari yerleştirmelere yoğunlaştık. Nursaç Sargon’un küratörlüğündeki Monitor adlı video sergileri ise yıl boyunca Pakistan Pavyonu ve Yıldız Sineması gibi sıradışı ortamlarda görsel sanatlar alanında bir canlılık yarattı. Şirince’deki Tiyatro Medresesi’nde civarda yaşayanların katılımıyla bir açık koro programı, Bornova’daki Tiyatro 4 ile ise Colab4 kapsamında yenilikçi çözümlere odaklanan bir tiyatro atölyesi gerçekleştirdik. Bergama Tiyatro Festivali ile Ayvalık Sinema Festivali’ne destek verdik. Almanya, Hollanda, İsveç ve Fransa’dan seçilmiş kısa filmlerden oluşan bir seçkiyi Kısaca Avrupa adı altında İzmirli izleyicilerle buluştururken Kuşçular İlköğretim Okulu öğrencileri ile Atma Kullan başlıklı bir tasarım projesi olan ileri dönüşüm atölyesini gerçekleştirdik. Kentin kültürel nabzını tutan Lokall İzmir Kent Rehberi ile Globlokal sergi ve konser etkinlikleri için işbirliği yaptık. 6x6x6 İzmir projesi ile şehirde 6 rota belirleyip 6 ay içinde birer gün süren 6’şar etkinlik düzenlenmesine katkıda bulunduk. Seferihisar’da gerçekleşen Sanatta Görünürlük Festivali proje olarak yerel medyada bizim de görünürlüğümüze muazzam bir katkıda bulundu. Yılı ise Karaburun, Mordoğan ve Foça’da müzisyen Ezgi Serim ile düzenlediğimiz JazzAegean konser serisi ile kapattık. Daha ne olsun!
Paylaş