31 Mart yerel seçim analizi (18) | MHP, Yeniden Refah, DEM ve İYİ Parti üzerinden son bir değerlendirme

Geçen 31 Mart’ta yapılan yerel seçimlerin sonuçlarını değerlendirdiğimiz yazı dizimizin sonunda genel bir özet niteliğindeki nihai bölümde CHP ve AK Parti’den sonraki başlıca aktörlerin durumuna eğilirken önce MHP’ye bakalım.

Haberin Devamı

MHP’ye üçüncü sırada yer vermemizin nedeni, daha önceki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi, seçimden hemen sonra “Türkiye Geneli” olarak paylaşılan sıralamada bu partiye atfedilen oranın durumu gerçekçi bir şekilde yansıtmamasından kaynaklanıyor.

Seçimde 30 büyükşehirde belediye başkanlığında kullanılan oylar ile 51 ilde il genel meclisi oylarının toplamını esas alan bu hesaplamada, MHP, yüzde 4.99 oranı ile DEM Parti ve Yeniden Refah Partisi’nin ardından beşinci sırada geliyor.

Aslında belediye başkanları yerine parti aidiyetiyle kullanılan ilçe belediye meclisleri oylarını esas alan daha gerçekçi hesaplamada, MHP oran olarak yüzde 6.59’a çıkarak, bu kez Yeniden Refah’ın arkasında dördüncü sırayı alıyor.

MHP İL GENEL MECLİSLERİNDE BİR YIL ÖNCEKİ  OYUNUN BİRAZ ÜSTÜNDE

Haberin Devamı

Kanaatimizce, MHP’nin gerçek oyu bu oranın da üstündedir. Bunun nedeni, dünkü yazımızda da anlattığımız üzere, MHP’nin yapılan seçim ittifakı çerçevesinde 30 büyükşehirde ilçe belediye meclislerinin yaklaşık beşte dördünde AK Parti listelerini desteklemiş olmasıdır.

Bunun sonucu büyükşehirlerde MHP oylarının azımsanmayacak bir bölümü sandıklarda AK Parti oylarının içine geçmiş bulunuyor. Bu olguyu göz önünde bulundurursak, mantıken MHP’nin oranının yüzde 6.59’un üstünde olduğunu kabul etmemiz gerekir.

Buna karşılık, büyükşehirlerin dışında kalan 51 ildeki il genel meclisi seçimlerinde ittifak yapılmadığı için, 31 Mart’ta MHP’nin bu pusulalardaki oyunu kesinlik içinde ölçebiliyoruz. YSK’nın web sayfasında yayımlanan sonuçlara göre, MHP, 51 ildeki il genel meclisleri oy sayımında tam 1 milyon 709 bin 671 oy almıştır. Bu oyun 51 ilin toplamı içindeki oranı yüzde 16.64’tür.

Bu toplam, MHP’nin 14 Mayıs’ta yapılan milletvekili seçiminde söz konusu 51 ilde aldığı 1 milyon 593 bin oyun bir nebze üstünde görünüyor. İl genel meclisleri için 51 ilde oy kullanan seçmenler, Türkiye’deki toplam seçmenin yüzde 22’sine karşılık geliyor.

MHP’NİN SEÇİMDE GÖRDÜĞÜ KRİTİK İŞLEV

Buradaki önemli nokta, aktardığımız oy toplamının bize 31 Mart seçiminde MHP seçmeninde Türkiye’nin geniş bir coğrafyasında en azından sandığa gitmeme gibi bir eğilimin olmadığını göstermesidir.

Haberin Devamı

MHP seçmenlerinin kalan 30 büyükşehirde de belli ölçülerde bu eğilimi tekrarlamış olmaları halinde, MHP’nin oyunun 14 Mayıs’ta ülke genelindeki yüzde 10 oranı eşiğinde bir yerde olduğu tahmin edilebilir. Hatta katılımın düşük çıkması bu oranı biraz yukarı da çekebilir. Ancak yine de oyların iç içeliği nedeniyle oy miktarlarını kesinlik içinde ölçebilmek mümkün değildir.

Anlattığımız durum ışığında MHP’nin Cumhur İttifakı’nın bileşeni olarak bu seçimde dolaylı bir şekilde de olsa, kritik bir rol oynadığını görüyoruz. Şöyle bakalım: MHP ilçe belediye meclisleri seçiminin tümüne kendi listeleriyle katılmış olsaydı, oyları AK Parti listelerine gitmeyeceğinden, AK Parti’nin oy toplamı kamuoyuna açıklanan rakamın altında bir yerde olacaktı.

Haberin Devamı

Genel bir tespit olarak, 14 Mayıs milletvekili seçimi ile kıyaslama yapıldığında, MHP’nin 31 Mart’taki seçimden kitlesel destek zemini anlamında ülke genelinde gücünü önemli ölçüde koruyarak çıktığı belirtilebilir.

YENİDEN REFAH PARTİSİ DENKLEME GİRERKEN

Yeniden Refah Partisi’nin durumuna baktığımızda, kabul edelim ki, 31 Mart seçimi bu partinin siyaset sahnesinin yeni aktörü olarak konumunu tescil ettirmesine sahne olmuştur. İlk kez geçen yıl mayıs ayındaki milletvekili seçimine katılan bu partinin, yerel seçimde oyunu iki katından da fazla artırarak 3 milyon 192 bin oyla yüzde 6.96 gibi bir orana çıkmış olması kayda değer bir sonuçtur.

YRP, AK Parti seçmeni olup iktidarın izlediği politikalardan dolayı rahatsızlıklarını ortaya koymak isteyen ancak bunu yaparken muhafazakar kulvarın dışına çıkmaktan da kaçınan seçmenler açısından alternatif bir çekim merkezi kimliği kazanmıştır.

Haberin Devamı

Özellikle Orta ve Doğu Anadolu’da, ayrıca Karadeniz bölgesinde sandıkların sonuçları incelendiğinde, AK Parti oylarındaki gerileme ile YRP’nin yükselişinin birbirine paralel bir şekilde işlediğini görüyoruz. Gaziantep, Kahramanmaraş, Konya gibi Anadolu’nun büyükşehirlerinde iktidar partisinin kayıplarının belirgin bir kısmının YRP’ye gittiği yorum gerektirmeyecek bir açıklık içinde izleniyor.

Ancak vurgulanacak bir husus, YRP’nin siyasi etkisinin daha çok Anadolu’nun değindiğimiz bölgeleriyle sınırlı kalmasıdır. En azından bu aşamada genel olarak Batı’ya doğru yayılan bir büyüme eğilimi gözlenmiyor bu partide. Dolayısıyla AK Parti’ye dönük yarattığı baskı şimdilik daha çok değindiğimiz coğrafyayla sınırlı görünüyor.

Haberin Devamı

YRP’nin yakaladığı ivmeyi koruyabilmesi halinde, bu partinin bundan sonraki süreçte muhtemel ittifak arayışları açısından da hesaba katılması gereken bir aktör olacağı söylenebilir.

Ayrıca, seçimin hemen sonrasında AK Parti iktidarının İsrail karşısındaki politikasında gözlenen sertleşme adımlarının, YRP’nin seçim kampanyasında bu alandaki kuvvetli eleştirilerinin ertesinde gelmesi de, partinin şimdiden belli bir etki icra ettiğinin göstergesidir.

GÜNEYDOĞU’DAKİ DÜŞÜK KATILIMA DİKKAT

DEM Partisi’ne gelince... Bu partinin aldığı sonucu değerlendirirken de öncelikle Güneydoğu ve Doğu Anadolu’nun bu seçimde katılım oranının en düşük seyrettiği bölgeler olduğuna dikkat çekmeliyiz. Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener’in açıklamasına göre, büyükşehirlerde seçime en düşük katılım yüzde 67.34 ile Diyarbakır’da, il bazında ise yüzde 59.63 ile Bingöl’de gerçekleşmiştir.

HDP çizgisinin devamı olan DEM Partisi, bölgede başat siyasi güç olduğunu bir kez daha sergilemiştir. Ancak DEM Parti’nin oylarında bir önceki 14 Mayıs 2023 milletvekili seçiminde HDP çizgisini temsil eden Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’ne kıyasla belli bir düşüşün yaşandığı vurgulanmalıdır. 14 Mayıs’ta yüzde 8.79 oranıyla 4 milyon 624 bin olan oy toplamı, bu kez ilçe belediye meclislerinin baz alındığı hesaplamada 2 milyon 652 bine gerilemiştir. Oran yüzde 5.78’dir.

Örneğin, bu partinin Diyarbakır’da 14 Mayıs 2023 seçiminde 561 bin olan oyu, geçen 31 Mart’ta 447 bine gerilemiştir. Yaklaşık 114 bin dolayında bir düşüş söz konusu. Bu gerileme eğilimini bölgede Batman, Şanlıurfa, Van gibi başka illerde de görmek mümkündür. Gerek bölgedeki katılımın gerilemesi gerek DEM oylarındaki düşüş yönelişi HDP hareketi açısından düşündürücü bir duruma işaret ediyor.

Bunun nedenleri konusunda bir dizi faktör öne sürülebilir. Bunlar arasında bölgedeki seçmenin en azından bir kesiminde bu aşamada siyasetten uzaklaşma eğiliminin uç verdiği şeklinde bir okuma yapılabilir.

HDP OYLARINDA BÖLGE - METROPOL AYRIŞMASI

Bu arada, DEM Partisi oylarından söz ederken bölgedeki geleneksel HDP çizgisindeki oylar ile ülkenin batısında büyük metropollerdeki, özellikle İstanbul’daki HDP eğilimli Kürt seçmenlerin oyları arasında bir ayrışmanın ortaya çıkması da bu seçimin yine dikkat çekici yönlerinden biridir. DEM Partisi İstanbul’da büyükşehir belediye başkanlığı için ayrı bir aday (Meral Danış Beştaş) çıkarmış olsa da, bu aday ancak yüzde 2.12 oranında oy alabilmiş, HDP tabanından CHP’ye kayda değer bir yönelme olmuştur.

Buradaki paradoks, CHP Güneydoğu’da ciddi bir varlık gösteremezken, aynı partinin ve/ya da adaylarının bir yerel seçimde batıdaki bazı büyük metropollerde Kürt seçmenler açısından önemli bir adres olabilmesidir. Bunda HDP çizgisindeki Kürt seçmenlerin iktidara mesafe koyma arayışı kadar, metropollerin sosyolojisinin parti aidiyetlerini çözen dinamiklerinin de işlediğini teslim etmemiz gerekir.

İYİ PARTİ BURADAN NEREYE GİDER?

Bu seçimin kaybedenlerinden biri de oy toplamı 14 Mayıs’a kıyasla yarıdan fazla eriyen ve 5.2 milyondan 2.1 milyona inen, yüzde 10 oranından yüzde 4.58 oranına gerileyen İYİ Parti’dir.

Sandıklardaki kayıplar sonrasında kongreye giderek liderliğini değiştiren bu partinin yeni bir başlangıç yapıp yapamayacağı, tabandaki gücünü koruyup koruyamayacağı önümüzdeki dönemde Türk siyasetinin en kritik sorularından biridir. Özellikle TBMM’de 37 milletvekilinden oluşan gruba sahip olduğu da düşünüldüğünde...

Her halükârda, söz konusu dört siyasi partinin önümüzdeki dönemde nasıl bir yol kat edecekleri, siyasette ileride gündeme gelmesi muhtemel ittifak denklemleri açısından da önemli sonuçlar yaratabilecektir.

Tabii, daha küçük ölçekte olan ancak yüzde 1 oranının üzerinde duran Zafer Partisi (yüzde 2.44) ve Saadet Partisi’ni (yüzde 1.29) de hesaba katmak gerekir.

Yazarın Tüm Yazıları