Akıllı televizyon alacaklar dikkat!

Akıllı televizyonlar son haline gelene kadar epey evrim geçirdi? Ne noktadayız?

Televizyonlar uzunca bir yol aldı bugüne dek. Kısaca 2000 yıllarına kadar herkesin bildiği tüplü teknolojiyle yola çıkılan bir televizyon dünyası var. 2000’li yıllarda tüplü televizyonlar daha düz ve ince hale geldi, sonra zaten panel teknolojileri başladı. Panel teknolojileri ile de plazmalar girdi hayatımıza, onlar LCD’ye döndüler daha sonra LED oldular. LED’den sonra da aslında 2013 yılına kadar LED üzerine başka bir panel üretilmedi veya yeni bir panel teknolojisi gelmedi ve LED panellerin bir takım türevleri, HD, Full HD, 2013-2014 yıllarında hayatımıza giren Ultra HD teknolojisi ortaya çıktı.

Panel teknolojisi olarak düşündüğümüzde bugün panel teknolojisinin geldiği son nokta OLED. OLED aslında bu manada bir devrim. Çünkü OLED panel teknolojisi manasında birçok devrim içeriyor. Basit manada bu yenilikleri değerlendirecek olursak, LED dediğimiz teknoloji aslında önünde bir panel, arkada da aydınlatma ihtiyacı duyan bir panel. Arkadaki aydınlatma olmadan görüntü almanız mümkün değil. Bunu LED dediğimiz panel teknolojisinde arkadaki küçük ledler sayesinde, ledler paneli aydınlatıyor ve görüntü elde ediliyor. OLED’de farklı olan her pikselin kendini aydınlatması. Bu noktada da iş devrime dönüşüyor. Çünkü her pikselin kendini aydınlatması size, görüntü teknolojisinde biliyorsunuz en büyük gösterge siyahın ne kadar siyah olduğuyla ilgilidir. Her pikselin kendini aydınlatması size dünyanın en iyi siyahını getiriyor. Her piksel kendini aydınlattığı için size sonsuz bir kontrast oranı…

OLED şu an gelinen son nokta mı?

OLED şu an gelinen dünyadaki son nokta. Özellikle bu yılla beraber, 2016 üçüncü çeyrekten sonra o sürece kadar OLED zaten LG tarafından üretilen bir teknoloji, panel olarak. 2016 yılında diğer firmalar da OLED teknolojisine ilgi duymaya başladı. Bu yıl düşündüğümüzde dünyada tek bir marka hariç bütün markalar OLED panel alıp OLED’e yatırım yapıyorlar. Türkiye’deki lokal markalar dahil herkes OLED panel alıp OLED satmaya başlıyor. Bu manada da teknoloji ciddi derecede yaygınlaşacaktır. LG, LG Display tarafı olarak fabrika yatırımı da yaptı bu iş için. Yaklaşık 8 milyar dolarlık bir yatırımla 2018 yılında Kore’de fabrikamız açılıyor bununla ilgili. Otoriteler de 2020 yılında yaklaşık 20 milyar dolarlık bir OLED pazarı bekliyorlar.

Bu işin ekonomi tarafı... Teknoloji tarafına dönecek olursak dediğim gibi sonsuz bir kontrast, her pikselin kendini aydınlatması size bu görüntüde sunulabilecek en iyi kombinasyonu sunmuş oluyor. Bu dediklerimiz dünyadaki birçok otorite tarafından da onaylanmış durumda. Bir takım testlerle elimizde test sonuçları da var.

Bir tüketicinin televizyondan beklenti kısmına geldiğimizde de, genelde bunu dört ana başlık altında sınıflandırıyoruz. Tüketici, en iyi görüntüyü, en iyi sesi, en iyi dizaynı ve son zamanlarda 2013’ten beri dediğimiz gibi hayatımızda olan Smart fonksiyonunun maksimum derecede faydalı ve kolay kullanıma dayalı olmasını istiyor. Bu dört unsuru maksimumda bir araya getirdiğinizde aslında tüketici için en ideal ürünü yaratmış oluyorsunuz. Bunu OLED üzerinden değerlendirecek olursak, OLED görüntü tarafında bahsettiğimiz otoriteler tarafından taktir edilmiş ki sadece 3 ayda 54 ödül aldı. Görüntü teknolojisi HDR da hayatımızda birkaç yıldır. Biz o tarafta HDR’da da aslında dünya genelinde kullanılan HDR10 diye bir format var. Bunu genelde bütün televizyonlarda kullanıyoruz.

Nedir HDR10?

Yani atıyorum ortalama iki saatlik bir içerik varsa bu iki saatlik içeriğin ortalama bir HDR Optimum değerini buluyor ve ona göre ayarlamalarını yapıyor. Ama HDR Dolby Vision dediğimiz bizimki Dolby Vision da destekliyor. Dolby Vision HDR her kare için ayrı bir HDR ayarlaması yapıyor. Sürekli aktif bir HDR ayarlaması söz konusu, içerik boyunca. Bunu destekleyen şu an için sadece LG. Bu işin görüntü tarafı, OLED teknolojisi ve HDR Dolby Vision’ı bir araya getirdiğinizde görüntüde en iyiyi sunabiliyorsunuz. İkinci taraf ses... Seste de biz bu yıl Dolby Atmos kullanmaya başladık. OLED ürünlerimizde yine tüm o yeni model OLED’lerde Dolby Atmos var. Dolby Atmos çok basit manada size ses ötesini sunabilen ve kaliteli sinema salonlarında kullanılan, Türkye’de şu an bildiğimiz kadarıyla sadece 3 tane sinema salonunda Dolby Atmos kalitesinde ses sistemi kalitesinde yayın yapıyorlar. Biz de diyoruz ki bu sinema deneyimini evlerinize getiriyoruz LG OLED TV ile çünkü şu an TV teknolojisinde sadece LG’nin OLED televizyonlarında Dolby Atmos teknolojisi var.



Gerçekten fark ediliyor mu ses peki?

Bu ses teknolojisi her taraftan, komple yukarıdan aşağıdan sizi sarmalayan bir ses sunuyor ve burada da hareket eden nesne yönelimli dediğimiz sinemada kullanılan son teknoloji ortaya çıkıyor. Gelenleri test de ettiriyoruz, ofisimizde de var.

Webos’un 3.5 olan sürümünü şu an yeni modellerimizle birlikte sunuyoruz. Burada, Smart televizyonda kullanıcının en büyük beklentisi kullanım kolaylığı çünkü bir televizyondan bir bilgisayar işlevi beklemek veya işlerinizi o manada, onun üzerinden yapmaya çalışmak, bir kumanda üzerinden yıllardır zaten firmaların üzerinde çalıştığı bir konu. Ama bundan daha önemlisi de işin güvenlik tarafı. Bilgiler toplanıyor, kameralar üzerinden evler gözetleniyor diye haberler yapıldı. Orada ilk defa biz bu yıl bununla ilgili yeni Webos 3.5 sürümümüz güvenlik sertifikasına sahip. Dolayısıyla tüketiciler yeni Smart modellerimizi çok rahat bir şekilde banka şifrelerini girme noktasında dahi kullanabilirler. Öbür tarafta kullanım kolaylığı noktasında da işte bu yıl telefonlarda olduğu gibi hızlı ulaşım tuşları, hızlı içeriklere ulaşmak adına bir takım ekstralar mevcut. 

Fiyatlar için ne diyorsunuz mesela? Biraz cepler yanmadı mı?

Biraz bütçe noktasında insanlara pahalı gelebilir ama televizyonu düşündüğünüzde televizyon aslında uzun süreli dayanıklı tüketim grubu arasında olan bir ürün ve şu an süreler kısalsa da hala değişim süreleri 6 ila 7 yıllar arasında değişiyor. Bu süreli bir yatırım olarak düşündüğünüzde ve en iyisini istiyorsanız bu açıdan baktığınızda aslında ederi olan bir ürün, koyulan fiyat seviyesi olarak baktığınızda da. Özellikle hatırlarsanız siz de teknoloji ile ilgilisiniz, 2010-2011 yıllarında da televizyon işi büyük bir değişim içine girmişti aslında, işte yavaş yavaş Ultra HD’leri duymaya başlıyorduk, LED paneller hani çok işin içine girmişti, Full HD duymaya başladık, 3D televizyonları duymaya başladık. O günden bu güne düşünürsek o dönem televizyon alanların şimdi değişim dönemleri de geldi, dolayısıyla o da zaten Türkiye’de ve dünyada değişim pazarı artık çok büyük bir pazar. Türkiye’de yaklaşık 20 milyon hane var, düşündüğümüzde. Bu 20 milyon hanede bulunurluk LCD bulunurluk oranları, düz panel bulunurluk oranları hala yüzde 55-60 seviyelerinde. Ama bunu daha da yukarılara çıkarmak mümkün gibi görünmüyor.

Diğer pazarlara göre Türkiye’nin durumu nedir sizce peki? Özellikle ekleyeceğiniz bir şey var mı?

Türkiye aslında artık geçmişteki gibi işte Avrupa’da veya dünyada gördüğünüz teknolojilerin çok geç geldiği, işte “X” gelişmiş ülke diye tabir edilen ülkede satılan şeyin bir yıl sonra geldiği bir ülke değil. Biz aslında globalde özellikle televizyonda MPI yeni ürün sezonu dediğimiz sezonu neredeyse dünyayla beraber açıyoruz. Amerikayı dışarıda bırakırsak eş zamanlı açıyoruz. Ama onunla da 2-3 aydan fazla bir fark yok. O manada dediğim gibi burada amaç en iyi teknolojiyi tüketici ile buluşturmaksa bütün dünyayla eş zamanlı Türkiye’de de onu gerçekleştirmeye çalışıyoruz.

Tüketici genelde televizyon alırken, tabi ortalama bir tüketiciden bahsediyorum, en çok televizyonda neye dikkat ediyor mesela?

Yani tamamı için bilinçli olduğunu söylemek mümkün değil. Burda zaten şirketlerin misyonlarından biri de tüketiciyi bilinçlendirmek noktasında da birçok şey yapma gayreti içindeyiz. Burda tek bir şey söylemek mümkün değil, sadece şuna dikkat ediyorlar, insanların ilk aklına gelen şey tabii ki görüntü kalitesi. Görüntüde de insanların kafası karışıyor, çünkü çok seçenek oluşmaya başladı. Bu manada biz bu dört unsuru her zaman ön planda tutmak ve tüketicinin de bu dört unsura göre karar vermesini sağlamaya çalışıyoruz. Bizi veya başkasını tercih etmek tabii ki son noktada tüketicinin tercihi. Ama bilinçli bir tüketici eğer yeni bir televizyon alacaksa mutlaka ve mutlaka bu dörtlü kombinasyona dikkat etmek durumunda diye biz ifade etmeye çalışıyoruz. Bunun dördünden de maksimum seviyede geri dönüş alabiliyorsanız zaten en iyisini aldınız demektir.

TELEVİZYON SATIN ALIRKEN NELERE DİKKAT ETMELİ?

Şimdi en başından geçerli tek en önemli unsurlardan biri izleme mesafesi. Dolayısıyla tüketiciler bulundukları, oturacakları odaya veya salona göre, ayarladıkları mesafeye göre mutlaka buna dikkat ediyorlar. Ve genelde de birçoğu bu beklenti ile geliyor. Şu kadar metrekarelik bir salonum var, görüş mesafem işte 4 metre, 5 metre veya 3 metre gibi daha çok bu soruyla geliyorlar. Ama özellikle Ultra HD teknolojisine geçildikten sonra bu görüş mesafesi konusu da önemini yitirdi. Çünkü Ultra HD teknolojisine geçilmesiyle birlikte piksel yoğunluğu çok arttığı için yakın mesafeden çok eski televizyonları seyrettiğimizde o piksel oynamalarını görebilirsiniz. Çok doygun değildir, o yüzden mesafenin biraz daha doygun olması gerekir. Ama Ultra HD’lerde bu yoğunluk çok fazla arttığı için aslında mesafeler de o manada önemini yitirmiş durumda. Yine de önemli bir unsur hani işte 4 metre izleme mesafesi olan bir yere 85 inç bir televizyon almak da bir süre sonra keyif noktasında tüketiciye yeterli hazzı vermeyecektir, bu manada bu bir unsur olabilir.



Onun dışında da dediğim gibi yine dönüp dolaşıp şunu söylemek gerekecek görüntü kalitesine, ses kalitesine dikkat edin. Kadınlar dizayna çok önem veriyorlar kullandıkları yerde. Bir de eğer evde internet bağlantısı varsa, internet kullanılıyorsa evin içinde mutlaka smart özelliğine de dikkat etmek gerekiyor. Kullanıcı dostu bir arayüz ve güvenlik konusu o manada önemli. Ben tüketici olsam veya bana sorduklarında marka bağımsız ben arkadaşlarıma, çevremdeki insanlara bunu söylüyorum. Lütfen görüntüsünü test edin, yani iyi bir genelde işte biz de demolar yapıyoruz normal bir görüntüde de mutlaka seyretmeye çalışın, iki sesini mutlaka test edin, üç salonunuza uygun bir şekilde dizayn olup olmadığına dikkat edin ve eğer internet bağlantınız varsa ve internetini kullanmak istiyorsanız mutlaka kullanım kolaylığına ve güvenlik tarafına da işin dikkat edin.

Çünkü insanlar artık bir de şuna döndü, iş evlerinde smart fonksiyonu kullanan insanlar sevdikleri dizilerin kaybettikleri bölümlerini, işte sabaha karşı yayınlanan bir basket maçını gibi gibi artık bunları yani Netflix gibi içerikleri ve bunları smart fonksiyonundan seyrediyorlar. Ve bu da aslında ciddi bir kolaylık baktığınızda. İşte insanların çok ciddi bir takip ettiği biri var smart özelliği sayesinde girip aynı kalitede ve hatta reklamları atarak aynı bölümü, aynı diziyi seyredebiliyorlar, o an Facebook’a bağlanabiliyorlar, o an banka ile ilgili işleri olabiliyor gibi gibi. Televizyonun cep telefonlarının direkt televizyona bağlanma… Detaya girersek zaten boğuluruz çok detay var ama gerçekten artık televizyonlar akıllı bir hale dönüşmüş durumda, beyaz eşyalar gittikçe akıllanıyor, cep telefonları zaten son on yıldır akıllı. 

APPLE'DAN KIPKIRMIZI İPHONE 7!