* Yarışmada az da olsa tanıdık ama sizlerden kendinizle ilgili biraz daha detay istesek...
- Amine Gülşe: İsviçre’de doğdum ve orada büyüdüm. 21 yaşındayım, dokuz aydır İzmir’de yaşıyorum. Annem İzmirli ve emekli öğretmen. Babamın kökeni ise Kerküklü Türkmenlere dayanıyor. Babam kendi kurduğu firmada çalışıyor. Bir de benden üç yaş büyük bir abim var.
* “Amine” ne demek?
- Amine Gülşe: Peygamberimizin annesinin adı. Bu adı bana babam koydu.
- Dilan Çiçek Deniz: Sivas’ta doğdum ama Antalya’da büyüdüm. 19 yaşındayım. Şu an Ege Üniversitesi’nde turizm rehberliği bölümünde okuyorum. Annem de babam da öğretmen. Tek çocuğum ama çok sevdiğim bir köpeğim var.
- Aybüke Pusat: Ben de 19 yaşındayım, Ankaralıyım. Annem ve babam emekli bankacı. İki abim var. Biri benden 18 ay büyük, diğeri ise 9 yaş. Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı Bale Bölümü’nde okuyorum. Aynı zamanda Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümü öğrencisiyim.
- Gizem Koçak: İzmir’de yaşıyorum, aslen Adanalıyım, 18 yaşındayım. Annem ve babam emekli. Bir kız kardeşim var. Çocuk gelişimi okuyorum. Oyunculuk eğitimi aldım ve şarkı söylemeyi çok seviyorum.
* Yarışmaya katılmaya nasıl karar verdiniz?- Amine Gülşe: Küçüklüğümden beri güzel bir kız olduğumu söylüyorlardı. Yakın arkadaşlarım da ailem de bir şeyler yapmam gerektiğini düşünüyordu ama benim modellik ya da oyunculuk yapmak gibi bir düşüncem yoktu. Türkiye’ye taşındıktan sonra televizyonda “Yok böyle heyecan, varsa söyle” sloganlı bir reklam gördüm ve o heyecanı yaşamak istedim. Anneme sordum, bana tam destek verdi. Ardından abime danıştım. O da arkamda olduğunu söyleyince yarışmaya katılmaya karar verdim. Bu anlamda en büyük destekçim onlardı.
- Dilan Çiçek Deniz: Çok uzun zamandır bu yarışmaya katılmayı istiyordum, hatta bunun için 18 yaşıma girmeyi bekliyorum. 18 yaşıma girdiğim yıl üniversiteye başladım, o yüzden şansımı bir yıl sonra denemeye karar verdim. Ailem ve arkadaşlarım da destekledi. Ama yarışmaya katılmamdaki en büyük amaç bazı önyargıları kırmaktı. Birçok kişi güzel kızların çok akıllı ya da yetenekli olamayacaklarını düşünür. Ben hem donanımlı hem de güzel olduğumu ispat etmek istedim. Bu anlamda diğer genç kızlara da örnek olmak istiyorum.
- Aybüke Pusat: Yarışmaya katılmam için arkadaşlarım çok ısrar etti. Bu düşüncemi sonra annemle paylaştım, o da bana destek verdi. Ancak babam önceleri pek sıcak bakmadı, biraz zor ikna oldu.
- Gizem Koçak: Yarışmaya katılmam için beni cesaretlendiren kişi, babam... Hatta başvuru formumu bile o doldurdu. Nedense ben kendimi hazır hissetmiyor, biraz daha büyümeyi bekliyordum.
KAMP DÖNEMİ ÇOK DİSİPLİNLİYDİ
Kamp süreciniz nasıl geçti?- Amine Gülşe: İlk olarak 4 bin kız arasından 250 kişiye düştük. Bir sonraki elemeyle de 23 kişiye indik. Çok stresli bir dönemdi tabii... Çok güzel kız vardı, ilk 20’ye kalıp kalamayacağımızı çok merak ediyorduk. Dışarıdan bakanlar biz yarışmacıların çok rahat olduğunu sanıyorlar; otelde kalıyorlar, makyaj yaptırıyorlar, öylesine vakit geçiriyorlar... Oysa hiç de öyle değil. Çok disiplinli bir kamp dönemi geçirdik.
- Dilan Çiçek Deniz: İlk 23’e kaldığımı öğrendiğimde biraz rahatladım ama kim olduğunu bilmediğimiz üç kişi yedekti. Dolayısıyla ilk 20’ye kalma stresini birkaç gün daha yaşadık. Kamp çok güzel geçti ama gerçekten çok disiplinli. Yataktan kalktığımız andan itibaren tekrar uyuyacağımız ana kadar her şey planlıydı. Her yere özel korumalarımızla gidiyorduk.
Neden, diğer kızlardan zarar görmemeniz için mi?- Dilan Çiçek Deniz: Yok, değil (gülüyor). Başkaları fotoğraflarımızı çekmesin, yanımıza yaklaşmasınlar diye.
- Aybüke Pusat: Bu ortamda gerçekten güzel arkadaşlıkların kurulabileceğini tahmin etmezdim. Sonuç olarak hepimiz rakibiz ama biz birbirimizi takım arkadaşı olarak gördük. Yarışma sırasında ellerimizi üst üste koyup “Miss Turkey” diye bağırdığımız anda hepimizin tüyleri diken diken oldu. Birbirimizin arkasını her zaman kolladık. Birimiz ağlarken diğerimizin gülmesi mümkün değildi.
SÖNÜK KALDIĞIMI HİSSETTİM
* Diğer kızları gördüğünüzde neler hissettiniz? “Ben bunların arasında çok iyiyim” mi dediniz yoksa “Bu kızların arasında hiç şansım yok” mu?- Amine Gülşe: Gerçekten çok güzel kızlar vardı. İlk başta diğer kızların arasında dönük kaldığımı bile hissetmiştim ama günler geçtikçe çok iyi arkadaş olmaya başladık. Birbirimizi rakip olarak görmedik, aramızda çok güzel bir bağ oldu. Samimiyet olmasaydı finalden sonra sergilenen tavırlar farklı olabilirdi.
* Yarışma sırasında “seçilemeyeceğim” korkusu oldu mu?
- Aybüke Pusat: Burada olmak bile bir hayaldi benim için. İlk 20’ye kaldığımda üç gün bunu idrak edemedim. Aklım bir karış havadaydı, karşımdakini dinliyordum ama duymuyordum. Şu an ilk dörde girdiğime bile inanamıyorum. Arkadaşlarıma dönüp “Bu taç benim mi?” diye soruyorum. Ayrıca bizi sadece dış görünüşümüz için seçmediler. Eğitimimize, karakterimize, yeteneklerimize, duruşumuza kadar birçok unsuru göz önünde bulundurdular. Türkiye’ye güzellik yarışmasının yüzeysel bir şey olmadığını anlatmamız gerekiyor.
- Gizem Koçak: İlk elemelerde “ya seçilmezsem” korkusunu yaşadım çünkü inanılmaz güzel kızlar vardı.
* Kendinizi Berrak Tüzünataç’a benzetiyor musunuz?
- Gizem Koçak: Beni görenler çok benzetiyor ama ben benzetmiyorum. Onun yüzü daha farklı, ayrıca onun gözleri orijinal, benimkiler lens.
* Derece bekliyor muydunuz?
- Amine Gülşe: Kendime güveniyordum ama diğer kızları da çok güzel buluyordum. Yine de hayalimde birincilik vardı.
- Dilan Çiçek Deniz: Dereceye girmeyi çok istiyordum ama emin değildim.
- Aybüke Pusat: Hiç beklemiyordum. Herkes kendisini çok iyi yetiştirmiş, neredeyse hiçbir açığı yoktu. Bu yüzden büyük sürpriz oldu. Hatta adım açıklandığında sanki başka biriymiş gibi ben de alkışlamaya başladım.
Gizem Koçak: Ben de beklemiyordum. Benim için önemli olan o havayı solumaktı.
BU TACIN YÜKLEDİĞİ MİSYON ÇOK AĞIR
* Türkiye’nin en güzel kızları olmak nasıl bir duygu?
- Amine Gülşe: Çok büyük bir gurur, onur verici.
- Aybüke Pusat: Taşıdığımız tacın bize yüklediği misyon çok ağır. Ama bize güvenebilirsiniz.
* Yurt dışında ülkemizi “Miss World”, “Miss Universe”, “Miss Earth”, “Miss International” yarışmalarında temsil edeceksiniz. Dereceye girmeyi umuyor musunuz?
- Amine Gülşe: Ülkemi en iyi şekilde temsil edeceğime inanıyorum ve kendime çok güveniyorum. Hedefim Azra Akın gibi ülkeme birincilik getirmek. Kendime inanıyorum çünkü hem hırslıyım hem de arkamda çok güçlü bir ekip var.
- Dilan Çiçek Deniz: Miss Universe’e katılacağım için çok mutluyum. Elimden gelenin en iyisini yapacağım. Serenay Sarıkaya, Berrin Keklikler, Çağıl Özge Özkul’u çok beğenirdim, onlarla aynı yarışmaya gitmek gurur verici.
- Aybüke Pusat: Hepimizin amacı ülkemizin ismini duyurmak.
Atatürk yolunda ilerleyen çağdaş Türk kadınları olarak ülkemizi en iyi şekilde temsil edeceğiz.
- Gizem Koçak: Miss International’da elimden geleni yapacağım, umarım hayırlısı olur.
* Yarışmada dereceye giremeseydiniz hayatınıza nasıl yön vermeyi planlıyordunuz?
- Amine Gülşe: Türkiye’nin dört bir tarafını dolaşıp fotoğraf çekmek gibi bir hayalim var. Herhalde onu yapardım.
- Aybüke Pusat: Okulum devam ederdim, zaten şu an balerin adayıyım. Sonra da bir okul kurup çocuklara bale öğretirdim.
- Gizem Koçak: Modelliğin peşini bırakmazdım. Hem eğitimime devam eder hem de hedefim doğrultusunda adımlar atardım.
* Genelde tescilli güzeller ilerleyen yıllarda ya oyuncu oluyor ya da sunucu... Sizin böyle hayalleriniz var mı?
- Dilan Çiçek Deniz: İsmail Baha Sürelsan Konservatuvarı’nda üç yıldan beri oyunculuk eğitimi alıyorum. Liseler arası tiyatro yarışmasında başrol oynadım ve “En iyi genç oyuncu” ödülünü aldım. Bunun dışında şiir yazmayı çok seviyorum. Annem şiirlerimi şair Şükrü Erbaş’a okuttu. Şükrü Bey şiirlerimi çok beğendi, yayınlanması için ön ayak oldu. Böylece 16 yaşımdayken bir şiir kitabım çokto. O günden beri her yıl kitap fuarlarında imza günlerim oluyor. Şiir yazmaya devam ediyorum, hatta ikinci şiir kitabımı hazırlıyorum. Gerçi bu sıralar yeraltı edebiyatını incelemeye başladığım için yazı tarzım biraz denemeye kaydı. İlerleyen yıllarda yazı ve oyunculuk ilk hedefim.
- Amine Gülşe: Daha önce aklımda modellik ya da oyunculuk yoktu. Bu aşamadan sonra da yarışma boyunca bana yol gösteren kişilerin yönlendirmeleri doğrultusunda hareket edeceğim.
- Aybüke Pusat: İnsan ne iş yaparsa yapsın, o işte en iyisi olması gerektiğine inanırım. Bu yüzden yarışmadan sonra yoluma nasıl devam edersem edeyim en iyi şekilde olacağını söyleyebilirim.
- Gizem Koçak: İlk hedefim eğitimimi tamamlamak. Ondan sonra oyunculuk ve modellik yapmak istiyorum.
AYAKLARIMIZ GÜZEL DEĞİL
* “Her güzelin bir kusuru vardır” derler... Siz ne düşünüyorsunuz?- Amine Gülşe: İnanılmaz inatçıyımdır, beni ikna etmek oldukça zordur. Bunun dışında ayaklarımı beğenmiyorum.
- Dilan Çiçek Deniz: Obsesif kompulsifim, bir şeye taktığımda kendimi çok sıkarım. Bunun dışında dişlerimi pek beğenmem.
- Aybüke Pusat: Bale yaptığım için ayaklarımda sürekli yaralar olur. Bu yüzden ayaklarım biraz çirkin ama bu çirkinlik hayatımı adadığım mesleğimden dolayı olduğu için onlarla gurur duyuyorum.
- Gizem Koçak: İnanılmaz derece sabırsızımdır. Fiziki olarak ben de ayaklarımı beğenmem.
ONLAR HANGİ MODELLERİ BEĞENİYOR?
* Yarışmaya katılmadan önce en çok hangi modeli beğenirdiniz?
- Amine Gülşe: Miranda Kerr...
- Dilan Çiçek Deniz: Azra Akın...
- Aybüke Pusat: Model olmayı düşünmediğim için bugüne kadar böyle bir beğenim olmadı.
- Gizem Koçak: Tülin Şahin...