Demirhan Demircioğlu: Çok kibarım, bazı durumlarda kendimden rahatsız da oluyorum

Güncelleme Tarihi:

Demirhan Demircioğlu: Çok kibarım, bazı durumlarda kendimden  rahatsız da oluyorum
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 18, 2024 07:00

Birbiri ardına yeni, genç oyuncular hayatımıza girerken o bu sezonun yıldızı en çok parlayan isimlerinden biri oldu. Hızla bir hayran kitlesi edindi, sık sık sosyal medyanın gündeminde üst sıralarda yer buldu, yakaladığı başarı için “Yolculuk içinde olduğum bir durumdayım” diyor. Hakkında bilgi yok denecek kadar azdı. Biz de Demirhan Demircioğlu’yla buluştuk; hayatını, oyunculuk macerasının nasıl geliştiğini, İstanbul’a gelme hikâyesini ve aşkı konuştuk: “Aşk, çabasız anda kalmak.”

Haberin Devamı

25 yaşında, yani daha yolun başında. Bu ilk röportajımız. Karşımda canlandırdığı karakter gibi çok nahif, genç bir oyuncu var. Kıvırcık saçları, bal rengi gözleri ve yeteneğiyle adını ileride sık sık duyacakmışız gibi duruyor. Objektif karşısına geçtiğindeyse yılların deneyimine sahipmişçesine pozlar veriyor. Ankara doğumlu ama küçüklüğünden beri İstanbul hayallerini süslemiş. Ve o hayalini gerçekleştirmek için İTÜ’de petrol mühendisliği okumaya başlamış, şimdilerde Yeditepe Üniversitesi Tiyatro Bölümü’nde ama okulu bu sezon dondurmuş. Tam gaz işlerine devam ediyor.  Buyurun Demirhan’ın dünyasına...

Bu sezonun en dikkat çeken isimlerindensin. Ama hakkında çok bilgi yok. Sen kimsin?

Ben Demirhan. 25 yaşındayım. Ankara’da doğdum, 18 yaşına kadar orada yaşadım. Babam doktor, annem ziraat mühendisiydi, emekli oldu. 5 yaşında ilkokula başladım, disiplinli yetiştirildim. Ama 13 yaşından beri hep İstanbul hayali kuran bir çocuktum.

Haberin Devamı

Neydi İstanbul sevdanın sebebi?

İstanbul’a bir kere gelmiştim. O kaosu, kargaşayı sudan çıkmış balık gibi izlemeyi sevdim. Bir de o zamanlar çocukluk aşkım İstanbul’a taşınmıştı, ortaokuldaydık. Çocukça hırslanmıştım; “Ben de büyüyünce İstanbul’a gideceğim” diyordum.

Peki, nasıl geldin İstanbul’a?

Ankara’da büyüdüğüm sitede çocukluk arkadaşım vardı. Kuzenleri Maslak’ta bir sitede oturuyorlardı. Rezidansı ve düzenini çok sevdim, herkes spora gidiyor, köpeği var... Filmlerde izlediğin ideal hayat gibi. “Burada yaşamak için ne yapmam lazım” diye düşündüm ve yakın okul olan İTÜ’yü kazanmayı kafaya koydum.

Kazandın mı?

Evet, petrol mühendisliği bölümünü kazandım. Ve o rezidansa yerleştim (gülüyor).

Okulu da bitirdin o zaman...

Yok bitiremedim. Bir hayalim de sporla ilgilenmekti. Hazırlığa giderken bir gün metroya doğru yürüyordum, arka sokaktan giderek yolu uzattım. Baktım bir spor salonu, Ankara’daki hocam Okan Belovacıklı açmış “Ben de artık İstanbul’dayım, burada çalışabilir miyim” dedim. Sağ olsun şans verdi. Sonra hoca da oldum, 7-8 ay okula gitmedim. Berke diye bir arkadaşımla bu sırada organizatörlük yaptık, festivaller düzenledik, para kazanmaya da başladık. Okuldan iyice uzaklaştım. Sonra da bıraktım.

Haberin Devamı

Demirhan Demircioğlu: Çok kibarım, bazı durumlarda kendimden  rahatsız da oluyorum

Babamın dedesi kalay ustasıydı, küçük yaşta onun sayesinde ustaların yanında nasıl çıraklık yapılır, gördüm.

Oyunculukla nerede tanıştın?

Arkadaşım Berke aynı zamanda oyuncu olmak istiyordu. Ajanslara gidiyordu. O dönem ajans, menajer falan nedir bilmiyordum. O ajansına görüşmeye gittiğinde, ben de sonrasında kahve içeriz diye yanında gittim, orada “Seni de çekelim” dediler. Sonra bir reklam teklifi geldi. Çekim sırasında rejiden biri bana bir menajerin talip olduğunu söyledi. O menajerin beni aramasını bekledim, o sırada oyunculuk metotlarını araştırmaya başladım. Ama aramadı. Sonra bir reklam filmi daha geldi. Etrafımda olanlardan bir şey anlamıyordum. Çevreden duyduğum yorumlarla birlikte yolum Craft’la kesişti. 2,5 yıl oyunculuk eğitimi aldım. O zaman net karar verdim, başka hiçbir şey yapmak istemiyordum.

Haberin Devamı

Sence yeni bir isim olarak farkın ne?

Bu mesleği öğrenmeye başlayalı dört yıl oldu ama bu işe yıllarını veren insanlarla bir şekilde hayat beni kesiştirdi. Onların yolculuklarını dinledim, gördüm, anladıklarım oldu, anlamadıklarım oldu... Yolculuk içinde olduğum bir durumdayım. O yüzden ağır bir soru. Ama babamın dedesiyle benim fotoğrafımızın bir dövmesi var vücudumda, ondan yola çıkarak bir şey söyleyebilirim. Kendisi kalay ustasıydı, küçük yaşta yazları Beypazarı’na giderdim, onun sayesinde aslında ustaların yanında çıraklık nasıl yapılır, gördüm, sevdim. Asistanlığı, çıraklığı iyi bilirim diyebilirim, farkım değil ama bu, hayatımdaki olayları artıya taşıyan bir şey.

Haberin Devamı

Hakkında çıkan bir haber oldu; eskiden bir mekânda, eski kız arkadaşınla kavga ettiğin, ardından mekân işletmesiyle mahkemelik olduğun iddia edildi. Sen sustun. Neler yaşandı?

Kız arkadaşımla biz aynı taraftaydık. Bizi yıpratan bir süreçti, o yüzden açıklama yapmadım. Sanki kız arkadaşımla davalık olmuşuz gibi anlaşıldı ama öyle bir şey yok. Arkadaşlarımızla kalabalık bir eğlencenin içindeyken mekân sahipleriyle kendimizi bir kavga içinde bulduk. Darp edildik. Onlar kendilerini aklamak için böyle bir şeyi ortaya attılar. Dava lehimize sonuçlandı. Kız arkadaşımla yollarımız ayrılmış olsa da iletişim halindeyiz. Onun da benim de yolum etkilenmesin diye, böyle gündeme gelmek istemedik ve  açıklama yapmadık.

Haberin Devamı

Demirhan Demircioğlu: Çok kibarım, bazı durumlarda kendimden  rahatsız da oluyorum

ÇARPILDIĞIMDA ÇOK HAYAL KURABİLİYORUM

Ekranda gördüğümüz centilmen ve nahif delikanlı ne kadar sensin?

Çok kibarım, bazı durumlarda kendimden rahatsız da oluyorum. Bence mesleğim gereği daha yırtıcı olabilmem gereken alanlar var.

Gençler sana bayılıyor. Sen aynaya baktığında ne görüyorsun?

Aynaya baktığımda genellikle kusurlarımı görmeye çalışıp bir düzeltme, toparlama çabasına giriyorum. Yalan söylemeyeyim. gerçekten iyi hissettiğim zamanlar oluyor ama bu, hayatı nasıl yaşadığıma bağlı... Sporum, uykum düzenliyse ve kendime iyi baktığım dönemlerdeysem ‘Okey, iyisin’ diyorum.

Çapkın mısın?

Çapkındım. Bulunduğun yerde, beğendiğin, hoşuna giden insanlara bakmak çapkınlıksa evet çapkınım. Ama çapkınlık biraz daha eylemsel bir şey gibi geliyor. Bunu eyleme döktüğüm dönemlerim oldu, şu an bunu seçmediğim bir dönemdeyim.

Tavlar mısın tavlanır mısın?

Tavlanarak tavlarım.

Nasıl yani?

Bir şeye çarpıldığımda çok hayal kurabiliyorum, o kurduğum hayallere tavlanıyorum. Shakespeare’in bir sözü vardır: “Beğendiğiniz bedenlere, hayalinizdeki ruhları koyup bunu aşk sanıyorsunuz.” Ben de öyle yapıyorum ve o kişiye tavlanıyorum.

Şu an kız arkadaşın var mı?

Var ama bende kalsın.

Aynı meslekten misiniz?

Değiliz.

Aşkı nasıl anlatırsın?

Aşk, çabasız anda kalmak. Ama o anın içinde hem yarını hayal edebilmek hem geçmişi hissedebilmek.

Demirhan Demircioğlu: Çok kibarım, bazı durumlarda kendimden  rahatsız da oluyorum

‘BANA ÖYLE BAKMA...’

Yeni işin aldatma ve aldatılma hikâyesi. Hiç aldattın mı?

Aldatmadım ama aldatıldım.

Yakaladın mı?

Evet, yakaladım. İnsan bütün doğruları, dürüstlüğü görebiliyor ama bir yandan es geçmeye de kendini alıştırıyor, aslında kendimizi manipüle ediyoruz. Ben de içimde oluşan şüpheyle peşinden gittim ve karşıma çıktı.

Ne yaptın?

Affetmek istediğim hatta affettiğim bir dönem yaşadım. Aslında ayrılık oldu, aradan zaman geçti ve yeniden denemek istedim.

Aşka olan inancın sarsıldı mı?

Sarsıldığı bir dönem oldu ama sonra o duygudan çıktım, bu sanırım duruma baktığın yerle ilgili.

Sosyal medyada takipçilerin artıyor. Fake adresin var mı?

Eski dönemlerimde çok vardı, şimdi birini merak edersem direkt bakıyorum.

En son kimi stalk’ladın?

Seni stalk’ladım.

Ahlaksız teklif alıyor musun sosyal medyadan?

Evlilik teklifleri çok geliyor. Canlandırdığım karakterden dolayı da nahif, daha tatlı bir yerden beni görüyorlar herhalde.

Şimdiye kadar aldığın en garip iltifat neydi?

Bazen ters bir cümle söylerken aslında iltifat ediliyor. Onları garipsiyorum, “Bana öyle bakma” gibi.

Demirhan Demircioğlu: Çok kibarım, bazı durumlarda kendimden  rahatsız da oluyorum

İNSANIN NEYE ALDANDIĞINI GÖRDÜM

Hayatta en büyük meydan okuman neydi?

‘İstanbul sen mi büyüksün ben mi büyüğüm’ diye meydan okudum ve hâlâ okuyorum, sonuca bakacağız.

Şöhretle birlikte tanındıkça hayatında neler değişti?

Şöhretle değil ama bu iş sayesinde büyümeyi ve sorumluluk alabilmeyi öğrendim. ‘Bahar’da, Bahar karakterinin Umay’a yazdığı bir mektup vardı “Sesini kesmek, seni susturmak isteyecekler, susma” bunu büyüdükçe çok daha iyi görüyor insan. Şöhretsen de bunu daha çok yapman, daha kendinden emin olman gerekiyor, bu da sorumluluk almayı öğreten bir durum yarattı bende.

Korkutuyor mu?

Korkutuyor tabii. Önceki işlerim tutmamıştı, bunun da olmaması, devam etmemesi bir korkuydu. Ama dizinin ilk bölümünü izledik, ertesi gün reyting sonuçları geldi, tatmin, sevinç ama yanında bir de ciddi bir korku geldi.

Neden?

Çok güzel bir şey anlatıyoruz, çok güzel ve önemli insanlarla oynuyorum, ‘sorumluluğum çok daha fazla’ korkusunu yaşamaya başladım. Düşünsene, Demet Evgar’la oynuyorsun, aynı frekansta kalabilecek misin, kendimi işini bu kadar iyi yapan insanların yanında, onlara karşı borçlu bir durumda hissettim ve “Esas şimdi başlıyoruz” dedim.

Demirhan Demircioğlu: Çok kibarım, bazı durumlarda kendimden  rahatsız da oluyorum

Bundan sonrası için hayallerin neler?

Hepimizin hayalleri; hayallerimizi, planlarımızı anlattığımız insanlar var. Buna dair içinde 10 birimlik bir enerji varsa bunu söylediğinde bir tık onu yaşamış oluyorsun ve 9 birime düşüyor bu yüzden hedefe giderken cebimde durması gereken enerjiden bir birim yemiş oluyorum, bunu istemiyorum.

Savrulmaktan korkuyor musun?

Önceki işlerimde bazı ilgilerin insanı değiştirebileceğini gördüm. Seni garip garip yerlere götürebilir, aldanabilirsin, kendini tatmin etmemen gereken yerlerdeyken tatmin edebilirsin. Bir tık savrulduğum bir dönem yaşadım, Allah’tan kısa sürdü. İnsanın neye aldandığını ve aldanmaması gerektiğini de gördüm.

Neye aldanılıyormuş?

İlk işlerimde oyunculuk deneyimim yokken insanların iyi olduğum şeyleri söylemesi, sanki bu mesleği çok iyi yapabiliyorum gibi bir aldanmaya sebep oldu. Bu motivasyonumu başka anlamlarda yükseltse de mesleki anlamda mutluluğumu etkiledi.

 

BAKMADAN GEÇME!