Noyan Doğan

İşte tamamlayıcı emeklilik sisteminin detayları

4 Mart 2024
Tamamlayıcı emeklilik ne zaman başlayacak, kimleri kapsayacak, tüm çalışanlar sisteme dahil edilecek mi, kıdem tazminatını etkileyecek mi? Bunlar son günlerde okuyuculardan aldığım sorular.

Bir süredir tüm kesimler tamamlayıcı emeklilik üzerine tartışıyor, tartışmalar da kamuoyuna yansıyor. Yansıyınca da özellikle çalışan kesimin kafasında soru işaretleri ve tedirginlik oluşuyor. Neden? Çünkü tartışma tamamen kıdem tazminatı üzerinden yürüyor. Tamamlayıcı emeklilik denilir denilmez, belirli kesimlerden hemen ‘kıdemime dokunma’ tepkisi geliyor. Şimdilik bilindiği kadarıyla, tamamlayıcı emeklilik konusunda okuyuculardan gelen sorulara cevap vermeye çalışayım.

Bu yılın sonunda ya da en geç 2025’in başlarında tamamlayıcı emeklilik sistemine geçilecek. Peki, sistem nasıl işleyecek? Bugün Bağ-Kurluların dışında her çalışan, işvereni tarafından zorunlu olarak bireysel emeklilik sistemi kapsamındaki otomatik katılım sistemine dahil ediliyor ve çalışanın aylık maaşının yüzde 3’ü sisteme aktarılıyor. Devlet de çalışanın maaşından kesilen tutar üzerinden yüzde 30 katkı sağlıyor. Bu sistemde işverenin ise hiçbir katkısı bulunmuyor. Çalışan istediği zaman sistemden çıkabiliyor. Yani giriş zorunlu, çıkış serbest.

İŞVEREN KATKISI GELİYOR

Kısa adı TES olan, tamamlayıcı emeklilik ile kurgulanmak istenen sistemde, çalışanlar işverenleri tarafından yine sisteme zorunlu olarak dahil edilecek. Yeni sistemin bugünkü uygulamadan iki farkı olacak. Birincisi ve en önemlisi, artık işveren de katkı yapacak. İşveren katkısının tutarı henüz net değil ama genel kabul gören oran yüzde 3. Uzmanlar, sistemin başlarında bu oranın yüzde 1 de olabileceği, ancak zamanla yüzde 3’e çıkması gerektiği konusunda hem fikir. İşveren katkısının yüzde 3 olduğu varsayımından örnekleyecek olursak; bugün asgari ücretli bir çalışan, tamamlayıcı emeklilik sistemine girdiğinde maaşından 600 lira kesilecek, işveren 600 lira katkı yapacak, devlet de 180 lira katkı sağlayacak, böylece çalışanın sadece bir aylık birikimi 1.380 lira olacak.

KIDEM TAZMİNATI ETKİLENECEK Mİ?

İkinci önemli fark, tamamlayıcı emeklilikte çıkışlar serbest olmayacak. Emeklilik sistemi olduğu için tamamlayıcı emekliliğe giren, belirli şart ve koşulları sağlayana kadar sistemde kalıp, emekliliği için biriktirecek. Peki, sonunda ne olacak? Çalışan sosyal güvenlik sisteminden emekli olduğunda tamamlayıcı emeklilik sisteminden de emekli olacak; hem SGK’dan emekli aylığı alacak hem de tamamlayıcı emeklilik sisteminden aylık ya da isterse toplu para alacak. Buradan da anlaşılacağı üzere tamamlayıcı emeklilik, sosyal güvenlik sisteminin alternatifi olmayacak; çalışanın emekli olduğunda maaşını tamamlayacak.

Gelelim o kritik konuya; kıdem tazminatına. Tamamlayıcı emeklilik, sosyal güvenlik sisteminin alternatifi olmayacağından, sosyal güvenliğin yerini almayacağından, sadece çalışana emekliliğinde ek gelir sağlayacağından; kıdem tazminatı ile de uzaktan yakından ilgisi olmayacak. Kıdem, İş Kanunu kapsamında çalışanın hakkı ve bu hak çalışan, işveren, sosyal güvenlik sistemi çerçevesinde devam edecek. Tamamlayıcı emeklilik ise bundan tamamen ayrı yürüyecek.

YENİ SİSTEME

Yazının Devamını Oku

Bağ-Kur’lu esnafa erken emeklilik imkânı

29 Şubat 2024
BİR süredir okuyuculardan Bağ-Kur’luların prim gün sayılarının düşürülmesine yönelik yapılacak düzenleme hakkında çokça soru alıyorum.

Okuyucular, ‘düzenleme ne zaman olacak, tüm Bağ-Kur’luları kapsayacak mı, prim gün sayımız SSK’lılarla eşitlenecek mi?’ diye soruyor.

Sorularda haklılık payı var, çünkü önümüzdeki dönemde sosyal güvenlik alanında yapılacak iki düzenleme var. Biri, ev kadınlarının sosyal güvenlik sistemine dahil edilip, prim ödeyerek emekli olabilmeleri; diğeri ise Bağ-Kur’luların prim gün sayısının SSK’lılarla eşit hale getirilerek, erken emeklilik hakkının tanınması. Her iki düzenleme de aynı anda yapılacak. Nitekim Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Bağ-Kur’luların emekli olabilmeleri için yapılacak düzenlemenin Orta Vadeli Planda hayata geçirileceğini açıkladı.

9 BİN GÜN PRİM ÖDÜYORLAR

Bugünkü uygulama kapsamında Bağ-Kur’lu erkek çalışanlar 25 tam yıl çalışıp, 9 bin prim ödeyip, 60 yaşında emekli olabiliyor. Kadın Bağ-Kur’lular ise 20 yıl çalışıp, 7 bin 200 prim gün ile 58 yaşında emekliliğe hak kazanıyor. Yaştan dolayı emeklilik (kısmi emeklilik) için de kadın ve erkek çalışanlar 15 yıl (5 bin 400 prim gün) çalışıp, erkekler 55, kadınlar ise 50 yaşında emekli olabiliyor. Mayıs 2008 sonrası Bağ-Kurlu olanlar ise kadın ve erkek fark etmiyor, 9.000 gün prim ödemeleri halinde ilk sigortalı olduğu tarihe göre 60 ila 65 yaş arasında emekli olabiliyor.

SSK’lı çalışanlarda ise durum farklı. 1999-2008 arası sigortalı olan erkekler 7000 prim gün ve 60 yaşında; kadınlar ise 7.000 prim gün ve 58 yaşında emekliliğe hak kazanıyor. 2008 sonrası sigortalı olanlar ise kadın ve erkek 7.200 gün prim ödeyerek, 65 yaşında emekli olabiliyor.

5 YIL ERKEN EMEKLİ OLUNACAK

Buna göre, Bağ-Kur’lu çalışanlar, SSK’lılara göre 1.800 gün, yani 5 yıl, daha fazla prim ödeyip, daha geç emekli oluyor. Yapılacak yeni düzenleme ile SSK’lılar ile Bağ-Kur’luların prim günleri eşitlenecek. Bağ-Kur’luların prim gün sayısı 9 bin günden, 7 bin 200 güne düşecek ama yaş şartı değişmeyecek. Böylece 7 bin 200 prim gün sayısını tamamlayan Bağ-Kurlular kadın ise 58, erkek ise 60 yaşında emekli olacak. Bu da şu anlama geliyor, Bağ-Kur’lular, 1.800 gün daha az prim ödeyip, 5 yıl daha erken emekliliğe hak kazanacak.

Yazının Devamını Oku

Kısa çalışma ödeneğinin şartları değişti

28 Şubat 2024
Soru: Çalıştığımız işyeri kısa çalışma uygulamasına başvuracağını açıkladı. Bize gerekçelerini söylemedi. Henüz başvuru yapmadı. Önümüzdeki günlerde müracaat edecekmiş. İşçi çıkarımı yapmayacağı açıklandı ama bize söylenen bazı çalışanların ödenekten yararlanamayacağı. Şirketin muhasebecisi ise şartların değiştiğini söylüyor. Ben bir yıldan biraz fazladır şirkette çalışıyorum. Bu durumda maaş alabilecek miyim? Ebru T.

Cevap: Kısa çalışma ödeneğinin şartları bu yılın başında yapılan düzenleme ile değişti.

Kısa çalışma ödeneğinden yararlanılabilmesi için çalışanın kısa çalışmanın başladığı tarih itibarıyla son 120 gün hizmet akdine tabi olması ve son üç yılda en az 600 gün süreyle prim ödeme şartlarını taşıması gerekiyor. Yeni düzenleme ile sigortalının kısa çalışma ödeneğine hak kazanabilmesi için, kısa çalışma başlama tarihinden önceki son 120 gün hizmet akdine tabi olması ve son üç yılda en az 450 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olması gerekir. Kısa çalışma ödeneğine yönelik yapılan yeni düzenleme ile kısa çalışma ödeneği olarak ödenen süreler, kısa çalışma başlama tarihinden itibaren üç yıl içerisindeki çalışanın işten çıkarılması halinde yapılacak işsizlik ödeneği ödemelerine ilişkin hak sahipliği sürelerinden de düşülecek.

BORÇLANARAK EYT’DEN EMEKLİ OLURSUNUZ

Soru: Sigorta başlangıcım Haziran 1998. Ağustos 1998’de askere gittim. Askerlik borçlanması yapıp, EYT’den faydalanarak, emekli olabilir miyim? Hasan C.

Cevap: İlk sigortalı olduğunu tarih 9 Eylül 1999 öncesi olduğu için EYT’den yararlanıyorsunuz. Erkek çalışanlar için 25 çalışma yılını ve ilk sigortalı olduğu tarihe göre 5000 ila 5975 prim günü doldurmaları halinde yaşa bakılmadan emekli olabiliyor. Prim gün sayınız eksikse askerlikte geçirdiğiniz süreyi borçlanarak, prim gün sayınızı tamamlayarak, EYT’den emekli olabilirsiniz.

TAZMİNATINIZ YENİ TUTAR ÜZERİNDEN HESAPLANACAK

Soru: Mart başında emekliliğe hak kazanıyorum. Bu tarihte emekli olduğumda kıdem tazminatım hangi tutar üzerinden hesaplanacak? Çalıştığım işyeri geçen senenin sonundaki tazminat üzerinden de hesaplayacak? Veli S.

Cevap:

Yazının Devamını Oku

Trafik sigortasında yeni düzenleme kimi, nasıl etkileyecek?

26 Şubat 2024
Birkaç gündür okuyuculardan, trafik sigortası ile ilgili soru yağmuruna tutuluyorum.

“Trafik sigortasında yeni dönem başlamış, platform kurulmuş, bu işten bir şey anlamadık, bizi etkileyecek mi, fiyatlar artacak mı?” benzeri çokça soru alıyorum. Tüketicinin kafasının karışması normal, çünkü 19 Şubat’ta uygulamaya giren düzenleme kamuoyuna ‘trafik sigortasında yeni dönem’ şeklinde lanse edildi.

Doğru; trafik sigortasında yeni bir düzenleme yapıldı, uygulamaya da girdi ama bunun fiyat artışı ile bir ilişkisi yok. Hatta düzenlemenin tüketici ile de direkt ilgisi de yok. Yeni uygulamanın detayına geçmeden önce kısaca sürücülerin prim artışı ile ilgili endişelerine açıklık getireyim.

MARTTA YÜZDE 5 ARTIŞ

Sene başında yapılan düzenleme ile sigorta şirketlerine 1 Ocak 2024 tarihinden itibaren trafik sigortası primlerini her ay yüzde 5 artırma hakkı tanınmıştı. Sonrasında Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK), yetkisini kullanarak prim artışını önce ocak ayında, ardından da şubat ayında yüzde 10’a çıkardı. Mart ayında ise SEDDK bu yetkisini kullanmayacak; prim artışı yüzde 5 olacak. Yani, sigorta şirketleri, mart başında, trafik sigortası primlerini, şubat ayına göre sadece yüzde 5 artırabilecekler.

10 DAKİKADA POLİÇE DÜZENLENECEK

Gelelim, trafik sigortasında yeni dönem denilen düzenlemeye. Trafik sigortaları için Teklif Platformu adı altında bir platform kuruldu, 19 Şubat’ta da uygulamaya girdi. Platform ne işe yarayacak? Bazı sigorta şirketleri özellikle riskli sürücüleri sigortalamak istemiyorlardı, bundan dolayı da sigorta aracıları bu sürücüler için sigorta yaptırmakta zorluk çekiyordu. Platform bunun için kuruldu. Şirketler, riskli sürücülere trafik sigortası yapmazsa, sigorta aracısı, platforma girecek ve platform üzerinden 10 dakikada trafik poliçesi düzenlenecek. Platformda trafik sigortası teklifi vermekten kaçınan sigorta şirketi olursa da SEDDK, bu şirketlere yönelik yaptırım uygulayacak.

TÜKETİCİ TEDİRGİN

Olay bu kadar basit. Vatandaşı ilgilendiren tarafı var mı; yok. Peki, neden ihtiyaç duyuldu? Açıkça söylemek gerekirse, bazı sigorta aracıları bunu istedi; SEDDK da, düzenleme yaptı ama bu işten ne aracılar ne de sigorta şirketleri mutlu oldu. Peki, sürücüler trafik sigortası yaptıramıyor mu? SEDDK Başkanı Davut Menteş, geçtiğimiz günlerde katıldığı bir toplantıda “Günde 120 bin trafik poliçesi düzenleniyor. Geçen yıllarda da aynı sayıda poliçe düzenleniyordu, bugün de aynı sayıda poliçe düzenleniyor” diyerek, trafik poliçesi düzenlenmesinde sorun olmadığını açıkça ortaya koydu.

Yazının Devamını Oku

Tazminat düşük kaldı madenlerin denetimi durdu

22 Şubat 2024
Pazartesi günkü Hürriyet ekonomi sayfalarında yer alan ‘O madenin sigortası yokmuş’ başlıklı haber sonrası maden çalışanlarından sendikasına, sigortacılardan eksperlere, maden çalışanlarının ailelerine kadar birçok kesimden tepkiler aldım.

Haberin konusu neydi; kısaca değineyim. Haberde, Anagold Madencilik şirketine ait Çöpler Madeni’nin yer üstü altın madeni olması nedeniyle zorunlu sigorta kapsamına girmediğinden, maden çalışanlarının sigortasız olduğu belirtiliyordu. Tepki gösterilen konu ise Çöpler Madeni’nin sigortasız olması değil; o da ayrı bir sorun ama asıl tepki gösterilen maden çalışanlarının sigorta konusu.

Haberde yer aldı ama yine de özet geçeyim. Soma faciasından sonra yapılan düzenleme ile tüm maden işletmelerine, çalışanlarını kaza sonrası vefat ve sakatlık risklerine karşı sigorta yaptırma zorunluluğu getirildi. 2015 yılından itibaren maden çalışanları zorunlu ferdi kaza sigortası adı altında zorunlu olarak sigortalanmaya başlandı. Uygulamanın iyi tarafı şu; hem Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı hem de sigorta şirketleri madenlerin iş güvenliğini ve standartlara uygunluğunu denetliyor. Yani, çifte denetim. Maden işletmesi sigorta şartlarını sağlıyorsa, o madendeki tüm çalışanlar sigortalanıyor. Maden sigorta şirketinin istediği şartlara uygun değilse, sigorta yapılmıyor ve sigortası olmayan maden ocağının faaliyeti durduruluyor; sigortanın isteği şartlar yerine getirilmezse maden işletmesinin ruhsatı hepten iptal ediliyor.

ÇİFTE DENETİM YAPILIYORDU

Nitekim 2015 yılından bu yana zorunlu sigorta uygulaması ile madenler sıkı denetleniyor. Denetimi de madenin büyüklüğüne göre bir veya birkaç sigorta eksperi ile maden mühendisleri, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı yetkilileri, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü yetkilileri birlikte yapıyor. Bir kere de değil, sigortalanan maden yıl içinde dört kez belirli periyotlarda denetime tabi tutuluyor. O nedenle de bugüne kadar zorunlu sigorta için başvuran maden ocaklarının neredeyse yarısına yakını sigorta şirketlerinin yaptığı denetimlerden geçebildi, kalanı ise iş güvenliğine uygun bulunmadığından sigorta yapılmadı; kimi madenlerin faaliyetleri durduruldu, ruhsatları iptal edildi. Konuştuğum uzmanlara göre de 2015 yılından bu yana yapılan bu denetimler sayesinde maden kazaları, ofis kazaları ile aynı seviyeye gelmiş.

150 BİN LİRA TAZMİNAT MI OLUR?

Peki, sorun nerede? Zorunlu sigortanın uygulanmaya başladığı 2015 yılında sigortanın şartları şöyle belirlendi: Maden işletmeleri her bir çalışanı için sigortaya yıllık 700 lira prim ödeyerek, vefat ve sakatlık risklerine karşı sigorta yaptırıyor; sigorta şirketi de bu prim karşılığında madenci başına sakatlık ve vefat durumlarına karşı 150 bin lira teminat veriyor. Olası bir kazada madenci hayatını kaybederse sigorta şirketi yakınlarına 150 bin lira, sakat kalırsa da madencinin kendine 150 bin lira ödüyor. 2015 yılından bu yana 9 yıldır bu şartlar değişmedi, aynı kaldı. Sigorta şirketi 2015 yılında da 150 bin lira tazminat ödüyordu; yıl 2024, bugün de 150 bin lira ödüyor. İşte sorun burada.

Pazartesi günkü haberden sonra özellikle maden çalışanları ve yakınları, ‘bizimle dalga mı geçiliyor, 150 bin lira ile bugün ne olur?’ diye, haklı tepki gösterdi. Eminim, ‘kazalarda madenciler sosyal güvenlik sisteminden de tazminat almıyorlar mı?’ diye soracaksınız. Alıyorlar ama bu sigortanın şöyle bir önemi var. Malum, maden kazalarında davalar açılıyor ve o davalar 3-4 yıl sürüyor. Davanın sonucuna göre sosyal güvenlik sisteminden ödeme yapılıyor. Oysa zorunlu ferdi kaza sigortasında, sigorta şirketi hemen ödeme yapıyor. Sigortacılar buna ‘ilk ateş’ sigortası deniyor. Sigortadan alınan tazminatla da vefat eden madencinin yakınları ya da sakat kalan maden çalışanı, davalar sonuçlanana kadar sigortadan aldığı parayla idare ediyor. Bugün ödenecek 150 bin lira tazminat hiçbir derde deva olmuyor. İşin uzmanları ile konuştum, 2015 yılında 150 bin liranın ciddi bir rakam olduğunu, hatta Anadolu’da o dönem tazminatla ev bile alınabildiğini, şimdi ise bu parayla ailenin geçinmesinin imkansız olduğunu vurguluyorlar.

KİMSE DENETİME GİTMİYOR

Yazının Devamını Oku

Zamlı bayram ikramiyelerini kimler alacak?

21 Şubat 2024
Emeklilere her bayramda ödenen bayram ikramiyesi yüzde 50 artırılarak, 3.000 liraya çıkarıldı.

İkramiye artışına yönelik düzenleme de Meclis’e sunulan Yargı Paketi içine eklendi. Tasarının yasalaşması sonrasında emeklilere Ramazan ve Kurban bayramında 3’er bin lira yatırılacak. Böylece emekliler, 2024 yılında bayram ikramiyesi adı altında toplam 6 bin lira alacak. Peki, ikramiyeden kimler yararlanabilecek, ne zaman hesaplara yatırılacak? Madde madde anlatayım.

* Emeklilere Ramazan Bayramı’nda 3.000 lira, Kurban Bayramı’nda 3.000 lira olmak üzere toplam 6.000 lira yatırılacak.

* Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan (SGK) emekli aylığı, yaşlılık aylığı, vazife malullüğü aylığı, malullük aylığı, ölüm aylığı ile sürekli iş göremezlik geliri ve ölüm geliri alanlar ile şehit yakınları, gaziler, muharip gaziler, güvenlik korucuları, şampiyon sporcular ve terörden zarar gören sivil vatandaşlar ile bu kişilerin hak sahipleri bayram ikramiyesi alacak.

HİSSE ORANINDA İKRAMİYE

* Dul ve yetim aylığı alanlara hak sahiplerinin hisseleri oranında ikramiye yatırılacak. Örneğin, eşinin vefatı nedeniyle yüzde 50 hisse oranında ölüm aylığı alana 1.500 lira ikramiye, yüzde 75 hisse oranında ölüm aylığı alana 2.250 lira ödenecek. Yetim aylığı alan ve yüzde 25 hisse oranında aylık alana ise 750 lira ikramiye yatırılacak.

* Birden fazla emekli aylığı alanlar ayrı ayrı emekli aylığı alamayacak, en fazla ödemeye imkân veren dosya üzerinden, tek ikramiye ödenecek. Hem emekli aylığı alan hem de ölüm aylığı alan kişi, kendi emekliliğinden dolayı 3.000 lira ikramiye alacak.

* İş kazası ve meslek hastalığı sigortasından sürekli iş göremezlik geliri alanlar iş göremezlik derecesi oranında bayram ikramiyesi alabilecek. Örneğin, meslekte kazanma gücü kayıp oranı yüzde 25 olan biri 750 lira, kayıp oranı yüzde 50 olan biri de 1.500 lira bayram ikramiyesi alacak.

YENİ EMEKLİLER YARARLANACAK MI?

Yazının Devamını Oku

İşte ucuz sağlık sigortası yaptırmanın formülü

19 Şubat 2024
Sene başından bu yana özel sağlık sigortaları ile ilgili sadece okuyuculardan değil eşten dosttan da çokça şikayet alıyorum.

Şikayetin konusu malum, fiyat artışları. Kimileri ‘enflasyonun yüzde 65’lerde olduğu ortamda yüzde 150 artış mı olur?’ diye tepki gösteriyor, kimileri ‘yıllarca prim ödedik hiç kullanmadık şimdi öyle fiyatlar çekiyorlar ki yaptıramaz hale geldik’ diye şikayet ediyor, kimileri de, ‘bu artışları kime, nereye şikayet edelim?’ diye soruyor. Açıkçası, özel sağlık sigortalısı olarak fiyat artışlarından ben de şikayetçiyim. Önce okuyucuların sorularına istinaden fiyatların neden arttığına değineyim, sonrasında da fiyat artışını nasıl yöneteceğiniz konusunda tüyolar vereyim.

FİYATLAR NEDEN ARTIYOR?

-Doğru; özel sağlık sigortasında primler ortalama yüzde 135’e yakın arttı. Tabi bu artışlar kişiden kişiye değişiyor. Geçen sene sağlık sigortasını sık kullanan kişilerde sigorta yenilemesi geldiğinde bu artışlar yüzde 150’ye kadar çıkarken, az kullanan ya da hiç kullanmayan kişilerde artış oranı yüzde 85 ile yüzde 100 arasında değişiyor.

Özel sağlık sigortasının fiyatlarını belirleyen ana unsurlar; hekim ücretleri, tıbbi malzeme fiyatları, teşhis ve tedavi fiyatları, Türk Tabipler Birliği’nin açıkladığı doktor fiyat tarifesi, devletin açıkladığı Sağlık Uygulama Tebliği fiyatları. Döviz kuru, enflasyon, enerji maliyeti, asgari ücretteki artışa paralel özel hastaneler fiyatlarını artırdıkça, sigorta şirketleri de özel sağlık sigortalarının fiyatlarını artırıyor.

BU REÇETEYİ UYGULAYIN

- İkincisi, okuyucuların sorduğu, ‘enflasyonun yüzde 65 olduğu ortamda yüzde 100, yüzde 150 artış olur mu?’ sorusunun cevabına. Kriter, tüketici enflasyonu değil, sağlık enflasyonu; o da yüzde 80 ve bu da 2023 yılı enflasyonu. Bugün sağlık sigortanızı yenilediğinizde gelecek bir yılı yani, 2024’ün Şubat ayına kadarki dönemi kapsıyor. Sigorta şirketleri bu bir yıl içinde oluşacak sağlık enflasyonunu, özel hastanelerin yapacakları fiyat artışlarını hesaplayıp bir prim belirliyor; üzerine de sigortalının varsa geçmişteki sağlık harcamalarından ve sigortayı kullanım sıklığından kaynaklanan farkı ekliyor. İşte o fiyat; bugün sağlık sigortasında yüzde 85 ila yüzde 150, hatta daha fazla prim artışını ortaya çıkarıyor.

-Peki, özel sağlık sigortasındaki fiyat artışından dolayı vatandaş sigorta şirketini şikayet edebilir mi? Edebilir ama sonuç alamaz. Çünkü şirketler, fiyatlarını serbestçe belirliyor ve yasa, kanun adına ne derseniz deyin, şirketlere bu hakkı veriyor. Açıkçası, mevcut durum böyle devam ederse, sağlık sigortasında fiyatlar da artmaya devam edecektir. Bu işin çözümü var mı? Bir reçete var. Madde madde anlatayım, uygulayıp uygulamamak size kalmış. Vereceğim fiyatlar, sigorta şirketlerinden aldığım ortalama fiyatlardır ve kişinin yaşına, yaşadığı şehre, sigorta şirketine göre değişiklik gösterebilir. Ama bir fikir verir.

-Özel sağlık sigortanız hem yatarak hem de limitsiz ayakta tedaviyi kapsıyorsa ve ciddi bir fiyat artışı ile karşı karşıyaysanız; ayakta tedaviyi çıkarıp, sigortanızı sadece yatarak tedaviye çevirebilirsiniz. Bu size ciddi fiyat avantajı sağlar. Ameliyat gerektiren bir sağlık sorunu ile karşılaşırsanız sigorta şirketi tüm masrafları karşılar. Ufak tefek sağlık sorunlarınızı ise cebinizden ödersiniz. Bu size nasıl bir fiyat avantajı getirir? Bugün 40 yaşında erkek sigortalı hem yatarak hem limitsiz ayakta tedaviyi kapsayan sağlık sigortası yaptırdığında, ödeyeceği prim 70 bin lira civarında. Ayakta tedavi limitsiz değil de limitli olursa, bu fiyat 55 bin liralara düşüyor. Sadece yatarak tedaviyi kapsayan sigorta yapılırsa, o zaman fiyat 23 bin liraya düşüyor. Yani yarı yarıya fiyat iniyor. Kimi şirkette bu fiyat daha da düşük oluyor. 

Yazının Devamını Oku

Emeklinin bayram ikramiyesi ne kadar artacak?

15 Şubat 2024
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın, bayram ikramiyelerinde artış yapılabileceğinin sinyalini vermesi ile emeklilerin de gözü senede iki kez aldıkları bayram ikramiyelerine çevrildi.

2018 yılında yapılan düzenleme ile emeklilere Ramazan ve Kurban Bayramı olmak üzere senede iki kere, bayram öncesinde ikramiye veriliyor. 

2018 yılından bu yana da emekli aylığı, yaşlılık aylığı, vazife malullüğü aylığı, malullük aylığı, ölüm aylığı ile sürekli iş göremezlik geliri ve ölüm geliri alanlar ile şehit yakınları, gaziler, muharip gaziler, güvenlik korucuları, şampiyon sporcular ve terörden zarar gören sivil vatandaşlar ile bu kişilerin hak sahiplerine bayram ikramiyesi ödendi.

Düzenleme çıktığında emeklilere her bayram öncesinde 1.000 TL ikramiye yatırıldı, ardından bu tutar 1.100 liraya, 2023 yılında ise 2.000 liraya yükseltildi.

Böylece geçen sene toplam 4.000 lira bayram ikramiyesi ödendi ve EYT’den emekli olanlar da bayram ikramiyelerini aldı. Geçen sene 4.000 liralık bayram ikramiyelerinin dışında sene sonunda tüm emeklilere 5 bin lira daha ikramiye yatırıldı. Başta sadece çalışmayan emeklilere ikramiye ödenmesine karar verilirken, sonradan alınan kararlara bu imkândan tüm emekliler yararlandı. Bu kapsamda da 2023 yılında tüm emekliler 9 bin lira ikramiye aldı.

NİSANIN İLK HAFTASINA YETİŞMELİ

Şimdi ise 2024 yılında emeklilere ödenecek bayram ikramiyesinde artışa gidilmesi planlanıyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, emeklilerin bayram ikramiyelerinin artırılması yönünde talebi olduğunu belirtti. Bakan Işıkhan,“Hükümet olarak bu adımı atmaya hazırız. Çalışmalara kısa sürede başlayabiliriz” açıklamasını yaptı.

2024 yılında bayram ikramiyeleri, 9 Nisan Ramazan Bayramı ve 15 Haziran Kurban Bayramı öncesi emeklilerin hesaplarına yatırılacak. Eğer ikramiyeler artacaksa 31 Mart yerel seçimlerinden önce çalışmanın tamamlanması lazım ki, 9 Nisan Ramazan Bayramı öncesine, yani nisan ayının ilk haftasına yetişsin. Malum bunun için yasa hazırlanması, tasarının Meclis’te görüşülmesi ve ardından da onaylanıp, yasalaşması gerekiyor.

Yazının Devamını Oku